Cuma, Ağustos 09, 2019

Belgeselin Epistemik Aksiyolojisi


Belgesel gerçeği söyler. O söylemeyecekse, kim söyleyecek?
Aksiyoloji denince, belgesel gerçeği söylemeli, kipi olur. Bundan vazgeçtik. Çünkü, marksist bir sinema eleştirmeni ve tarihçi bile, marksist yönetmen Eisenstein'ın 'Potemkin Zırhlısı'nın yalan söylemesini normal buluyor.
Neymiş?
Bu, halkın yararına bir yalanmış.
Prolet-kult'u biliyoruz. 'Doktor Jivago'nun yazarı Pasternak'ı kanserden öldürdü bu bakış açısı.
Doğruyu ve gerçeği söyleyen 2 belgesel biliyoruz, ikisi de son global sorun Suriye ile ilgili. Slaktivistlerin bskış açılarının çok dışında bakış açıları var. Şaşırtıcı biçimde, 1'i büyük sinema ödüllerinden birini aldı.
Suriyeli Bir Aşk Hikayesi:
Denizde Yangın:
Bu böyle olabiliyorsa, biz neden Flaherty'yi belgeselci sayalım ki?
Bu böyle olabiliyorsa, biz neden Pasternak’ın ölümünü kabul edelim ki?
Bu böyle olabiliyorsa, biz neden slaktivist Batılılar’ın Suriyeli Kürt martavallarını yutalım ki?
(8-9 Ağustos 2019)

Hiç yorum yok: