Pazar, Ağustos 18, 2013

Zoofili, Zenopsikoloji, Transhümanizm, Vd



Ne var, ne yok?

Epeyi deli saçması görünen olgular var ortalıklarda.

Bunların; yeni Orta Çağ’ın engizisyonunun mu, sonraki rönesansın Aydınlanma’sının mı, yoksa her ikisinin de ortaya bir buçuk karışığı mı olduğunu açımlama derdindeyiz.

Epeyi sürç-ü lisan edeceğiz. Affolmaya...

Efenim, öncelikle zoofili, alaturka gelenekteki karakaçanseverlik türünden yaklaşımlardır.

Aysel Ekşi’nin 1978’de açıkladığı verilere göre, o zamanki üniversite öğrencisi erkeklerin üçte ikisi, cinsel yaşamına bir eşekle başlamış. Tabii bu veri, o zamanların devrimci ortamında infialle ve inkar kültüyle karşılanmıştı.

Zoofili, transhümanizmde bir tür aşkın adım (transandental) olarak tanımlanmış durumda.

Cinsel devrim şeysileri son onyıllarda epeyi karışık durumda. Kaliforniya eyaletinde eşcinsel çiftlerin oranı % 10 falanken, ABD’de ırklararası evlilik % 1 gibi. Eh epeyi eyalette ve ülkede eşcinsel evlilikleri serbest bırakıldı. (Yasaların bu işe karışması engizisyon ötesi bir durum ama neyse.) Eşcinseller; evlendi, aldattı ve boşandı bile çoktan.

(Bakınız ‘Almanac USA 2005’)

Bu ortamda bile, hayvanseverlik hala hoş karşılanmıyor. Oysa transhümanistler, özellikle insan-şempanze evliliklerinin serbest bırakılması gerektiği kanısında. (Şempanzelerin seçim yapacak zekaları olmadığını ileri süreceklere, şempanzelerden daha aptal binlerce insan gördüğümü belirtmiş olayım.)


Şempanze-insan türü çiftlerin olurluğundan çok, olmazlığının tartışılması gerektiğini düşünenlerdenim.

Sonuçta global kültür, yazılım-insan ve hayvan-insan evlilikleri taleplerine çoktan varmış durumda.


Eh, ölen sevgilisiyle evlenmek istemek de, insanlarca pek normal karşılanmasa gerek ama mevcut işte.


Ölmüş partnerinden hamile kalan da var.


Burada es.

Geçelim zenopsikolojiye:

‘ET’ (extra-terrstrial) olarak genellen insan-dışı / Dünya-dışı zekalarla insanların ilişkisini inceleyecek ve/ya inceleyen bilim dalına ‘zenopsikoloji’ denmekte.


Zenofobi / zenomani / zenopati, yabancı korkusu / sevgisi / düşmanlığı,epeyi eskiden beridir tanımlı şeyler. Antik Yunan, kendisinde başkalarını barbar saydığı için, en başta bir zenofobi var demek. E tabii iskitlar, ata binip de, Yunanlılar’a kentaur kabusunu yaşatıca, bu da normal sayılsa gerek.

Bu açıdan bakınca zoofili, bir tür zenofili / zenomani gibi olmakta.

Hayvan sevgisinin, insan nefretinden mi, insan sevgisinden mi kaynaklandığı hala tartışıldığına göre, hayvanlarla cinsel ilişki ve evlilik konusu, tabu olması dışında, belirsiz kalacak gibi.

Ancak, çok değil birkaç onyıl sonra, bunun da tartışma gündeminde olacağına ve bu devlet-tarih gevşekliği / kopmuşluğu ile kabul göreceğine eminiz. Zaten bu metni de o yönde bir ön-şerh düşmüş olmak için yazdık: Geçmişten geleceğe bakış gibi yani.

Bu tür davranış yaygınlaşmaları, Sodom-Gomore türünden de karşılanabilir, geleceğe giden yollarda farklı bir adım olarak da...

Gelelim, bazı transhümanistlerin neden şempanze-insan evliliği istediğine: Melez tür istiyorlar da ondan. Hani, bilimkurgulardaki Mr. Spock türü arada-derede kalmış tipler için.

Bunun; 2 lezbiyenin evlenip de, özellikle sağır çocuk peydahlama davranışına benzer bir yönü olsa gerek.


Tüm bunların felsefi anlamı ne?

Sapıklık değil kesin...

1945-1957 (Hiroşima-Sputnik) ikilemi gösterdi ki, insan türü imkansızdır ve er veya geç kendini ve Dünya gezegenini küllüm mafiş edecektir.

İnsanın doğallığını en geç 50 bin yıl önce yitirdiği kesin. Bu tür çaprazlamalar, melezlemeler, harmanlamalar insan türünün imkansızlığını gizlemek ve yolu varsa aşmak ama yine de insan gibi kalabilkmek için.

Anlaşılmadı mı?

Bu; ABD’nin her yıl milyonlarca göçmen alıp, ABD kalma çabasının anlamsızlığı gibi bir şey. Sonuç vermemesi veya olumsuz sonuç verme olasılığı çok düşük olabilir. Ancak, insan türü küllüm mafiş olunca, böyle saçma sapan görünen yollara da başvurulabiliyor, hatta başvurulması daha makul olacak gibi.

Kafaları yeterince karıştıracak veri yığdık ortalığa.

Bir daha es.

Devam etmek üzere...


Hiç yorum yok: