Cuma, Eylül 13, 2019

Ültimatom Oyunu, Diktatör Oyunu, Huizinga Oyunu, Oyun Kuramı


Öncelikle Huizinga oyunu ile oyun kuramı arasındaki olası farklara bakalım:
Huizinga insanların oyun oynayarak öğrendiklerini kabul eder. Bu oyun ve oyunun kuralları için de böyledir. Bu da, ayın insanını aynı oyunu farklı biçimlerde oynamayı tercih edebileceğini imler.
Oyun kuramı ise tam tersini varsayar. İnsanların oyun oynamasının sabit kuralları ve davranışları olduğunu örtük olarak kabul eder.
Adı anılan 2 oyunda bu farklar ortaya çıkmış:
Ültimatom oyunu:
“Diyelim ki A’ya 100 dolar verilsin. A da, B’ye 30 dolarını vermeyi teklif etsin. Bu durumda A 70 dolar, B 30 dolar alacaktır. B’nin yapması gereken, teklifi kabul ya da ret etmektir. Kabul ederse 30 dolar alacak, ret ederse her ikisi de hiçbir şey alamayacaklardır. Siz olsaydınız, böyle bir durumda ne karar verirdiniz?
Bu soruda iki karar verilmek zorunda. Öncelikle A ne kadar teklif edeceğine karar vermeli. B ise kabul edip etmeyeceğine. Dünya üzerinde birçok ülkede yapılan araştırmalarda A’nın 30-50 dolar arasında teklif ettiği görülmüştür. Bu birinci karar. İkinci karar ise B’nin kabul edip etmeyeceği. Yine yapılan araştırmalarda hemen hemen tüm katılanlar 20 doların altındaki teklifi ret etmişlerdir. Bu sonuç ilk planda mantıklı gibi görünse de büyük bir yanılsama içermektedir. Çünkü bu oyunda oyuncular aslında kendileri için maddi bakımdan en iyi olanı seçmemektedirler.”
Oyunun adı ültimatom değil, üleşme pazarlığı olmalıymış.
Bir de gerçek insan davranışları hiz gözönüne alınmamış. Bizim sınıf atlamacı varoşlularımız, eğer kendilerine para teklif edilseydi, 90 doları falan ancak kabul ederlerdi. Zaten böyle yaparak, kapıcısı oldukları küçük buruvaları sömürüp sınıf atlayabildiler.
Yani bu oyun, farklı yerdeki, farklı zamandaki, farklı kültürlerde çok farklı sonuçlar verir, 0-100 dolar aralğında olacak kadar çok farklı. Artı aynı insan, farklı yerlerde ve farklı zamanlarda, farklı teklifleri kabu eder. Örneğin, o anda canı kazar 10 dolarlık bir şeyi almak istemişse ve teklif da 10 dolarsza, kabul edebilir pekala.
+
Diktatör oyunu:
“Diktatör oyunu deneyleri şöyle yapılıyor: Deneklerden birine bir miktar para veriliyor ve deneğe, isterse bu paranın bir kısmını diğer oyuncuya verebileceği söyleniyor. Yani, deneklerden biri “diktatör” olarak seçiliyor, seçme gücü ona veriliyor ve “diktatör” paranın nasıl dağıtılacağına karar veriyor.
Şimdi siz böyle bir deneye katılsanız ne yapardınız bir düşünün. Paranın tamamını kendinize mi saklardınız, yoksa hakkaniyetli olmak adına paranın bir kısmını diğer oyuncuya mı verirdiniz? … Daniel Kahneman ve arkadaşları, 1986’da benzer bir anket yapmışlar ve öğrencilere 2 seçenek sunmuşlar: (a) 20 doları eşit olarak bölüştürmek veya (b) 18 doları alıp, diğer oyuncuya 2 dolar vermek. Anket sonucunda çalışmaya katılanların dörtte üçünün, parayı eşit bir şekilde bölüştürmeyi tercih ettikleri ortaya çıkmış. Daha sonra gerçek parayla yapılan deneylerde de, diktatör rolü verilen deneklerin, iktisat teorisinin öngörülerinin aksine, diğer oyunculara para verdiği ve hakkaniyetli davrandığı ortaya çıkmış.”
Oyunun adı diktatör değil, dealer / dağıtıcı olmalıymış.
Burada parayı dağıtanın kim olduğu sonucu çok belirler. Dış görünüşü de.
Buradaki asıl gaf şu:
Gerçek yaşamdaki gerçek diktatörler de ulüfe dağıtır. En sert ve en zengin diktatörün bile, elinden geçen paraların belki maksimum % 10’unu kendine ayırdı (ayırabildiği mi?) ortada.
Türkiye’de liberal dönemde 10 yılda bir yeni bir parti gelir. Ulüfe, pardon ihale dağıtır. Bunun son 10 yıllık dağılımları kayıtlı.
O ulüfeyi alanlar da ulüfe dağıtırlar. Sonra bir sonrakiler de. Miktar küçülür ama en az 10 adımlık bir besleme / rüşvet akımı sözkonusudur.
+
Bizce birleşik oyun kuramının boşluğu şurada:
İnsanın kültürel evrimi bitmedi. Öyleyse oyunu ve oyun öğrenmesi de bitmedi.
5 bin yıllık tarihte bu oyunlar farklı sonuçlar verirdi yani. Üstelik tek yönlü bir değişme değil, salınım görülürdü bizce.
Diğer bir deyişle diğergamlık, herhangi bir kültürel evrim belirtisi taşımaz bizce.
(13 Eylül 2019)

Hiç yorum yok: