Cuma, Mayıs 12, 2017

Kurtuluş Kayalı Saptamaları

‘Portreler’ kitabı için seçtiği adların bazıları uygunsuz, örneğin Emre Kongar. Dördüncü sınıf bir aydın-cık bile değil o. Bir aydın zaten değil.
+
1950 doğumlu biri için, adı beni garipsetti (belki babası öz-Türkçe’ci idi). Başta onu 1955-1960 doğumlu sandım.
+
Dili de Ulus Baker dili gibi, yamru yumru, eksik, delikli.
+
İkinci ‘Birikim’ çizgisinin Ulus Baker ve Kurtuluş Kayalı gibi adları içermesi, koyunun bulunmadığı yerde keçi Abdurrahman Çelebi, önermesini akla getiriyor.
+
‘Portreler’, Cemal Süreya’nın ‘99 Yüz’ünün yanına bile yanaşamamış ki onu eksik dilli ve eksik mantıklı bulurum. Bu, ondan da geriye düşmüş ve kitapta o kitap da alıntılanmış.
+
Kayalı’nın dil üslubu, tuhaf bir biçimde ‘Ot’ / ‘Kafa’ dergileri çizgisinde. Kendisi daha 1989’da öyleymiş ama bu çizgilerin mucidi Metin Üstündağ da o tarihte de öyleydi, yani bugünkü çizgisindeydi. O zaman internet yoktu, böylelikle dil dejenerasyonunu internete bağlamanın boşluktalığı görülmüş oluyor, 1983-1989 döneminin sonucu yani.
Üstündağ’ın dili mizaha sığabilir ama Kayalı’nın dili politikaya sığmıyor, dahası politika o dile sığmıyor.
+
Kayalı’nın mizahla da ilgilenmesi önemli ama Ali Ulvi portresi, hem eksik dilli, hem eksik niyetli, hem eksik karikatürlü olmuş. Hiç olmazsa, o sağken onunla yazılı söyleşi yapabilirmiş.
Not 1: Ali Ulvi hakkında yazmayı çok istedim. Kendisinin karikatürle ilgili düşüncelerini bilmediğim için konu hep boşta kaldı. Ancak, Kayalı’nın alıntıladığı, Ulvi’nin yazısız karikatürü yeğlemesi tezi, Ulvi açısından tabansız / dayanaksız durumda savunulmuş: Sam Amca yazısız karikatürü gizli-metinli değil, art-okumalı sayılsa gerek. Ulvi’nin yazısız karikatür tezi, Ara Güler’in yazısız fotoğraf tezi gibi havada asılı kalmış.
Not 2: Ulvi’nin 55 yıllık retrospektifini homojen olarak içeren bir albüm bulursam, o metni yazabilirim.
+
En çok Yiğit Özgür’de somutlaşan, çok yazılı ama feci absürd metinli mizah, hem bugünün Ot-Kafa çizgisindeki dergilerde var, hem de (üstelik pek becerilememiş olarak) Kayalı’nın metinlerinde var.
+
Kayalı’nın 10 sayfada yazdığını ben 1-1,5 sayfada rahatça ifade ederdim.
+
Kayalı’nın katılmayacağını sandığım aydın küfürbaz-negasyonu anlayışı, onun muhatap oldukları için de, benim muhatap oldukları için de, müstehak birer yaklaşım: Can Yücel yaklaşımı yani.
+
Yine de, Kayalı’nın bu kadar çok negasyonlanacak bir deneme-eleştiri kitabı yazmışlığı da takdire şayan bir durum.
Bir: Kendi içinde tutarlı ve doğrultusu belli ki hemen hiçbir denemecimizin veya eleştirmenimizin kalıcı bir doğrultusu olmamıştır, olamamıştır.
İki: Kayalı’nın gösterdiği yönün tam tersine bakınca, doğru panoramayı görüyoruz.
İki Buçuk: Yani Küçükömer’in, Ataç ve Tanpınar gibi nafile ve beyhude olduğunu, ya da benim deyimimle başlayıp yarı yolda bıraktığını, ya da ‘Türk gibi başla ama İngiliz gibi bitir’i görüyoruz yani.
+
Adamla virgülleme anlayışımız bile beş benzemez. Onun virgül koyduğu yere ben koymuyorum, benim koyduğum yerde o koymamış.
+
Kimse ikna olmaz belki ama bence Kayalı sağcı. Çook saklı neo-Osmanlıcı. Epeyi açıkseçik Tanzimat’çı. Birikim’sel muhafazakar ve bence ikinci ‘Birikim’ yazarlarının hemen tamamı öyle: Kastettiğim sol muhafazakarlık değil, sağ muhafazakarlık.
+
Kayalı, bildiğimiz temel bilimlerden bihaber. Marksist Annales Okulu’ndan ve Frankfurt Okulu’ndan da bihaber. Genelde bihaber yani. Hiç olmazsa, doğu inerken batı çıkar, batı inerken doğu çıkar, tekerlemesini bileydi. TC 2013’ten beridir çıkışta ama AB-ABD batısı feci inişte. Bu da, tanzimatçılığı da, osmanlıcılığı da, şunu da bunu da feci boşta bıraktı çoktan. Bu 1989 için de böyleydi, 2017 için de böyle. 1989 için boştalığı, 150 küsur yıllık ıskalama nedeniyleydi: o kadar uzun sürede bir işi kıvıramamışsan, bir daha kıvıramazsın, kıvıramadın da zaten.
+
Son olarak söylemiş olayım:
Kayalı, ne evrensel, ne global, ne de batılı bir aydın, doğuya feci batmış, kültür feçesi bataklığında gırtlağı guruldayan biri.
+
Dipnot:
‘Güzellemeler’, ‘Edebi Dikmeler’ ve ’Küfürbaz Negasyonlar’da, 2010-2017 arasında, en az 75 alaturka aydını irdeledim. Bence çok bile. Ancak, birilerinin de o seçimi saçma sapan bulabileceğine eminim şimdiden.
% 1-5 olumladığım kişi olduğunu imleyeyim burada. Bence çok bile.
(12 Mayıs 2017)

Hiç yorum yok: