Pazartesi, Ağustos 19, 2019

Fehim Taştekin: Rusya’nın Kürtlere diyeceği kaldı mı?: Meali: Ne Dedi ki veya Ne Diyebilirdi ki?


Tuhaf, çok tuhaf.
Taştekin-Selcen çizgisi yalpayı ve çatallanmayı sürdürüyor.
Her ikisi de, Kürtler’i savunmaya çabalarken, elde savunma dayanakları olamadığı için, onların açmazının kaçınılmazlığını yazıyor duruma geldi: Son 1-2 aydır, diyelim.
Bu kezki alıntı, yine ilginç:
“Sorunu ‘Kürtler’ olarak çerçeveleyip, çağrıyı ‘Arap’ halkına yapmak Fırat’ın doğusundaki realiteyi görmezden gelmektir. Elbette klasik ‘ulus’ tanımıyla, Arap halkından bölgedeki tüm insanları kast ettiklerini söyleyeceklerdir. Fakat bölge 2011 öncesinin koşullarında değil artık; ‘ulus-devlet’ şablonunda kırılma olmadan ve yeni bir bakış açısı getirilmeden Suriye’nin kendi toprak bütünlüğünü sağlaması mümkün gözükmüyor. Bu yüzden de ‘benim ezmeye mecalim kalmadı, bari Türkiye ezsin’ der gibi, bir pozisyona düşüyorlar.”
Tam öyle değil.
Kezlerce şunu yazdık:
2 durum var artık:
Bir: ABD ve Rusya, hegemon olarak belli konularda ne yapacaklarını bilemez durumda artık.
İki: Zaten, konu gerçekten kilitlenmiş ve düğümlenmiş durumda.
+
Önce şu gerçek:
Ne TC, ne de Araplar, hiçbir zaman tam ulus-devlet olamadı, 20. Yüzyıl’da yani. Türkler denedi, (›) % 51 becerdi ve geri döndüler. Araplar bunu hiç denemediler, ümmetlikle idare ettiler. 2000 sonrasında da, artık ulus-devlet tanımı fiilen tasfiye edilmişti zaten.
Yani, Esed-Suriye ile ulus-devletin ilintisi yok.
Ezme konusuna gelince:
ABD-Trump, Suriye’den çekileceğini daha önce söyledi ve Kürtler bunu hiç kaale almadı.
Rusya ise, Suriye’yi ABD’ye kaptırmadı, yeni silahlarını denedi, yani orada artık işi bitti ama Akdeniz kıyısında kalıcı üsse gereksinimi var, oradan çıkamaz. Ki o da, taa en başından beridir var olan, Güneybatı Esed-Suriye devleti demek. Gerisiyle kimse ilgilenmiyor artık, ne IŞİD ile, ne de Kürtler ile.
Kürtler bu durumdan yararlanıp devlet kurmak istediler, TC bu durumdan yaralanıp militarist emperyalizm çizgisine geçti: 3 ülkede savaşır durumda. Bu, yürür veya yürümez ama bilindik bir yoldur.
1993’te TC’nin Kürtler’i ezmesiyle ne yapmak istediği yaşandı ve görüldü. Şu an olup bitenler, o yönde değil: TC, bir taşla iki kuş vurup, elindeki Araplar’ı Kürtler ile arasına yerleştirmek istiyor.
Kürtler, kendi sivillerini düşünemedikten sonra, başka birilerinin onları düşünmesini istemeleri, biraz tuhaf kaçıyor.
Taştekin’in göremediği bu yani:
Bu işi buraya Kürtler getirdi:
Barzani’nin referandumu ve yitirince iktidardan tüyüşü, Müslim’in tuhaf çıkışları ve tasfiye edilişi, Talabaniler’in devreden çıkışı, Öcalan’ın taklaları.
Olay, Kürt ve Arap aşiretleri arasındaki (artık 4. Dünyalı bile olamayan) N. Dünya savaşçıkları artık. Yani, dönüp dolaşıp mevsimlik Talabani-Barzani savaşçıklarına geri dönüldü. Türkiye’de yeni savaş aletlerini denemekle meşgul yalnızca.
Taştekin’in yazdıkları bu anlamlara geliyor ama bunu kendisi ne görebiliyor, ne de yazabilir.
(19 Ağustos 2019)

Hiç yorum yok: