Korkunç
bir yanılsama.
İslam’da
mezhepler ve cemaatler sürekli siyasal olageldi.
Bu
açıdan bakınca İslam, Hristiyanlık’taki katolikliğin 800 momenti gibi.
Osmanlı’ya
bakınca, şeyhülislam kellesi alan padiyah da var, padişah kellesi alan
şeyhülislam da var.
Cumhuriyet’e
bakınca, Osmanlı’nın batışı uzun sürüdğü için, eriyen devlet otoritesini
devletin son 50 yılında tekkeler ele aldı, diyebiliriz. Cumhuriyet, bunalrı
elinden geldiğince tasfiye etti ama yeterince edememiş, bu da belli oldu.
Bu
öndeyişten sonra:
“Değişimin
sohbet gruplarına etki ettiğini söylediniz. 'Dünyevileşme süreci' Nurcular
içinde nasıl karşılandı? Sonuç olarak ana akım Nurculuğu düşünürsek; Said Nursi
hayatını kaybettikten sonra çıkardıkları Yeni Asya gazetesi için 'Banka
reklamlarına kesinlikle yer verilmeyecek' prensibini koyan bir gelenekten
bahsediyoruz. AKP ile bu süreç en tepe noktasına ulaştı. Maddi çıkar kaygıları
ile cemaate yaklaşanlar insanların çoğalması tepki çekti mi mesela?”
Sözü
edilen süreç, 60-70 yıllık bir dönemi ve en az 3 kşağı kapsıyor. Bunun yekpare
bir dönem olarak ele almak saçmalık. O cemaatlerde, damat-kayınpeder arasında
iktidar kavgası ve birbirine öldürtme oldu. Yani cemaatler, yekpare bloklar
değil. Artı, Said’i Nursi aşrı, Fethullah Gülen ayrı, 50 cemaat daha ayrı. Tüm
bu gruplar, zaman zaman gazete haberleri oldular. Bu gruplarda, yüksek
miktarlarda para toplama her zaman vardı. Yani cemaatler, asla ve kata uhrevi
olmadı, olamadı.
+
“Aslında
bu soruyu sormanızın temel sebebi, Türkiye'nin Nurcular’ı Gülen Cemaati
üzerinden tanımasıdır.”
Biz
ne dedik?
Ayrıca,
Gülen hiçbir zaman Said çizgisini izlemedi, adını kullandı yalnızca. Kaldı ki
Güln, kendi içindeki 3-5 evrede de bambaşka dünyevi ve dini kisveler kazandı.
+
Biz
giderek, bu söyleşinin bir kastı olduğunu düşünmeye başladık.
+
'HAYATIN
BÜTÜN KALEMLERİNDE KENDİ KURUMLARI VAR.’
Oha
ve çüş.
Tüm
tarikatler, olsun olsun 5 milyonluk bir kitle. Türkiye genelindeki büyük
sermayenin dışındalar. Onları güçlü kılan da bu ama güçleri Tüsiad’ınkinin onda
biri değil.
Diğer
bir deyişle:
AKP’nin
24 milyon oyunun, yalnızca ve yalnızca 3-5 milyonu tarikatlerden geldi. Gerisi,
satılık oydu.
+
“Ana
akım Nurcuların içinde bulunmuş bir kişi olarak Gülen Cemaatini bu gün nasıl
yorumluyorsunuz? 15 Temmuz darbe kalkışması cemaatler için nasıl etkiler
yarattı?
Biz
Gülenciler’i rakip cemaat olarak görüyorduk. En net hatırladığım polis ve asker
olmak isteyenlerin oraya gittiği. Darbeye kalkışacakları aklımızın ucundan bile
geçmezdi. Eski bir Nurcu olarak, buna nasıl cesaret ettiklerine akıl
erdiremedim. 15 Temmuz’dan sonra Nurcular, çok zor duruma girdi. Belki başka
cemaatler bunu daha az yaşamıştır. Geçmişimden dolayı bana bile değişik
bakanlar oldu.
Dipnot:
Meşveret grubu, Nurcular içindeki siyasi bir ayrılıktan doğuyor.”
İşte
bu alıntı biraz açıklayıcı:
2016’dan
sonra cemaat kartları yeniden karılmış ve hala karılıyor. Birileri yeni kapılar
arıyor.
Bu
söyleşi de, bir tür pazarlık içeriyor kanımızca.
(26 Ağustos 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder