Çarşamba, Eylül 11, 2019

İnsanlaar İnsancıklar: İnsan Toplumlarının Düzeni


Bir alıntı:
“İnsan topluluklarında genel olarak, % 20 beleşçi / avcı / saldırgan, en az % 60 adil ve % 20’ye varan oranda özgeci birey bulunur (oyun pratiği bulguları; Kahneman, vd).”
Not: ‘Özgeci’, ‘diğergam’ demekmiş.
Öncelikle birinci saptama:
Demek ki bu oran, pratikte insan türünü kurtarmıyor. Çünkü durum simetrik, diğergamlar beleşçileri beslese, durum kurtarır gibi görünüyor ama kurtarmıyor, battık çoktan.
Devamında:
Bir: Bu dağılımdan emin değiliz.
İki: İnsanların zaman içinde bu 3 kategorideki yerlerini değiştirdiklerini gördük.
Üç: Beleşçilik viral ama diğergamlık değil. Yani, liberal düzende ivmelenen biçimde beleşçiler arttı.
Dört: % 60 gibi yüksek bir adillik veya nötrlük oranı mümkün değil. Çünkü zanaatkar uzmanlar, her zaman çok küçük bir azınlıktalar. Kimse de herhangi bir zanaatı öğrenmek için zaman ve enerji harcamıyor.
+
Buradan sömürüye kaymak pek uygun bir yaklaşım değil.
Çünkü alıntının sahibi metnin başlığı şu:
“Neoliberal otoriter popülizm (NOP)”
Genel panorama şu olabilir:
Devlet yapısı, her zaman kenarda aşırı yüksek bir artı-değer birikimi içeriyor. AKP’nin yüksek dozda, diğer tüm iktidarların belli dozlarda yaptığı şey, bal tutan parmağını yalamak. AKP, tam 17 yıl 20 milyon kişiyi beleşe yaşattı, 4 milyon Suriyeli hariç. Kimse de adalet peşinde falan koşmadı, tam tersine daha çok talepkar oldu.
Daha da önemlisi, kendilerine artı-değer aktarılanlar, onu buharlaştırdılar, yok ettiler. Kısacıs, müsrifçe tükettiler, yatırıma çevirmediler, yaralı parmağa işemediler. Sözkonusu giden para 3-4,5 trilyon dolar ve 36 yıl.
Çıkış:
Hahnemann’ı internette bulamadık. Bu konunun oyun kuramı ve Huizinga oyun pratiği açısından daha çok yazılması gerekiyor.
(11 Eylül 2019)

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Kahnemann. Yazının ana konuya girmeden sıraladığı; araştırmalarda doğrulanmış ön kabullerden biri Bu dağılım. Devamında zaten para dolayımının modern dünya sisteminde nasıl sahte bir adalet beklentisi yaratarak bu "adalet" duygusunu hareketsiz kıldığı anlatılıyor (yine girişin bir parçası olarak).