Cumartesi, Ağustos 03, 2013

Yavuz Baydar Güzellemesi: Haftadonu Gazeteciliği

Baydar için başta söylenecek 2 şey var:

Bir:

İnsan konuşamayacağı konuda susar.

İki:

Aklın başına, yumurta senin kapına gelince mi geldi?

Baydar, T24’te alıntılanan ve Arapça ‘El Monitör’ gazetesinde yayınlanan yazısında, şunları söylemiş:

'Meslek standartlarına uygun habercilik yapmada sürdürdükleri ısrar, iktidarın gazabının onlara yönelmesine de neden olabilir ve bu olasılık seçimler yaklaştıkça daha da artıyor. Görsel medyada ise, gözle görülür bir pısırıklık söz konusu.'


Hayır, sorun öyle değil:

Bir:

‘Haftadonu’ gazeteciliği sayılan şey, ‘Tan’ gazetesinin ikinci dönemindeki, Woody Allen’a bıyık çizip, altına asparagas seks haber şeysileri girildiği, 1980’lerde sorun olmaya başladı.

Tam da, Özal’ın fıştıkladığı, Milliyet, Hürriyet ve Tercüman’ın 1960-1980 arasındaki oturmuş siyasal gazeteciliğini yıkma çabası ile... Özal zengini, sonra da müflisi Bilgin’in Sabah’ı ile... Baydar da o civarlarda bir yerlerdeydi o sıralarda herhalde...

İki:

İktidar-basın ilintisi, Türkiye’de Tanzimat’tan beridir sorun: Satılıklar ve satılmayalıklar var. Ancak, kimin, neye, niçin, nasıl muhalefet ettiği, karman çorman bir konu oldu hep.

Şu anki momentte AKP, ya 10 sene daha kalır, ya da gider. Sorun yalnızca bu. Gitse de gitmese de, ne basın, ne de Türkiye için, hiçbirşey farketmeyecek.

Öldürüldüğü zaman siyasal / demokrasisel kahraman ilan edilen Çetin Emeç, ‘Haftasonu’ gazeteciliğini yaratan kişi idi. Bülent Ersoy’un şeysi niyetine bulanık fotolar basardı. Sonra ‘Tan’ geldi. Şimdi de bütün gazetelerde baldır bacak var, iktidar hempalarında da. Açın bakın.

Baldır bacakla, haber olmayan haber aynı şey. Maksat dezenformasyon olsun, torba dolsun.

Bu arada, mücadaleci abimiz Baydar’ın yazısının yayınlandığı T24’te, o yazının yanındaki başlıklarda, 10 başlığın 2’si futbol ile ilgili. Ağızlarını açmaya ne hakları var ki?

Gazete sayılan şey; fal, burç, televizyon, magazin, Güzin Abla, Haydar Dümen, bedava reklam niyetine tüketim fıştığı, 3. sayfa haberi, futbol, reklam, okur şiiri, okur çocukları fotoları, borsa, emlak fiyatları, sağlı sollu ortaya iki buçuk karışık köşe yazısı, şu bu yayınlamaz. Bunlar çıkınca da, bugün geriye hiçbir gazete kalmaz. O, Baydar’ın ayrılmasından önceki ve sonraki Sabah da, bu hesaba dahil.

Bu olup bitenlerle ne basın batar, ne de Türkiye... Hep olduğunca, hacıyatmaz gibi sağdan sola, soldan sağa sallanır durur ve aynı yere gelir. 150 küsur yıldır aynı yerde çünkü.

Baydar mı? O da kendine yeni bir kapı bulur elbette... Sonuçta, ağlayan bebeğe emzik veriyorlar: Değil mi?

n � ) b r � `� ik ürün, hiçbir gereksinime yanıt vermek üzere icat edilmez. Daha çok, ‘ya tutarsa’ diye icat edilir ve kayda geçmediği için, bilindiğinin tersine, başarısız ürün sayısı, başarılı ürün sayısından daha çoktur. Buradaki örnekte, Beta dışında kaybeden ürün çeşidi epeyi kalabalıktı.


Evet: Teknolojik savaşın genelde bir galibi olmaz.

Bu, çok çok çok önemli bir gözlem.

Yan bir gözlem daha: Birçok ürün, 5 yıl diye icat edilir, 10 yıl dayanır ve tersi de... Burada da determinizm işlemez yani...

Yani burada:

Epistemolojik (informatik ve kognitif) ve istatiksel açıdan hata fonksiyonları, ana fonksiyondan daha fazla bilgi içerir ki bu Heisenberg Belirsizlik İlkesi’nin ikilem geçersizliğinin de imleme haritasını çizer. Yani; daha az bilgi arayışı, daha çok bilgi üretebilir ve tersi de...

O nedenle:

Teknolojik yanılgılar; teknolojik devrimleri, teknolojik başarılardan daha çok haritalar...

Nokta ve es.

Bu metnin açılımları epeyi daha sürecek.

Dipnot: Bu belirsizliğin (bilince çarpacak denli) belirginleşmesi ve daha bilgi üretmesi ne yazık ki bir Orta Çağ göstergesidir ve biz de bunlardan birinin içindeyiz. Yani, ne yazık ki bazı bilgiler, hala faşizmlerde ve engizisyonlarda elde edilebiliyor, tıpkı bilimin savaşta barıştan daha çok ilerlediği gibi. Henüz ve şimdilik öyle...


Hiç yorum yok: