Salı, Mayıs 30, 2017

Eratosthenes Küresi, Madeni Rubu, Saz Rubu

Eratosthenes MÖ 200 gibi, Dünya’nın küre biçiminde olduğunu önesürdü, yarıçapını ve çevresini hesapladı. Yerküre’yi (veya bildiği bölümünü) enlemlerle ve boylamlarla haritaladı.
Avrupa’nın bu bilgileri kullanması MS 1500’ü falan buldu. Arada Araplar, hem dinen Dünya’nın düz olduğunu kabul edip, hem de madeni rubu ile Dünya’nın yuvarlak olduğunu kabul etmiş oldular, Dünya’nın yuvarlak olduğunu önesürenlerin cezalandırılmasına da ses çıkarmadılar.
Madeni rubu, çeyrek daire biçiminde bir madeni parça. Üzerinde, ölçekler ve yönler var. Güneş’i kerteriz alarak, Yerküre’nin neresinde olduğunu hesaplayabiliyorsun onunla.
Araplar’ın ve İslam’ın Endonezya’ya deniz yoluyla 1400’ler-1500’ler gibi geldiği düşünülürse, rubu daha çok Hint Okyanusu’nun batısında kullanılmış demektir.
Oysa Tayvanlılar, ilkede yine bir rubu olan, bir kare içinde, köşeden köşeye 4 çeyrek çember saz kurgulu alet ile, batıda Madagaskar’a, doğuda Hawai’ye gidebildiler. Bunu da MS 1000 gibi yaptılar.
MS 1000 gibi, Amerika’ya giden Vikingler’de de yarıküre mercekler olduğu ortaya çıktı son zamanlarda.
Sorun, bu teknolojik bilgilerin kaynağının neresi olduğu.
Vikingler, kuzey-kuzey İpek Yolu ile Çin hakkında bilgi sahibi olmuş olsalar gerek. Onların zamanında bunu becerebilecek tek uygarlık onlarınki çünkü.
Araplar MS 600 gibi yükselişe geçtiğine göre, Eratosthenes bilgisine ilk onlar ulaşmış demektir.
Avrupa ise, 1400’lerde o bilgiye ulaştı.
Sonuçta herşey; çember, onun parçaları ve çemberciklerden, yani matematikten oluşuyor.
Bir şeyin düşünülmesi ile yapılması arasında, bu örnekte olduğu gibi, 1.800 yıl geçebiliyor.
Burada 3 nokta var:
Bir: Kuramsal ve uygulamalı bilgi ayrımı.
İki: Aynı bilginin aynı uygulama alanında farklı kullanımları.
Üç: Farklı kültürlerin aynı düşünce çekirdeğini çeşitlendirmesi.

(28 Mayıs 2017)

Hiç yorum yok: