Pazartesi, Mayıs 29, 2017

Marx'ın Malthus'çuluğu ve Anti-Malthus'çuluğu

Marx, Darwin ve Freud, öyle ya da böyle Malthus’çudur. Temel parametrelerinin ortalıkta yetersiz bulunduğunu varsayarlar. Marx için bu meta, Darwin için sağ kalacak yiyecek, Freud için ise sekstir.
Yani, üçü de üretimin tüketimden çok olduğu bir durumu tahayyül edemedi.
Malthus’un konuyla ilgili ana eseri, 1790 tarihli.
Onun antitezi olan Verhulst denklemi ise, 1830 tarihli, yani Komünist Manifesto’dan epeyi öncesi momentli. Ancak Marx, öyle ya da böyle Malthus’u anarken, Verhulst’u bilmez gibidir.
Bu durum, Darwin ve Fredu için de geçerlidir.
Verhulst’a göre bir parametre kendi kendini sınırlar:
Marx için, meta üretiminin meta üretimini (azalan girdiler nedeniyle) durdurması gibi.
Darwin için, güçlünün sağ kalmasının güçsüzlere de yer açtığı ve güçsüzü daha güçsüze doğru çektiği gibi.
Freud için, onunla eşzamanlı olarak, cinsel haz sınırlılığına karşı, vibratörün icat edildiği gibi.
Dönelim asıl konumuz, Marx ve Malthus’a:
Proletarya diktatörlüğü ile İngiliz İmparatorluğu doğrulaması ayırtsızdır ve bu, Marx’ı Malthus’çu yapmıştır.
Bu düşünce parçalarını, Dünya’da milyarlarca kişiyi etkileyen temel ideolojilerin, en basit gerçekleri nasıl yok saydığını, nasıl güneşi balçıkla sıvamaya kalktığını ama bunu beceremediğini ve dolayısıyla da marksizmin nasıl bir din durumuna dönüştüğünü açımlamak için yazdık.

(25 Mayıs 2017)

Hiç yorum yok: