Perşembe, Ağustos 22, 2019

Ayşe Düzkan: Kayyum ve Ötesi


Önceki momentleri unutmayalım:
Daha önce de kayyumlar atandı ve ne HDP, ne de CHP bu konuda hiçbirşey yapmadı veya yapamadı ki buna Batı da dahil. Demek ki o zamanlar belli bir umutsuzluk, belli bir AKP’ye yenilmişlik duygusu vardı. İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlıklarını kazanmak durumu değiştirdi.
Seçimden önce de AKP, bunu yapacağını açıklamıştı zaten.
Birinci saptama:
“siyaset, özellikle öncü siyaset, “bir şeyler yapın”, “sessiz kalmayın” gibi muğlak önerilerde bulunmak değil, başkalarını kendi yanına çağırmak da yetersiz bence. somut bir hareket etme biçimi önerip, buna başkalarının da katılmasını sağlamak gerekiyor. o öneriyi yapması gereken de kayyum atanan belediyelerin esas sahibi olan hdp’nin yetkili kurullarıdır, başka bir parti değil.”
Meali:
Daha önce davrandığınız gibi davranmayın.
Doğru mu?
Doğru.
Soru şu:
Ne yapılabilir veya bir şey yapılabilir mi?
Hah işte: Buradan başlayarak, CHP olsun, HDP olsun, AKP’yi nasıl tasfiye edeceğini veya edemeyeceğini gösterecek.
Açıkçası biz, HDP’nin de, CHP’nin de dış destek beklediği kanısındayız. Çünkü, gerçek bir siyasi savaşım için, kadroları aşırı yetersiz.
+
“peki iktidarın kayyumla elini güçlendirme stratejisi başarılı olacak mı?”
Zor.
İktidarın elindeki tek koz savaş. O da yavaş yavaş geri tepecek, tıpkı 2015’teki savaşsızlık sürecinin geri tepmesi gibi. (Seçmenin böyle 5 yılda bir 180 derece düşünce değiştirmesi, bizim gibi 4. Dünya ülkelerinde sık görülen durumlardandır.)
Ekonomik krizi damat kadrosuyla aşamazlar. Aşabilselerdi, çoktan aşmışlardı.
“ama bugün şunu da düşünmek zorundayız bence. bu iş nereden icap etti?”
Sorunun yanıtları, işin en önemli bölümleri.
Trump da, seçilmeden önce, seçilince Suriye’den çekileceğini açıkça beyan etti. Çekilmeye de başladı. Ancak, 2016 ve 2019 savaş momentleri, birbirinden çok çok farklı çıktı. ABD’nin çekilmesi, kaçma gibi bir noktaya geldi.
Aynı şey, AKP için de geçerli. Bunu yapacaklarını geçen yıl da söylediler. Ancak, Ağustos 2018 krizinden sonra, artık ellerinde koz yok. Son İdlib gelişmesinde, Rusya’ya karşı hiçbirşey yapamadılar da.
Tabii ki herkesi içeri alabilirler, buna güçleri yeter. Ancak, mücadele dalgasını durduramayabilirler, durdurabilirler de ama.
Evet:
17 yıllık oyuncuk bitti.
Asıl oyun şimdi başladı.
Çıkış:
Sürpriz at umuyoruz ama bu, Türkiye’de en az görülen durum.
+
Ek:
Koray Düzgören yorumu:
“Biz milletin ferasetine güveniyoruz. İstanbul'da da aynı şeyi, YSK eliyle, bize yaptılar. 'Ya sokağa çıkın, ya boykot edin' dediler. İkisini de yapmadık. Halkın ferasetine güvendik ve gördük" diye yanıtladı.
Yani Kürtler’e, önümüzdeki seçimi bekleyin. Bir kere daha oylarınızla kayyımları uzaklaştırın. Gösteri, protesto falan yok” diye de, öğüt verdi.
Aynı saatlerde Britanya ana muhalefet lideri, İşçi Partisi Genel Başkanı Jeremy Corbyn de, kayyım kararına tepki göstererek, “Türkiye insan haklarına, hukukun üstünlüğüne saygı duymalı. Demokrasinizi baltalamayın” diye açıklama yaptı.
Bizim ana muhalefet liderinin Britanya ana muhalefet liderinden biraz daha farklı şeyler söylemesi gerekmez miydi?”
Düzgören gibiler, dediğimizi pas geçiyorlar.
CHP dışarıdan sufle bekliyor.
(22 Ağustos 2019)

Hiç yorum yok: