Çarşamba, Ağustos 28, 2013

Beyaz Fil ve Timur'un Fili



Beyaz fil, değerli ama nakte çevrilemeyen ekonomik değerler için kullanılan, gerçek beyaz fillere sahip olmanın tarihçesiyle ilintili bir deyimmiş.


Timur’un Fili ise, Nasreddin Hoca fıkrası olarak, aynı mealde ama hem prestijli, hem de üste para verilen ekonomik değerler için, kullanılır. Sonuçta, fili geri vermeye giderken köylüler kaçınca, Hoca Timur’dan 2 fil daha ister ve köy ekonomisi tam sizlere ömür olur: TC gibi yani.

Bu beyaz fil öyküsü, şuradan geldi:

“7 Eylül günü Buenos Aires’te karar ne olursa olsun olumsuz karşılanacak. Yani savaş durumundaki bir ülkeye (belki de içinde) 2020 Olimpiyat Oyunlarını verseler dahi, kırılganlıklarımız azalmayacak, artacak. Çünkü giderek maliyeti artacak bir yatırım bütçesi gerektiren ve ülkeye sanıldığı kadar kazandırmayan bir işle (Beyaz Fil) baş başa kalacağız.”


Timur Fili öyküsü de hemen benim aklıma geliverdi işte.

Önce bir şerh:

Tayyip iktidarına kafa tutabilen tek medya kanalı, Fethullah’ınkiler. Sonuçta, her ikisi de birbirine yakın güçte. Bunu belirtmemizin nedeni, Tayyip’i eleştiren Fethullah kanadı olunca, doğruları yanlış kişilerin veya odakların dile getirmesinin sakıncaları ortalığa dökülüveriyor ama bunu yalnızca imlemek istedik o kadar. Bu metnin konusu başka.

Şinciik, Suriye ile savaş konusu ekonomik açıdan, beyaz fil mi, Timur Fili mi, yoksa daha kalın bi şii olarak Gigantozor Fili falan mı, onu henüz bilemiyoruz ama kesin bildiğimiz şey, en son 1991 Savaşı’nın bize maliyetinin, 1 koyup 3 almak isteyen Targıt nedeniyle, 100 milyar dolar olduğudur. Demek ki kafadan 500 milyar dolar zarar yaz Tayyip Abi’me şimdiden peşinen.

AKP, 3 seçim kazanıp da, kendini gönüllü gömen ilk iktidar olarak tarihimize geçti sayılır şimdiden. (DP’yi ordu gömmüştü.)

Tamam, adamların bahtı 2011’den beridir kara ama bilader onlar da yangına benzin döküyor valla.

Onları boşverelim, nasıl olsa bir yolunu bulup tüyerler. Bendeniz, halkımıza gülüyorum şimdiden. Targıt abi ve Tansu Abla, bize kalın mı kalın 2 otoyol döşedi ama halkımız kazığa henüz doymamış gibi görünmekte. Ekmek 5 TL, otobüs bileti 5 TL, avro 5 TL olunca ne yapacaklar acaba?

Müstehakız, daha beterine de müstehakız.

Neo-liberalizm şekerinin kazığı, şekerinin 10 katı idi. Tüm şekeri yediler, tüm kazık geriye kaldı (yani biz garibanlara). 2013’ten bakınca, 2023’te iflas etmiş bir TC görebilmekteyim Nostradamus Dede, ne diyorsun bu hususta?

Tabii bu durumda, ahlaksız haberci Zaytung’un, Anadolu’dan bi çıkma ama gerçekte bir daha nah geri gelme senaryosunun hayata geçmesi azz sonraaa gibi olmakta...

Beter olun layn...


Hiç yorum yok: