Çarşamba, Mayıs 24, 2017

Gaye Su Akyol Üzerinden 2015-2020 Kuşağı Müzisyenleri

Önbilgi:
Bu metin, şu video kaydı nedeniyle yazıldı. Gaye Su Akyol Neler Dinliyor?
Temel bazı saptamalar:
Bir: Türkiye’de son 50 yıldır, 45’lik plak bu ülkeye geldiğinden beridir diyelim, popüler müzikte bazı yollarda 5-10 şeref turu atıldı. Yeni kuşak da aynı hatayı yapıyor. Bülent Ortaçgil’in Anadolu yakasındaki, (kuramsallık da dahil edilen) müzikhanesindeki yanılgısını, onun adını anmadan ve muhtemelen bilmeden yeniliyorlar ve yineliyorlar.
Yani:
Müzikte, en azından başta, başta tek bir şeyi yap ama iyi, çok iyi, en-en iyi yap. Yoksa silinir gidersin. Türk gibi başlarsın ama İngiliz gibi devam edemez veya bitiremezsin.
İlk 10 yıldan sonra, istersen kendi farklılığını da yaparsın.
+
İki: Temel müzik türleri, son 50 yıldır aynı. Granj-alaturka yok yani, henüz yok yani. Paçallamak, sentezlemek ya da harmanlamak değil bu. Feçesle muhallebiyi birbirine karıştırmak bu.
Denersin tamam ama denenmiş ve yanılınmışı denemek zaman ve libido kaybı olur. Oldu da, olmuş da.
Yani:
Gaye Su Akyol, akapella-alaturka yapsın bir. Yapmayı denesin hiç olmazsa. Referansları arasına Sabite Tur da girsin. Müzeyyen Senar çıkabilir. Safiye Ayla olmasa daha iyi.
+
Tanzimat’tan beridir süregelen, son 50 yıllık popüler müzik serüvenimize birebir izdüşmüş olan batılı-doğulu ikilemi, yeni kuşakta da aynen sürüyor. Çok-çok ironik olarak, kendilerini batılı sansalar da yeni kuşaklar, annelerinden ve ninelerinden, yani 1978’lilerden ve 1968’lerden epeyi doğuya geri düşmüş noktadalar. Aşırı statikler, aşırı hantallar, aşırı libido obeziler, eksi oryentasyonlular, 0 kültürolojik haritalılar.
Bunun açılımı şu:
O 2 kuşak, aşırı devrimcilik oynayıp, feci hezimete uğrayınca, ricatı da abarttılar ve Malazgirt’ten öteye kaçtılar. Şu anda TC, Afganistan modunda falan. (Yani yeni kuşak, böyle bir ülkede müzik icra ediyor, bunu yok sayamazlar.)
Çocuklarını da, öyle ya da böyle, bu açıda yetiştirdiler.
Armut dibine düştü: Üzücü olan da bu.
Gaye Su Akyol ve gibiler, 200 ile gidilecek yolda 50 ile gidip, kendilerini ivmeli ilerliyor sanıyorlar.
Unutmayın, Dünya Müziği de 1968 momentli idi, onu geçemeyen bir 2018 kuşağı, şimdiden beyhude ve nafile olmayı kendine hüküm keser.
+
Üç: Klibin bir sentez, bir çapraz medya, bir sanat ve meta-müzik ve meta-sinema olduğunu unutmayın.
Yani:
Teknoloji sizin işiniz olmak zorunda. Dolayısıyla teknolojiyi aşmak zorundasınız.
Yani:
Oturun, bol bol bilgisayar oyunu sinemasal fragmanı müziği dinleyin ve seyredin. ‘Iron’ın 2 parçasının ve klibinin, diğer 2 bilgisayar oyunu sinema fragmanındaki kullanımıyla, müziksel ve sinemasal öte-anlamlar kazanmasını izleyin.
Bunu siz de yapabilin.
+
Dört: İkindi vaktiki padişah cücesi olmayın. Tarih ve avangard müzik, bir çöküş ve gerileme döneminde. Çevrenizdeki göreli referansları unutun. Müziğin mutlak referansı 1968 dönemidir.
Erkin Koray rakına hiçbiriniz yaklaşamadınız bile yani.
Aka Gündüz Kutbay cazını algılayamadınız bile yani.
Müslüm Gürses arabeskinin vektör doğrultusunu ve uzunluğunu göremediniz yani.
+
Nokta. Es.
+
Dipnot:
Punk ve yeraltı üzerine derlenmiş, müzik konulu bir kitapta, yeni dönemi eski dönemle paçallama eğilimi vardı. Bu, çok-çok yanlış ve geçersiz.
Gecekondunun arabeskinden Cihangir’in taşralılaşmasına (taşralılaştırılmasına değil) bir tersyüz edilme ve regresyon yaşadık. (Bunu bir daha yapmayın bize.)
Bunda da, Cem Karaca, Zülfü Livaneli ve Timur Selçuk müzikal temel üçlüsü sorumludur.
Protest marşının geri tepip, öz-faşizm / oto-faşizm yaratabileceğini düşünmediler bile: Biri Ermeni iken türkleşti, biri soldan sağa u dönüşüyle liberalleşti, biri Allah’ına sığındı.
Aynısı sizin de başınıza gelecek yani. Yani, siz getireceksiniz başınıza onu.

(23 Mayıs 2017)

Hiç yorum yok: