Önceki
momentleri unutmayalım:
Daha
önce de kayyumlar atandı ve ne HDP, ne de CHP bu konuda hiçbirşey yapmadı veya
yapamadı ki buna Batı da dahil. Demek ki o zamanlar belli bir umutsuzluk, belli
bir AKP’ye yenilmişlik duygusu vardı. İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye
başkanlıklarını kazanmak durumu değiştirdi.
Seçimden
önce de AKP, bunu yapacağını açıklamıştı zaten.
Birinci
saptama:
“siyaset,
özellikle öncü siyaset, “bir şeyler yapın”, “sessiz kalmayın” gibi muğlak
önerilerde bulunmak değil, başkalarını kendi yanına çağırmak da yetersiz bence.
somut bir hareket etme biçimi önerip, buna başkalarının da katılmasını sağlamak
gerekiyor. o öneriyi yapması gereken de kayyum atanan belediyelerin esas sahibi
olan hdp’nin yetkili kurullarıdır, başka bir parti değil.”
Meali:
Daha önce davrandığınız gibi
davranmayın.
Doğru
mu?
Doğru.
Soru şu:
Ne
yapılabilir veya bir şey yapılabilir mi?
Hah işte:
Buradan başlayarak, CHP olsun, HDP olsun, AKP’yi nasıl tasfiye edeceğini veya
edemeyeceğini gösterecek.
Açıkçası
biz, HDP’nin de, CHP’nin de dış destek beklediği kanısındayız. Çünkü, gerçek
bir siyasi savaşım için, kadroları aşırı
yetersiz.
+
“peki
iktidarın kayyumla elini güçlendirme stratejisi başarılı olacak mı?”
Zor.
İktidarın
elindeki tek koz savaş. O da yavaş yavaş
geri tepecek, tıpkı 2015’teki savaşsızlık sürecinin geri tepmesi gibi.
(Seçmenin böyle 5 yılda bir 180 derece düşünce değiştirmesi, bizim gibi 4.
Dünya ülkelerinde sık görülen durumlardandır.)
Ekonomik
krizi damat kadrosuyla aşamazlar. Aşabilselerdi, çoktan aşmışlardı.
“ama
bugün şunu da düşünmek zorundayız bence. bu iş nereden icap etti?”
Sorunun
yanıtları, işin en önemli bölümleri.
Trump da,
seçilmeden önce, seçilince Suriye’den çekileceğini açıkça beyan etti. Çekilmeye
de başladı. Ancak, 2016 ve 2019 savaş momentleri, birbirinden çok çok farklı
çıktı. ABD’nin çekilmesi, kaçma gibi
bir noktaya geldi.
Aynı
şey, AKP için de geçerli. Bunu yapacaklarını geçen yıl da söylediler. Ancak,
Ağustos 2018 krizinden sonra, artık ellerinde koz yok. Son İdlib gelişmesinde,
Rusya’ya karşı hiçbirşey yapamadılar da.
Tabii ki
herkesi içeri alabilirler, buna
güçleri yeter. Ancak, mücadele dalgasını durduramayabilirler, durdurabilirler de ama.
Evet:
17
yıllık oyuncuk bitti.
Asıl oyun şimdi başladı.
Çıkış:
Sürpriz
at umuyoruz ama bu, Türkiye’de en az görülen durum.
+
Ek:
Koray
Düzgören yorumu:
“Biz
milletin ferasetine güveniyoruz. İstanbul'da da aynı şeyi, YSK eliyle, bize
yaptılar. 'Ya sokağa çıkın, ya boykot edin' dediler. İkisini de yapmadık.
Halkın ferasetine güvendik ve gördük" diye yanıtladı.
Yani
Kürtler’e, önümüzdeki seçimi bekleyin. Bir kere daha oylarınızla kayyımları
uzaklaştırın. Gösteri, protesto falan yok” diye de, öğüt verdi.
Aynı
saatlerde Britanya ana muhalefet lideri, İşçi Partisi Genel Başkanı Jeremy
Corbyn de, kayyım kararına tepki göstererek, “Türkiye insan haklarına, hukukun
üstünlüğüne saygı duymalı. Demokrasinizi baltalamayın” diye açıklama yaptı.
Bizim
ana muhalefet liderinin Britanya ana muhalefet liderinden biraz daha farklı
şeyler söylemesi gerekmez miydi?”
Düzgören
gibiler, dediğimizi pas geçiyorlar.
CHP
dışarıdan sufle bekliyor.
(22 Ağustos 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder