Cuma, Ağustos 02, 2013

Film Kent: Kurmaca ve Gerçek


Kusturica alem adam:

Yugoslavya iç savaşlarında, içlerinden çıktığı Müslüman toplumun değil, Hristiyan toplumun safını tutmayı yeğledi.

Filmleri kurmaca-gerçek arasında, başlanıçta en gerçekten / belgeselden sonda en uyduruk kurmacaya yol aldı.

Koşutu 2 kontrol parametresi daha var:

Goran Paskalyeviç ve ‘Cabaret Balkan’ı.

Milcho Manchevski ve ‘Yağmurdan Önce’si. (İronik olarak, bu filmin öngörüleri doğru çıkınca, filmin yönetmeni, filminden hoşnut olmadığını açıklamıştı.

Kusturica, bir türlü kabına sığamadı. Yönetmenliği bıraktı, müzisyen oldu.

Şimdi değişik bir kültür kurumu yarattırmış:

“Ünlü yönetmen Emir Kusturica'nın, Bosna Hersek'in Vişegrad şehrinde inşa ettirdiği Andriçgrad Film Şehri’ndeki çalışmalarda sona yaklaşıldı.”


1 olgu, 10 yorum:

Öncelikle bu yapay kent konusu, Boşnakları ve Sırplar’ı bölmüş.

“Vişegrad Belediye Meclisi Başkanı Sulyo Feyziç, Andriçgrad'ın yapılmasının, şehirdeki farklı etnik kökene sahip insanlar arasındaki ilişkileri olumsuz etkilediğini savundu.”

Eğlenceli olan, Boşnaklar’ın karşı, Sırplar’ın taraftar olması. Sırplar, düşman dinden olan Kusturica’yı benimsemiş gibi.

Kent bir tür film stüdyosu gibi tasarlanmış. Çatışma yaratan durum, Hristiyan-Müslüman eserleri birarada imiş.

‘Miniatürk’ türü kurgu mekanların, insanların var olmayan tarihsel bilinçsizliklerini, daha da berbat etkilediğini biliyoruz. Kusturica, bunu kasten yapmış gibi.

Aynı zamanda, gerçek ile kurmaca arasındaki sınırı yitirmiş gibi.

Aynı zamanda, ‘parasıyla değil mi layn?’ tavrında gibi...

Halk da, şöyle bir tepki vermiş:

“Andriçgrad'ı görmek için Sırbistan'dan gelen Jelyko Sukuroviç de, film şehrinin çok güzel olduğunu, çalışmaların sona ermesiyle birlikte, çok daha fazla ilgi çeken bir yer olacağını düşündüğünü söyledi.”

Yani, para olsun, torba dolsun. Komşuda pişer, bana da düşer, mantığı...

Kusturica, ünlülüğün geçmesinin acısını böyle çıkarmak arzusunda gibi...

Sonsöz:

Parasıyla da olsa, Holywood ve Bulgaristan yapımı tam kadro stüdyoların yanına, Kusturica’nınki yanaşamaz bile...

Yani, boşuna debeleniyor.

Bir de, bu tür film-kent’ler, kurmaca-kurmaca arayışını imliyor, onu imlemek gerekli. Kurma-kurmaca’ınn gerçek-gerçek’i imlemesi de başka bir konu.


Hiç yorum yok: