Pazar, Eylül 15, 2019

Koyalım da, Ne Koyalım?: Diyarbakır’daki Kayıp Aileleri Olgusu


Konu, giderek absürdlükten deli saçmasına kaydırıldı.
Bir alıntı:
“HDP'nin görevden alınarak yerine kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Eş Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, bu sanatçılara tepki göstererek, "Bol botokslu, mimikleri kaybolmuş, magazin ve siyaseti karıştıranlara önerim şudur; gelin vicdanda, adalette ve hakikatte buluşalım. Barışın yoluna bir taşı beraber koyalım..." dedi.”
Adamın söyledikleri de saçma, oraya toplaşan, kimi eski akil sanatçı taifesinin durumu da saçma, direktifle davrandıkları ortada.
Bakalım en geniş panoramaya:
PKK çizgisi, 1983’ten beridir silahlı mücadeleyle ayrı bir ülke kurmak istiyor. Ne derlerse desinler, ne yaparlarsa yapsınlar, bu çizgi değişmedi. Öcalan da değişmedi.
Mecliste partileşme çizgisi, 1991’den beridir, PKK’nin gölgesinde. Sorun, Öcalan’ı lider saymak değil, sorun ayda bir dediğini değiştirmek. Özellikle de doğruyu dile getirmemek için bin dereden su getirmek.
Durum şu.
Oraya gitti, 10 kadın oturdu. Çocuklarını PKK’nin kaçırdığını söylediler. Sonra, IŞİD de eklendi zanlılar arasına.Bu konuyla ilgili olarak hiçbir taraf, kendileri de tam bilgilendirici bir açıklama yapmadılar. İşin içine asker ve polis kaçırılması eklendi. Bu absürd. Onları korumak devletin işi. Çocukları geri almak ise, HDP’nin belki işi, belki değil. Bunun da açıkça söylemiyorlar. En fazla saçmaladıkları konu da bu.
AKP’nin çözüm süreci çizgisi belli. HDP’ye diyecek tek bir sözü yok.
CHP saçma bile değil, bomboş bir durumda: Hiçbir ciddi konuda hiçbir ciddi tavır alamadı son 17 yılda.
+
Sonuç mu?
Trajediyi, melokomik yaptılar çıktılar.
(15 Eylül 2019)

Hiç yorum yok: