Cumartesi, Ağustos 24, 2013

BDP ve HDP


Cahat Coşkun şöyle demiş:

“Herhalde böyle bir yapılanma oluşacak; ancak seçimlere hangi formülle girecekleri hâlâ tartışma konusu. Doğu’da BDP, Batı’da HDP mi? Yoksa bütün Tükiye’de BDP mi ya da HDP mi olacağı hâlâ parti içerisinde tartışılıyor. Bence HDP çatısı altında seçime girmek, BDP içinde tasvip edilen bir politika değil. BDP’nin çok sert eleştirdiği bir politika. Ben de bunu çeşitli açılardan yanlış ve hatalı buluyorum. Çünkü kapatılan kurumların büyük bir kısmı marjinal yapılar. Türkiye halkında onlara yönelik bir sempati uyandırmak söz konusu değil. Daha önceki seçimlerde de bunun bir benzerini yapmıştı, ciddi sıkıntılar çıkmıştı. Bu partilerin çok radikal bir söylemleri var. Bunlar, Türkiye toplumuna gerek ekonomik, gerek siyasal açıdan uymuyor.”


Ha ha ha...

Dinime küfreden Müslüman olsa bari...

Bir zamanlar marksist geçinen Apo ve PKK, marksist partileri marjinal buluyor.

Ha ha ha...

HDP ne işe yarar?

Kürkçü’ye kürk vermeye...

Ha ha ha.

Murat Belge’nin düşü ABP’nda milletvikil olmakmış, Kürkçü’nün kürk hayali de buymuş demek ki...

Baş ol da, soğan başı ol.

Ha ha ha.

Bunlar, kendilerine yalan / takıyye dayayan AKP’lileri de aştılar.

Bakınız cici Apo’muzun derdi ne imiş?:

“Abdullah Öcalan, bu açıklaması ile iki şeyi ifade ediyor: Kendi koşullarının düzeltilmesini ve dış dünya ile daha rahat irtibat kurmayı, avukatlarıyla görüşmelerini düzenli bir şekilde yapmayı, basınla doğrudan irtibat kurabilmeyi istiyor. Böylelikle kendi fikirlerini kamuoyuna arada herhangi bir aracı olmadan doğrudan iletme şansına sahip olmak istiyor. Öcalan meşru bir siyasal aktör olduğunun tescil edilmesini istiyor. Hükümete söylediği de aslında şu: ‘Bu süreci başlatan ve PKK’yi buna ikna eden benim, gerek Kürt sorununun çözümünde gerekse Suriye’de herhangi bir şekilde bu sorunu çözmek istiyorsan bunu ancak benimle çözebilirsin.’ Öcalan, bunun tescil edilmesini istiyor. ‘Bu güne kadar PKK’yi ikna etmede benim fikirlerim aracı olarak kullanıldı. Ama artık doğrudan benim aktör olduğumun tescili isteniyor. O aracılıktan stratejik konuma gelmeyi böyle okuyorum’ demek istiyor.”

O da soğan başı istiyor yani. Bu kadar baş, deli hamamında bile olmaz yani.

Ha ha ha.

1983’ten beridir Kürtler’e şu anlatamadım:

Kırk kişisiniz, birbirinize benzersiniz. Türkiye Kürtleri’nin hegemonyasını, diğer ülkelerdekiler kesin kabul etmezler, bu bir. Onlar daha acımasız, bu iki (ki bu saptama PKK’nin sivil katliamı zamanlarındaki en acımasız dönemi içindi, şimdiki miyav tavrı için değil). Sırtınızı dayadığınız G-7, zamanı gelince sizi satar, bu üç.

Saptamalarım hala aynen geçerli.

Trajedi komediyi geçti, hunilik oldu.

Bakın Kürtler, Suriye’de milyonlarca kişi hepi topu 1 yılda haşat oldu, bunun bir müsebbibi de sizsiniz. Sıra size gelince, ağlak yapmayın.

Nokta.


Hiç yorum yok: