Konu,
giderek absürdlükten deli saçmasına kaydırıldı.
Bir
alıntı:
“HDP'nin
görevden alınarak yerine kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Eş Başkanı Adnan
Selçuk Mızraklı, bu sanatçılara tepki göstererek, "Bol botokslu, mimikleri
kaybolmuş, magazin ve siyaseti karıştıranlara önerim şudur; gelin vicdanda,
adalette ve hakikatte buluşalım. Barışın yoluna bir taşı beraber
koyalım..." dedi.”
Adamın
söyledikleri de saçma, oraya toplaşan, kimi eski akil sanatçı taifesinin durumu
da saçma, direktifle davrandıkları ortada.
Bakalım
en geniş panoramaya:
PKK
çizgisi, 1983’ten beridir silahlı mücadeleyle ayrı bir ülke kurmak istiyor. Ne
derlerse desinler, ne yaparlarsa yapsınlar, bu çizgi değişmedi. Öcalan da
değişmedi.
Mecliste
partileşme çizgisi, 1991’den beridir, PKK’nin gölgesinde. Sorun, Öcalan’ı lider
saymak değil, sorun ayda bir dediğini değiştirmek. Özellikle de doğruyu dile
getirmemek için bin dereden su getirmek.
Durum
şu.
Oraya gitti,
10 kadın oturdu. Çocuklarını PKK’nin kaçırdığını söylediler. Sonra, IŞİD de
eklendi zanlılar arasına.Bu konuyla ilgili olarak hiçbir taraf, kendileri de
tam bilgilendirici bir açıklama yapmadılar. İşin içine asker ve polis
kaçırılması eklendi. Bu absürd. Onları korumak devletin işi. Çocukları geri
almak ise, HDP’nin belki işi, belki değil. Bunun da açıkça söylemiyorlar. En fazla
saçmaladıkları konu da bu.
AKP’nin
çözüm süreci çizgisi belli. HDP’ye diyecek tek bir sözü yok.
CHP
saçma bile değil, bomboş bir durumda: Hiçbir ciddi konuda hiçbir ciddi tavır
alamadı son 17 yılda.
+
Sonuç
mu?
Trajediyi,
melokomik yaptılar çıktılar.
(15 Eylül 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder