Perşembe, Ağustos 22, 2019

Han Şeyhun: İdlib'in 'kale kapısı'nın düşmesi, Suriye'de savaşın seyrini ve Türkiye'yi nasıl etkileyebilir?


Bir alıntı:
“İdlib'in yüzde 90'ını elinde tutan Heyet Tahrir el Şam (HTŞ), El Kaide blokunda "Ve Hared el Müminin" çatısı altında buluşan Huras el Din, Ensar el Din, Ensar el Tevhid ve Ensar el İslam, bağımsız hareket eden Ceyş el İzze, Türkiye'nin desteklediği Ulusal Kurtuluş Cephesi ve Suriye Ulusal Ordusu bileşenler,i aralarındaki kavgaları bir kenara bırakıp, Feth'ul Mubin adıyla ortak operasyon odası kurmuştu. Bu şekilde tam bir güç birliği oluşmuştu. Taliban bağlantılı Türkistan İslami Partisi (TİP), Çeçenlerin liderlik ettiği Ecnad el Kavkaz ve Özbekler’in İmam Buhari Tugayı da bu cepheye destek veriyordu.
Türkiye'nin yönlendirmesiyle, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgelerinden güney cephesine takviye birlikleri intikal etmişti. En önemlisi de Türkiye, askeri gözlem noktalarını tahkim etmekle kalmayıp, askeri araç ve cephane desteği vererek dengeyi etkilemişti.
5 Ağustos'tan sonra oluşan tablo biraz farklıydı. Feth'ul Mubin operasyon odası hala işlevseldi; Ahrar el Şarkiyye ve Faylak el Şam gibi Türkiye destekli gruplar da yine cephedeydi. El Kaide bloku da müdahildi. Fakat Suriye ve Rusya, hava saldırılarının şiddetini görülmemiş düzeyde arttırırken, sahada da ordu birlikleri ve milis unsurları daha etkindi. Buna karşın, bir seferde dengeleri değiştiren Türkiye, günlerce gelişmelere sessiz kaldı. Hatta bu durum, muhalif kanatlarda Türk desteğine ne kadar güvenileceğine dair sorulara yol açtı.”
İlginç bir yorum.
Tam da, Selcen ve Taştekin’den okumak istediğimiz bir yorum. Tarafsız ve nesnel bir yorum.
Yorumdan çıkarsamamız şu:
Alanda aşiretler egemen. Teknolojik savaşta Rusya egemen. Suriye ordusu fasulyeden ortalıkta dolanıyor.
Politik yorum ise daha da ilginç:
“Operasyonun hızlanma nedenlerinden birinin Türkiye yönetiminin Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi alması olduğunu da belirten Has, “Hem Moskova’da, hem de Şam’da, S-400’lerle Rusya’ya askeri bağımlılığı artan bir Ankara’nın, İdlib’deki kör düğümü rejim lehine sonuçlandırmak zorunda kalacağı şeklinde bir kanaat hakimdi. S-400’ler dolayısıyla ABD’nin ekonomik planda Türkiye’ye yönelik CAATSA yaptırımlarının eli kulağında olsa da Ankara’nın, İdlib yüzünden Moskova ile köprüleri atması kendi çıkarları açısından hayli lüks olurdu. Bu da ister istemez karşımıza Şam’ın İdlib’de iştahını kabartan bir tablo çıkardı. Burada belki üçüncü neden olarak şunu belirtmek lazım; son günlerde Moskova-Tahran-Şam üçlüsünden ayrı bir hatta, Fırat’ın doğusuna yönelik bir çeşit güvenli bölge konusunda Ankara ile Washington’un müzakereleri hızlandırması da Rusya’yı, en hafifinden söylersek, endişelendiren bir durum. Bu da Moskova destekli Şam’ın İdlib’de operasyonları yoğunlaştırmasına ve Rusya’nın Demokles’in Kılıcı mahiyetindeki İdlib kartını ABD-Türkiye ilişkilerine Suriye’de özellikle balans ayarı çekme amaçlı kullanabilmesine yol açıyor” dedi.”
Vurgulu ilk yorum şu:
Aşiretlerin savaş zihniyetiyle, devletlerin savaş zihniyetleri benzer, koşut, her ne nerirse ondan.
Amiyane tabirle, herkesin oryantal rakkase olduğu bir savaş alanı bu. Koskoca ABD’nin ve Rusya’nın böyle olması ise, ironik bile değil, trajikomik:
Bunlar, Dünya hegemonluğunu böyle mi sürdürecekler?
İmkansız.
Hep aynı hikaye.
Hikaye, don lastiği gibi, çektikçe uzuyor ve sünüyor.
Kimse, savaşı kazanmak için istemiyor.
Bu çekişmeli ve belirsiz durumdan, herkesin kendine göre kazancı var.
Ama, kısa vadede.
Orta ve uzun vadede (20 ve 50 yılda), konu çok pahalı ödenecek.
Türkiye, uzun vadede en az pahalı bedeli ödeyecek olan ülke. Çünkü emperyalizminin başlangıcında.
ABD ve Rusya ise, birer güçlü emperyalist olarak, müttefikleri dahil, kimse tarafından takılmayan duruma doğru tam gaz ilerliyorlar.
Varsayalım ki Kürtler aşırı kızdılar ve IŞİD türü teröre destek oldular. (Abu Nidal’ın Asala’ya desteğini anımayalım.) Ne olacak?
ABD ve Rusya yanacak.
Türkler, gerçekten yelindi ve yine aşırı kızdılar. Ne olacak?
Tüm IŞİD türü elemanlar AB’ye sürülecek.
Distopya mı?
Hayır.
Zaten yapılmış olan şeyler bunlar.
Suriye sürecinin buralara gelebileceğini düşünmüştük ama hegemonların bir biçimde, hegemonluk prensiplerini kullanacaklarını ve durumu düzelteceklerini daha çok düşünmüştük.
O yüzden, yeni gelişmelere şaşırdığımızı söyleyebiliriz,
Not: Konu işlemeye ve yazılmaya devam edecek, çünkü asıl yeni süreç yeni başladı.
+
Dipnot:
Rusya şöyle bir açıklama yaptı:
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov: İdlib'de HTŞ'yi bastıracağız, Türkiye'yi uyarmıştık
İdlib ile ilgili olarak, "Sözkonusu saldırılara cevap vereceğimiz konusunda, Türk meslektaşlarımızı önceden uyarmıştık" diyen Sergey Lavrov, bölgedeki teröristleri sert bir biçimde durdurmak konusunda kararlı olduklarını söyledi. Lavrov, basın toplasında "Şu anda İdlib’de oluşmuş olan tablo, aşırıcıların, Suriye topraklarının geri kalanındaki hedeflerini buradan vurma girişimlerine son vermemiş olmalarından kaynaklanıyor" diye ekledi.”
(22 Ağustos 2019)

Hiç yorum yok: