Ne var, ne yok?
Epeyi deli saçması görünen olgular var ortalıklarda.
Bunların; yeni Orta Çağ’ın engizisyonunun mu, sonraki rönesansın Aydınlanma’sının
mı, yoksa her ikisinin de ortaya bir buçuk karışığı mı olduğunu açımlama
derdindeyiz.
Epeyi sürç-ü lisan edeceğiz. Affolmaya...
Efenim, öncelikle zoofili, alaturka gelenekteki karakaçanseverlik türünden
yaklaşımlardır.
Aysel Ekşi’nin 1978’de açıkladığı verilere göre, o zamanki üniversite
öğrencisi erkeklerin üçte ikisi, cinsel yaşamına bir eşekle başlamış. Tabii bu
veri, o zamanların devrimci ortamında
infialle ve inkar kültüyle karşılanmıştı.
Zoofili, transhümanizmde bir tür aşkın
adım (transandental) olarak tanımlanmış durumda.
Cinsel devrim şeysileri son onyıllarda epeyi karışık durumda. Kaliforniya
eyaletinde eşcinsel çiftlerin oranı % 10 falanken, ABD’de ırklararası evlilik %
1 gibi. Eh epeyi eyalette ve ülkede eşcinsel evlilikleri serbest bırakıldı.
(Yasaların bu işe karışması engizisyon ötesi bir durum ama neyse.) Eşcinseller;
evlendi, aldattı ve boşandı bile çoktan.
(Bakınız ‘Almanac USA 2005’)
Bu ortamda bile, hayvanseverlik hala hoş karşılanmıyor. Oysa transhümanistler,
özellikle insan-şempanze evliliklerinin serbest bırakılması gerektiği
kanısında. (Şempanzelerin seçim yapacak zekaları olmadığını ileri süreceklere,
şempanzelerden daha aptal binlerce insan gördüğümü belirtmiş olayım.)
Şempanze-insan türü çiftlerin olurluğundan çok, olmazlığının tartışılması
gerektiğini düşünenlerdenim.
Sonuçta global kültür, yazılım-insan ve hayvan-insan evlilikleri taleplerine
çoktan varmış durumda.
Eh, ölen sevgilisiyle evlenmek istemek de, insanlarca pek normal
karşılanmasa gerek ama mevcut işte.
Ölmüş partnerinden hamile kalan da var.
Burada es.
Geçelim zenopsikolojiye:
‘ET’ (extra-terrstrial) olarak genellen insan-dışı / Dünya-dışı zekalarla
insanların ilişkisini inceleyecek ve/ya inceleyen bilim dalına ‘zenopsikoloji’
denmekte.
Zenofobi / zenomani / zenopati, yabancı korkusu / sevgisi / düşmanlığı,epeyi
eskiden beridir tanımlı şeyler. Antik Yunan, kendisinde başkalarını barbar
saydığı için, en başta bir zenofobi var demek. E tabii iskitlar, ata binip de,
Yunanlılar’a kentaur kabusunu yaşatıca, bu da normal sayılsa gerek.
Bu açıdan bakınca zoofili, bir tür zenofili / zenomani gibi olmakta.
Hayvan sevgisinin, insan nefretinden mi, insan sevgisinden mi kaynaklandığı
hala tartışıldığına göre, hayvanlarla cinsel ilişki ve evlilik konusu, tabu
olması dışında, belirsiz kalacak gibi.
Ancak, çok değil birkaç onyıl sonra, bunun da tartışma gündeminde olacağına
ve bu devlet-tarih gevşekliği / kopmuşluğu ile kabul göreceğine eminiz. Zaten
bu metni de o yönde bir ön-şerh düşmüş olmak için yazdık: Geçmişten geleceğe
bakış gibi yani.
Bu tür davranış yaygınlaşmaları, Sodom-Gomore türünden de karşılanabilir,
geleceğe giden yollarda farklı bir adım olarak da...
Gelelim, bazı transhümanistlerin neden şempanze-insan evliliği istediğine:
Melez tür istiyorlar da ondan. Hani, bilimkurgulardaki Mr. Spock türü
arada-derede kalmış tipler için.
Bunun; 2 lezbiyenin evlenip de, özellikle sağır çocuk peydahlama
davranışına benzer bir yönü olsa gerek.
Tüm bunların felsefi anlamı ne?
Sapıklık değil kesin...
1945-1957 (Hiroşima-Sputnik) ikilemi gösterdi ki, insan türü imkansızdır ve
er veya geç kendini ve Dünya gezegenini küllüm mafiş edecektir.
İnsanın doğallığını en geç 50 bin
yıl önce yitirdiği kesin. Bu tür çaprazlamalar, melezlemeler, harmanlamalar
insan türünün imkansızlığını gizlemek ve yolu varsa aşmak ama yine de insan
gibi kalabilkmek için.
Anlaşılmadı mı?
Bu; ABD’nin her yıl milyonlarca göçmen alıp, ABD kalma çabasının
anlamsızlığı gibi bir şey. Sonuç vermemesi veya olumsuz sonuç verme olasılığı
çok düşük olabilir. Ancak, insan türü küllüm mafiş olunca, böyle saçma sapan
görünen yollara da başvurulabiliyor, hatta başvurulması daha makul olacak gibi.
Kafaları yeterince karıştıracak veri yığdık ortalığa.
Bir daha es.
Devam etmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder