Salı, Mayıs 02, 2017

Türkiye'den Kaçmak

Hiçbir zaman kendimi bu ülkeye ait hissetmedim.
Ülkeyi terketme adımı atacağımda, 11 Eylül 2001 oldu. Gidişat istop etti.
Boğuntu babam boğuntu.
Geldik 2017’ye.
AKP iktidarının sonucunda, son 2 yılda on binlerce TC vatandaşı ülkeyi terketti.
Terkedebildi yani.
En paralılar ve en eğitimliler (o da gençler için anababa parasıyla ki epeyini şahsen tanıyorum) tabii ki.
(Bu da tüm iktidarların kendisine oy vermiş, veriyor olan, verecek olan eksi zekalılar ve eksi bilgililer arzusunun yansıması.)
Ancak, kaçış yönü odağı olan AB de battı ve bitti. Irkçılığın yükselmesi dışında, ekonomik durum da, siyasal birlik de sallantıda. Üstelik, artık Dünya’nın bilim, sanat, düşün merkezi de değil Avrupa ve tersine AB’liler salak mı salak oldu çıktı (bunu da şahsen tanıştıklarımla söylüyorum).
Gidecek yer yok yani. (Hiç oldu mu ki?)
İntihar etmeyeceğim herhalde yani.
Taa en başından beridir ev-gezegen Dünya benim evim değildi ve/ya benim için asla ev yok idi daima.
Döndük dolaştık, aynı söyleme vardık:
Türkiye’den kaçsam ne olacaktı ki?
Kaçmadım da. Kaçamadım da.
Köpek gibi süründüm ve Acı çektim ama 40 bin sayfa da yazdım bu çaktığımın ülkesinde.
Fani Reha ölür ama o 40 bin sayfanın 4 bini ölmeyecek: Belki 5 bin yıl.
İnsanların verdiği Acı’nın panzehiri de bu işte. Benim için yani.

(1 Mayıs 2017)

Hiç yorum yok: