İşte,
tam da bu.
Bu,
Erdoğan’ın neden hala oy aldığını açıklayan en uygun moment.
Sorun,
bunun bizim gibi bir 3. Dünya ülkesinde değil, bir 1. Dünya ülkesinde
yaşanması.
+
Alıntı:
“Opinium
tarafından yapılan ankete göre, Britanya'da Muhafazakar Parti ve partinin Genel
Başkanı Boris Johnson, geçirdikleri kaotik haftaya rağmen, İşçi Partisi ile
arasındaki farkı 10 puana çıkardı.
…
Johnson,
geçen hafta Avam Kamarası'nda iki günde üç oylama kaybetti, partisi
Parlamentodaki çoğunluğunu yitirdi, kardeşi Jo Johnson'ın da dahil olduğu
isimler, kabinesinden istifa etti.”
Çıkarsamalar:
Seçmen
aşırı bilgisizleşti ve zekasızlaştı.
Karşıtlar
ve alternatifler de, en tez denli abuk sabuk. Buradaki örnek, İşçi Partisi’nin
abuksamaları.
Seçimler
gereksizleşti ve seçmen seçimlere karşı inanıcını kaybetti. İlki nesnel,
ikincisi öznel durum.
Anımsamak
gerekli:
İngiltere’de
1648’de de benzeri durumlar yaşanmıştı.
ABD’de
başkanlık seçimlerine katılım % 50’nin altına inmişti.
Türkiye’de
ise, son zamanlarda seçimlere sabit bir ilgisizlik var. Sürikle kutuplaşmadan
söz ediliyor ama sandığa gitmeyen sabit % 15 var ve anketlerde % 60,
parlamentoda partisinin olmadığını imliyor.
+
Çıkış:
Sonuçta
ve bu koşullarda, en az bir parti ve başkanı yükselecek demektir ki % 0 seçime
katılım beklenmiyor, beklenmesi gerekir ama beklenmiyor.
Kimin
yükseldiğinin hiç önemi yok, sistem batmaya devam edecektir.
(10 Eylül 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder