Bir:
Kuburkent
örüntüsü, sıkılıktan biraz gevşedi. Duygusu, zehir yeşilinden biraz uzaklaştı
yani.
İki:
Konu
kırınımlaştı, saçaklandı. İstanbul Banalite Atlası’na da kaydı örneğin.
Üç:
Bir tek,
sokakta bulduğum kurusıkı kovanı çok
sert duygular yaşattı bana. 1 yıl içinde 3 katil tanımam sonrasında da aynı
şeyi hissetmiştim: Noluyoz lan? Onda da hiçbirşey olmadı, bunda da hiçbirşey
olmayacak ama duygu çarpıcı yine de.
Dört:
Açıkçası,
ikinci 50’yi hiç çekmem sanıyordum ama şimdi üçüncü 50’yi de çekeceğimi
biliyorum.
Beş:
Bu 2 x
50 = 100’lük dizi, fotoğrafta kuramsal yaklaşımımı da, uygulamalı yaklaşımımı
da etkiledi ve değiştirdi. Bazı çekimlerin bu kadar kolay (kendilğinden) olacağını
bilmiyordum, bazı çekimlerin bu kadar zor, hatta imkansız olacağını
bilmiyordum. Umulmadık kadrajların ve karelerin tezlerimi doğrulayacağını ve
(işlemsel) sağlayacağını bilmiyordum.
Altı:
Sonuçta
bu proje tümelin içinde, tikelce belki ancak % 1-5 oranda verimli oldu ama
kendi üslubunda yeni ve farklı bir
çizgi oldu aynı zamanda. Okuduğum fotoğraf dergilerinde (özellikle ‘İz’de)
benzeri hiçbir yaklaşım görmedim.
(2 Mayıs 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder