Önnot:
‘Diskur’, hem ‘söylev’, hem de ‘söylem’ demek. Lgbti, i’den sonrası için
takılıp kalmasına karşın, sonunda kendine yeni tartışma alanları açabilmiş.
Alıntı metni, buna bir örnek olmuş.
Alıntı:
“Stock,
aşağıdaki iki iddiada bulunuyor gibi görünüyor:
“Trans
kadınlar, gerçek lezbiyen arzunun nesnesi değillerdir (gerçi “anormal”, ya da
“ideal olmayan” şartlarda lezbiyenler, trans kadınlara cinsel arzu duyabilir).
Trans
kadınlar, lezbiyen olamazlar.”
Biz bu
tartışmayı, Türkiye gibi 3.-4. Dünya ülkesi bir yerde, bir lezbiyenin, ‘bir
biseksüelin lezbiyen sayılamayacağı’ diskurunu izlediğimizde gördük.
Vardığımız
sonuç, felsefi / ontik kategori olarak, lezbiyen, biseksüel ve (burada)
trans-kadın’ın farklı varlık / ontos tipleri olduğu oldu.
Ancak hiç
kimse, kimin kime cinsel arzu duyup duyamayacağını belirleyemez. Heteroların
ironik söylemiyle, ıslanmış vajinayla, kalkmış penisin vicdanı ve felsefesi
olmaz çünkü.
+
“Küçük
düşürmek için, trans kadınlara “erkekler” demek.”
Kim kimi
küçük düşürüyor?
Kim
kimden daha büyük?
Kim
felsefi / ontik evsahibi?
Kim
öteki?
Yanıt,
sorularda yatıyor.
+
“Eğer
translar iddia ettikleri gibi gerçekten en kötü durumdaki toplumsal grupsa,
trans olmanın bazı kadınların (trans erkekler) ciddi anlamda aleyhine olduğu
düşünülürse, feminist destek ve mücadelenin bir odağı olarak, yine de daha iyi
durumdalar.”
Bu, en
kötü durumda, en öteki, en azınlık, en haklı, en öncelikli kavgası,
Museviler’in, kendilerinden başka hiç kimseye ‘holocaust’ kavramını
kullandırtmamasından beridir var. Olay, yine ‘en’ ve ‘kim?’de.
+
“Lezbiyenler
trans kadınlarla seks yapmayı ister mi ya da istemeli mi?”
Yanıt,
trans-kadın Wachowski’lerin ‘Sense8’ dizisinde, senaryosunda, öyküsünde. O
öyküde bu konu vardı ve bu rolü gerçek bir trans-kadın oynamıştı (ama lezbiyen
roldeki kadının gerçekten lezbiyen olup olmadığını bilmiyoruz ama sevişme
sahnesi müthiş gerçekçiydi).
+
“Buna ek
olarak, çoğu kendi iradesiyle trans kadın olduğunu iddia eden, erkek genitalini
muhafaza ediyor. Bazı trans aktivistler, kadın lezbiyenlerin erkek genitali
olanlara cinsel çekim hissetmeyi reddetmesini “transfobik” buluyor.”
Hah,
sonunda gerçek tartışma başlıyor.
Burada, ‘2312’deki
hermafrodit-hermafrodit sevişmesine
geliyoruz, limit bu çünkü. Nedense hiçbir aktivist, bunun gerçek yaşamda
şimdiden karşılığının olduğunu düşünmüyor: Felsefeciler, gerçek yaşamdan
kopuktur zaten.
Tersi de
var:
Vajinasını
muhafazaza edip, sakal bıyık çıkarttırıp, sonra da çiftinin çocuğunu taşıyan ve
doğuran gerçek lezbiyenler de var.
Buna kim
karışacak, kimin karışmaya hakkı var ki?
Asıl soru
şu:
Penisli
trans-kadınımsı biriyle sevişen bir lezbiyenin içine penis girerse, ne olacak?
Tecavüz mü? Gönüllülük mü?
Peki, lezbiyen
o zaman orgazm olacak mı? Olursa, ne olur? Lezbiyenliğe ihanet mi?
+
“Stock
şu iddiaları ileri sürüyor:
Erkek
şiddeti bir sorundur.
‘Trans
kadın’ kategorisi, “dişilere” çekim hisseden ve “erkek gücüne” ve “genitaline”
sahip kişileri de barındırıyor. (Yazarın notu: “Dişi” kelimesi burada açıkça
trans kadınları dışlamak için kullanılıyor. “Erkek gücü” ve “genitali”
ifadeleri de, bedenleri hakkında spekülasyon yaratmak üzere transfobik
tutumlara yol açan korku ve tiksinme duygularını arttırmak amacıyla trans
kadınları nitelemek için kullanılıyor.)
Trans
kadınların cis erkeklerle aynı sıklıkta “erkek şiddeti” sergileyeceğini farz
etmek için sebebimiz var.”
Çok
iddialı bir sav.
Bu,
üzerinde çalışılmamış bir konu. Sonuçta, işin içine hormon tedavisi giriyor,
östrojen yani. Östrojenin de şiddeti azalttığı önesürülür hep.
Bunun üzerinde
çalışılması gerekli.
+
Çıkış:
“Gender-kritik
felsefeciler hakkındaki itirazlar, transları tektipleştirip,
patolojikleştirerek ve nesneleştirerek, haklarındaki incitici ve aşağılayıcı
argümanları savunmalarından kaynaklanmaktadır.”
Öyle yapmayanlar
da var. 3.-4. Dünya’da olsa bile…
(15 Ağustos 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder