Bir
alıntı:
“Croker,
“80 yıldan beridir, genel bağlamda, uzaydaki herhangi bir küçük bölgenin
kendine has özelliklerinin evrenin sonsuz hareketlerini etkilemediği
varsayımıyla hareket ettik,” diyor. “Şimdiyse, genel göreliliğin, ortalama bir
kent büyüklüğünde bir alan kaplayan çökmüş yıldızları, bir bütün olarak evrenin
hareketlerine bin milyar kere milyar kat daha fazla bağlayabildiğini anladık.”
https://www.gazeteduvar.com.tr/bilim/2019/09/18/kara-delikler-karanlik-enerjiden-mi-meydana-geliyor/
Bu ne
demek?
Bu,
Planck’ın inkar ettiği, ‘parça bütünden büyüktür’ modelinin Evren’e uygulanması
demek.
Bu
model, zaten aynı atomun 2 yerzaman noktasında bulunabilmesi ile mümkün
görünüyordu ve bu somuttu. Şimdi kuram ve soyut da, öyle olabileceğini
söylüyor.
Kuramsal
olarak da, her tür Julia Seti türü modeller, birbirine (uzakta olup / görünüp) değmeden değen uzayzaman veya düzlem noktalarını modelliyor.
Olay,
karanlık enerjiye bağlanmış:
“1966
yılında, Leningrad’da bulunan ‘Ioffe Fiziko-Teknik Enstitüsü’nde genç bir
fizikçi olan Erast Gliner, devasa yıldızların, günümüzde ‘Karanlık Enerjinin
Jenerik Nesneleri’ (GEODE’ler) diye adlandırılabilecek şeylere çökmesi
gerektiğine ilişkin, alternatif bir varsayım önerdi. Bunlar, dışarıdan
bakıldığında kara delikler gibi görünür ama kara deliklerin aksine, tekillik
yerine karanlık enerji barındırırlar.”
Soru
kipi:
Karanlık
enerjinin tekillik kipi ne olabilir?
Tekilliğin
epistemik izolasyonu, nasıl tersine modellenebilir?
+
Çıkış:
Çok
yıldı yazıyoruz:
Einstein,
Planck ve Heisenberg üçlüsü birarada, fiziğe yüz küsur yıllık bir trilemma soktu
/ dayattı. Kutsal beyin sayıldıkları için de, kimse onlara karşı paradigma
üretmeye kalkamadı.
Eh,
ister yüzyıl, ister bin yıl olsun, paradigmatik duvarlar er veya geç yıkılıyor.
Bilim tarihi öyle olduğunu yazıyor.
(18 Eylül 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder