Cuma, Ağustos 23, 2019

Deleuze ve Guattari’nin Yanlış Anladığı Şey


Önmetin:
Amaç, üzüm yemek mi, bağcı döğmek mi?: Guattari, Deleuze, vd
Fransız yazarlar, kısa ve özlü söz yerine, kalabalık ve süslü söz geleneğine sahipler ve gerçeği parlak sloganlara feda edebiliyorlar.
Kapitalizm, şizofren falan değil.
Kapitalizmin Freud ile bir ilgisi de yok. Yalnızca, Fromm'dan beridir, psikolojiyle marksizmi bağdaştırmaya debelenenler var. Sonuç, sıfır bile değil, eksi. Yani, o kadar süslü sözden sonra, bilgi olarak, başladığımız noktadan geriye düşürülmüş oluyoruz.
Psikolojiyle sosyolojinin bileşimi zaten var: Sosyal psikoloji. Politika işin içine girse de, sosyal psikoloji, üstelik deneyler yaparak, bu alanı bilimsel-bilgili’leştirebiliyor.
Bunun yerine, hem Freud, hem Marx gibi, 2 sahte-bilimci ile uğraşmak, epistemik kötüniyet belirtisi. Yani, kendi yalan-söylemlerine yer açma çabası.
Burada ilginç olan şey, insan olarak bilimcilerin bile yalanı sevmesi ve seçmesi.
+
Gelelim alıntılara:
“Deleuze ve Guattari’ye göre, kapitalizmin tarihsel ön koşulu olarak belirli bir kodu veya toplumsal örgütlenmesi yoktur.”
Yanlışlar silsilesi:
Her kültürel modun, tarihsel önkoşul olarak değil, ardışık-ön’ü veya öncülü olarak belirli kültürel altmodu vardır.
Burada yapılan, bu türden zamansal ardışık kültürel modlar arasında, neden-sonuç ilintisi kurma arayışlarıdır.
Koloniyalizm olmasaydı, ne sanayileşme, ne de sanayileşmenin kapitalizmi olabilirdi. 1500-1700 İberya, tarihteki en büyük anamal-anapara akışının sağlandığı dönemdir.
Ancak, bu liberallerin veya Dünya Sistemi’cilerin sandığı gibi kümülatif-kümülatif değilidr. Kümülatif olan tek reel meta altındır, onun da göreli kapital değeri hep değişir.
Yani, para kapitalizmden önce de vardı. Kapital de kapitalizmden önce vardı.
‘Para için para’ dini de kaptilazmden önce vardı.
Eğer neden-sonuç ilintileri kurulabilecekse, bu veriler içinden ve arasında kurulabilecektir.
Örneğin Weber, protestan ahlakını kapitalist ahlakın öncülü sayar. Savları tartışmalıdır ama (19. Yüzyıl sonu Doğu Avrupa Museviler’i gibi) aşırı tasarrufçu altsınıf olgusu, tarihte hep görülmüştür ve bu da bir bakıma para için para davranışıdır.
İşte bizim dediğimiz budur:
Elde bu kadar somut-reel veri varken, bunları yok sayıp, havadan sözler uydurmak.
+
“Kapitalizmin tek ön koşulu, Marx’ın da gösterdiği üzere, bir tarafta emeklerinden başka satacak şeyleri olmayan bir bireyler çokluğuyla, diğer tarafta emek gücünü satın alma özgürlüğüne sahip bir para akışı arasındaki karşılaşmadır.”
Ne ilgisi var?
Kapitalizmin ve adı başka da olsa, büyük birikimlerin birincil koşulu, talan ve haraçtır ki koloniyalizm de onu yapmıştır. O nedenle Dünya Sistemi’ciler, kapitalizmi 250 yıllık değil, 500 yıllık sayıyorlar.
İkinci 250 yıllık süreçte, emekçilerin tüm emek sömürülerinin global toplamı, birinci 250 yıllık süreçteki tüm meta sömürülerinin toplamından azdır. Burada, sözkonusu edilen şey, Dünya’da hala var olan tüm altınların ve gümüşlerin yarısı.
Artı, 100 dolarlık telefonu 1.000 dolara satmanın kapitalizmle ilgisi yoktur, nitelikli dolandırıcılık ile ilgisi vardır: Orta Çağ’da ab-ı hayat satmaktan farksızdır Apple’ın yaptığı.
+
“Medenileşmiş modern toplumlar, kod çözümü ve yersizyurtsuzlaşma süreçleri ile tanımlanır. Ama bir taraftan yersizyurtsuzlaştırdıkları şeyi diğer tarafta yeniden yerliyurtlulaştırırlar. Bu yeni-yeryurtlar sıklıkla yapay, artık / kalıntı, arkaiktirler; fakat onlar, bizim eski kodları dirilterek sahte kodlar veya jargonlar icat eden kod parçalarını ‘bir araya getirmenin’, kesitlere ayırmanın, yeniden tanımlamanın modern yöntemimiz olarak kusursuzca güncel işlevleri olan arkaizmlerdir… Bu modern arkaizmler, ziyadesiyle karmaşık ve çeşitlidirler. Bazıları çoğunlukla folklorik olmakla birlikte, yine de toplumsal ve potansiyel politik güçleri temsil ederler… Diğerleriyse, arkaizmleri devrimci bir yükü serbest bırakma kapasitesine sahip olabileceği gibi, modern bir faşizmi de besleyebilecek kapasiteye sahip olan gettolardır…Bu arkaizmlerden bazıları, mevcut yersizyurtsuzlaşma hareketi içinde, sanki kendiliğindenmiş gibi şekil aloırlar…Diğerleri ise, her ne kadar devlete karşı olup ciddi sorunlara (bölgecilik, milliyetçilik) sebep olabilirlerse de, devlet tarafından örgütlenip desteklenirler.”
İşte, asıl yanlış ve geçersiz kültüroloji bu olmakta.
+
“Medenileşmiş modern toplumlar, kod çözümü ve yersizyurtsuzlaşma süreçleri ile tanımlanır.”
Standart bir (1980-2020 arasının) 1.-2. Sanayileşme geçiş toplumunun standart biyografisi, kabaca 22 yıl okul, 38 yıl mesai, 15 yıl emeklilik gibi bir koda sahiptir ve bu çözülmez. Aşırı statik ve katıdır, 1 milyar insan böyle yaşayıp ölmüştür. Ancak bu sınıfsal değildir, ekonomik değildir yani, sosyolojiktir, biraz da normatif-ahlaksaldır, yani sen böyle davranmayınca, sürü seni kovar ve cezalandırır. Bu standarta evlenmek, çocuk yapmak gibi zorunlu ritüeller, protokoller, seremoniler de dahildir. Yani, tüm bir yaşam bir reçetedir, yaşamadan öldüren / öldürmüş bir reçete. Faşizmi de bu yarattı, engizisyonu da, ‘Dinle Küçük İnsan’.
Yersizyurtsuzlaştırma değil, aşırı bir yerliyurtlulaştırma vardır. Yersizyurtsuzlaştırılanlar göçmenlerdir, Neo-Kavimler Göçü’dür ve o da bir kültürel mod döneminin sonunun imler, imledi bile çoktan.
Yine, yeni, yeniden:
Gerçekler nerede, filozoflar nerede?
+
“Aksiyomlar, işlev görmek için inanca gerek duymamaları bakımından kodlardan ayrılır.”
Sonunda saf felsefeye ve saf mantığa geldik.
Aksiyom, mantıksal koyuttur. Geçerli olabilir veya olmayabilir. Felsefenin açığı, tutarlılığı, geçerliliğin önüne koymasıdır. Yani felsefe, en azından 20. Yüzyıl anlamıyla, gerçek yaşamda doğrulanması peşinde olunmayan savlar islsilesini içerdi.
Not: İnanç, ve tutarlılık başka başka şeylerdir. Aksiyomların inançla teması yoktur, tutarlılıkla teması vardır.
+
“Kapitalizm kendi kodunu, kendi ahlâkını yarattı.”
Ne alaka?
‘Kendi küllerinden yeniden doğmak’ dahil kapitalizm, tarihte özgün bir şey yaptı mı?, diye sormak gerekir.
Şerh: Sanayileşme ve teknoloji ile kapitalizmi, başka başka şeyler sayıyoruz. Apple Iphone ile toplam değerleri 1 trilyon dolara çıkabilmiş Apple hisse senetleri, birbirinden bambaşka şeylerdir çünkü.
Para için para, para dini, harcamak için bile olmayan para ile para dininin birincil kaynağının tüketim dini olması gibi ironiler, kapitalizmin icatları değildir. Tarihte koskoca bir İpek Yolu efsanesi ve dönemi vardır. Bgün bile lüks metanın hala açıkseçik bir tanımı yoktur. Lüks meta için lüks meta, Arap’ın yağı bol bulunca poposuna sürmesi, türünden davranışlar, tarihte hep vardır.
+
“Son olarak ve en önemlisi, Deleuze ve Guattari’nin öne sürdüğü, duygulanımlar ekonomisi teorisi olarak kısaca nitelendirilebilecek olan teorileştirme, borsadaki yükseliş ve düşüşün neredeyse libidinal olarak yüklü bir olay olduğu ve işsizliğin ekonomik bir durum kadar psişik bir travma olduğu içinde yaşadığımız sapkın dünyayı anlamaya başlamak için en azından bazı temeller sunmaktadır.”
İşte, tam da yanlışlanma noktası burası.
İpek Yolu döneminde de, koloniyalizm döneminde de, zengin ailelerin çocukları, iflas etme riski çok yüksekken, çok yüksek kazançlı uluslararası ticarete özendirilirlermiş.
Bu, libidonal bir şey değil. Güç için güç, iktidar için iktidar, durumu. Bu, bildiğimiz politikacı psikopatisi ve sosyopatisi.
+
Çıkış:
O nedenle biz sık sık, Deleuze ve Guattari gibilerin, aslında kapitalizme tapındıkları ve onun kavramlarını yücelttikleri kanısına varıyoruz.
Çok süslü laflar etmeleri, bu durumu maskeliyor yalnızca.
(22-23 Ağustos 2019)

Hiç yorum yok: