Pazar, Mayıs 07, 2017

Kök Diller ve Kullanımları

İbranice, 600’dan sonra İspanya’ya yerleşmiş Cervantes-1650 İspanyolca’sı konuşan Seferadlar tarafından belki 1.350 yıl sonra, 800 gibi Musevilik’i kabul eden eski-bitmiş Hazarlar (Eşkenazlar) tarafından 1.150 yıl sonra kullanılmaya başlandı. Bir sözlüğün ad bölümlerinin % 80’i son 100 yıla ait olduğuna göre, günümüz İbranice’si de özgün İbranice değil.
Latince, Roma’nın diliydi ama Roma biterken kabul edilmiş Hristiyanlık üzerinden gelip, onun bitiminden 200 yıl sonra başlayarak, yüzlerce yıl boyunca bilim dili ve lingua franca olarak kullanıldı. Bugün ise, Dünya’nın tüm dillerinden gelmiş canlı adları var, Türkçe’den Atatürk’lü olan olduğu gibi.
Türkçe, en geç 750’de kesin var olan biçimiyle 1.150 yıl sonra ama % 90’ı yeniden kurularak kullanıldı.
Bu dil süreçlerini izlersek, dillerde melezlenme ve safkanlaşma olayının kategorik metamorfozlanma üzerinden yeniden modellenmesi gerekiyor.
Bu metamorfoz, sözlü dillerin zaman içindeki salınımlarından ve dalgalanmalarından farklı bir şey. Yani sözlü ve yazılı dil metamorfozları, farklı süreçler izliyor.
Burada dilsel ozmosisler de var, buna sprachbund demişler ama uygun bir terim değil bizce. 2’si farklı yerzamanların farklı dilbilim terimleri olarak tanımlanabilir ama. Sprachbund 21. Yüzyıl’da kullanılmasa gerek yani.
Dipnot:
Genetikle ilgili bilgisel çıkışım, bir genetik uzmanı arkadaşım tarafından infialle karşılandı. Uzmanlar, kendi varlık tanım alanlarına girilince, tabuyu ihlal etmişim gibi davranırlar hep ama kendileri bilmedikleri alanlarda o bilgi ihlalini feci yaparlar.
Dille ilgili bu çıkışım da, infialle karşılanır veya yok sayılır bence. Oysa kendime göre, dilbilimde paradigmatik-devrim yapıyorum şu an.

(6 Mayıs 2017)

Hiç yorum yok: