Bir
alıntı:
“Türkiye’nin
şimdi de bir Rusya’nın kapısına bir ABD’nin kapısına gidip geldiğini vurgulayan
Bulut, Türkiye’nin uluslararası bir anlaşmanın olması halinde bunu bir koz
olarak kullanmaya çalıştığını söyledi. Ancak, Suriye ordusunun artık Türkiye’ye
tahammülünün kalmadığını ifade eden Bulut, “İdlib’de asıl sorun, orada bulunan
yaklaşık 40 bin El Kaideci’nin ne yapacağıdır. Türkiye’nin önünde iki yol var.
Birincisi bir yol açıp, bunların Libya gibi ülkelere gitmesini sağlayacak. Ama
hepsinin birden gitmesini sağlamayabilir. İkincisi, Türkiye’nin denetiminde
olan bölgelere yerleştirmek. Türkiye bunu ileride vurucu bir güç olarak
kullanabilir. Tabii bu fazla uzun sürmez. Düğümü muhtemelen Suriye ordusu
çözecek” diye belirtti.”
Bulut
solculuktan dinci sağcılığa evrilmiş biri.
Hüsnü
Mahalli gibi Suriye / Arap uzmanı sayılıyordu (Mahalli oyunun dışına sürüldü).
İroniden öte acı bir biçimde, alandan uzak kalmış Cengiz Çandar’ın gidişatı hiç
kavrayamamış son 10 yıllık metinleri gibi, metinler yazmaya başlamış.
Tuhaf
olan şey, alandaki Selcen’in ve Taştekin’in de aynı durumda olmaları.
İnsan 3-5
adım önce kendi yazdıklarını bir okur. Sonra bakar, 3-5 adam sonra ne kadar
haklı çıkmış?
Bulut,
kendi dediklerini tartmaktan uzak noktaya gelmiş.
En sonuncuyu
ilk önce söyleyelim.
Suriye
ordusu, yıllarda hangi son sözü söyleyebilmiş ki şu an söyleyebilsin?
Son sözü
% 90 Putin, % 10 Trump söyleyecek, arada da belki eser miktarda (% 0,001 falan)
Ardoğan belirleyecek.
Teröristlere
gelince, Suriyelik mülteciler sorunu gibi aynı:
Sorun
artık çözülebilirlik noktasının çok uzaklarında.
Tek yol,
hepsini öldürmek ki bu da en az 20 bin diğer ordu askelerinin ölümü demek olur.
Eğer
bunları Dünya’ya salarlarsa, 50 ülke birden teröristleşir.
Olay dönüp
dolaşıp AB’nin başında patlar.
Bu
konular daha önce çok yazıldı. BM raporları bile bu kadar açıkseçik konuşuyor
artık.
Sorun,
Bulut’un tüm bunlar yokmuş gibi yazabilmesinde.
(13 Eylül 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder