Önmetin:
Amaç, üzüm yemek
mi, bağcı döğmek mi?: Guattari, Deleuze, vd
Fransız
yazarlar, kısa ve özlü söz yerine, kalabalık ve süslü söz geleneğine sahipler
ve gerçeği parlak sloganlara feda edebiliyorlar.
Kapitalizm,
şizofren falan değil.
Kapitalizmin
Freud ile bir ilgisi de yok. Yalnızca, Fromm'dan beridir, psikolojiyle
marksizmi bağdaştırmaya debelenenler var. Sonuç, sıfır bile değil, eksi. Yani,
o kadar süslü sözden sonra, bilgi olarak, başladığımız noktadan geriye
düşürülmüş oluyoruz.
Psikolojiyle
sosyolojinin bileşimi zaten var: Sosyal
psikoloji. Politika işin içine girse de, sosyal psikoloji, üstelik deneyler
yaparak, bu alanı bilimsel-bilgili’leştirebiliyor.
Bunun
yerine, hem Freud, hem Marx gibi, 2 sahte-bilimci ile uğraşmak, epistemik kötüniyet belirtisi. Yani,
kendi yalan-söylemlerine yer açma
çabası.
Burada
ilginç olan şey, insan olarak bilimcilerin bile yalanı sevmesi ve seçmesi.
+
Gelelim
alıntılara:
“Deleuze
ve Guattari’ye göre, kapitalizmin tarihsel ön koşulu olarak belirli bir kodu
veya toplumsal örgütlenmesi yoktur.”
Yanlışlar
silsilesi:
Her
kültürel modun, tarihsel önkoşul
olarak değil, ardışık-ön’ü veya öncülü olarak belirli kültürel altmodu
vardır.
Burada
yapılan, bu türden zamansal ardışık kültürel modlar arasında, neden-sonuç
ilintisi kurma arayışlarıdır.
Koloniyalizm
olmasaydı, ne sanayileşme, ne de sanayileşmenin kapitalizmi olabilirdi. 1500-1700 İberya, tarihteki en büyük anamal-anapara akışının sağlandığı
dönemdir.
Ancak,
bu liberallerin veya Dünya Sistemi’cilerin sandığı gibi kümülatif-kümülatif değilidr. Kümülatif olan tek reel meta altındır, onun da göreli kapital değeri hep değişir.
Yani,
para kapitalizmden önce de vardı. Kapital de kapitalizmden önce vardı.
‘Para
için para’ dini de kaptilazmden önce vardı.
Eğer
neden-sonuç ilintileri kurulabilecekse, bu veriler içinden ve arasında
kurulabilecektir.
Örneğin
Weber, protestan ahlakını kapitalist ahlakın öncülü sayar. Savları
tartışmalıdır ama (19. Yüzyıl sonu Doğu Avrupa Museviler’i gibi) aşırı tasarrufçu altsınıf olgusu,
tarihte hep görülmüştür ve bu da bir bakıma para için para davranışıdır.
İşte
bizim dediğimiz budur:
Elde
bu kadar somut-reel veri varken, bunları yok sayıp, havadan sözler uydurmak.
+
“Kapitalizmin
tek ön koşulu, Marx’ın da gösterdiği üzere, bir tarafta emeklerinden başka
satacak şeyleri olmayan bir bireyler çokluğuyla, diğer tarafta emek gücünü
satın alma özgürlüğüne sahip bir para akışı arasındaki karşılaşmadır.”
Ne
ilgisi var?
Kapitalizmin
ve adı başka da olsa, büyük birikimlerin birincil koşulu, talan ve haraçtır ki
koloniyalizm de onu yapmıştır. O nedenle Dünya Sistemi’ciler, kapitalizmi 250
yıllık değil, 500 yıllık sayıyorlar.
İkinci
250 yıllık süreçte, emekçilerin tüm emek sömürülerinin global toplamı, birinci
250 yıllık süreçteki tüm meta sömürülerinin toplamından azdır. Burada,
sözkonusu edilen şey, Dünya’da hala var olan tüm altınların ve gümüşlerin yarısı.
Artı,
100 dolarlık telefonu 1.000 dolara satmanın kapitalizmle ilgisi yoktur, nitelikli dolandırıcılık ile ilgisi
vardır: Orta Çağ’da ab-ı hayat satmaktan
farksızdır Apple’ın yaptığı.
+
“Medenileşmiş
modern toplumlar, kod çözümü ve yersizyurtsuzlaşma süreçleri ile tanımlanır.
Ama bir taraftan yersizyurtsuzlaştırdıkları şeyi diğer tarafta yeniden
yerliyurtlulaştırırlar. Bu yeni-yeryurtlar sıklıkla yapay, artık / kalıntı,
arkaiktirler; fakat onlar, bizim eski kodları dirilterek sahte kodlar veya
jargonlar icat eden kod parçalarını ‘bir araya getirmenin’, kesitlere
ayırmanın, yeniden tanımlamanın modern yöntemimiz olarak kusursuzca güncel
işlevleri olan arkaizmlerdir… Bu modern arkaizmler, ziyadesiyle karmaşık ve
çeşitlidirler. Bazıları çoğunlukla folklorik olmakla birlikte, yine de
toplumsal ve potansiyel politik güçleri temsil ederler… Diğerleriyse,
arkaizmleri devrimci bir yükü serbest bırakma kapasitesine sahip olabileceği
gibi, modern bir faşizmi de besleyebilecek kapasiteye sahip olan gettolardır…Bu
arkaizmlerden bazıları, mevcut yersizyurtsuzlaşma hareketi içinde, sanki
kendiliğindenmiş gibi şekil aloırlar…Diğerleri ise, her ne kadar devlete karşı
olup ciddi sorunlara (bölgecilik, milliyetçilik) sebep olabilirlerse de, devlet
tarafından örgütlenip desteklenirler.”
İşte,
asıl yanlış ve geçersiz kültüroloji bu olmakta.
+
“Medenileşmiş
modern toplumlar, kod çözümü ve yersizyurtsuzlaşma süreçleri ile tanımlanır.”
Standart
bir (1980-2020 arasının) 1.-2. Sanayileşme geçiş toplumunun standart biyografisi,
kabaca 22 yıl okul, 38 yıl mesai, 15 yıl emeklilik gibi bir koda sahiptir ve bu
çözülmez. Aşırı statik ve katıdır, 1 milyar insan böyle yaşayıp ölmüştür. Ancak
bu sınıfsal değildir, ekonomik değildir
yani, sosyolojiktir, biraz da normatif-ahlaksaldır, yani sen böyle
davranmayınca, sürü seni kovar ve cezalandırır. Bu standarta evlenmek, çocuk
yapmak gibi zorunlu ritüeller, protokoller, seremoniler de dahildir. Yani, tüm
bir yaşam bir reçetedir, yaşamadan öldüren / öldürmüş bir reçete.
Faşizmi de bu yarattı, engizisyonu da, ‘Dinle
Küçük İnsan’.
Yersizyurtsuzlaştırma değil, aşırı bir yerliyurtlulaştırma vardır.
Yersizyurtsuzlaştırılanlar göçmenlerdir, Neo-Kavimler Göçü’dür ve o da bir
kültürel mod döneminin sonunun imler, imledi bile çoktan.
Yine,
yeni, yeniden:
Gerçekler
nerede, filozoflar nerede?
+
“Aksiyomlar,
işlev görmek için inanca gerek duymamaları bakımından kodlardan ayrılır.”
Sonunda
saf felsefeye ve saf mantığa geldik.
Aksiyom, mantıksal
koyuttur.
Geçerli olabilir veya olmayabilir. Felsefenin açığı, tutarlılığı, geçerliliğin
önüne koymasıdır. Yani felsefe, en azından 20. Yüzyıl anlamıyla, gerçek yaşamda
doğrulanması peşinde olunmayan savlar islsilesini içerdi.
Not:
İnanç, ve tutarlılık başka başka şeylerdir. Aksiyomların inançla teması yoktur,
tutarlılıkla teması vardır.
+
“Kapitalizm
kendi kodunu, kendi ahlâkını yarattı.”
Ne
alaka?
‘Kendi
küllerinden yeniden doğmak’ dahil kapitalizm, tarihte özgün bir şey yaptı mı?,
diye sormak gerekir.
Şerh:
Sanayileşme ve teknoloji ile kapitalizmi, başka başka şeyler sayıyoruz. Apple Iphone ile toplam değerleri 1
trilyon dolara çıkabilmiş Apple hisse
senetleri, birbirinden bambaşka şeylerdir çünkü.
Para
için para, para dini, harcamak için bile olmayan para ile para dininin birincil
kaynağının tüketim dini olması gibi ironiler, kapitalizmin icatları değildir.
Tarihte koskoca bir İpek Yolu efsanesi ve dönemi vardır. Bgün bile lüks metanın
hala açıkseçik bir tanımı yoktur. Lüks
meta için lüks meta, Arap’ın yağı bol bulunca poposuna sürmesi, türünden
davranışlar, tarihte hep vardır.
+
“Son
olarak ve en önemlisi, Deleuze ve Guattari’nin öne sürdüğü, duygulanımlar
ekonomisi teorisi olarak kısaca nitelendirilebilecek olan teorileştirme,
borsadaki yükseliş ve düşüşün neredeyse libidinal olarak yüklü bir olay olduğu
ve işsizliğin ekonomik bir durum kadar psişik bir travma olduğu içinde
yaşadığımız sapkın dünyayı anlamaya başlamak için en azından bazı temeller
sunmaktadır.”
İşte,
tam da yanlışlanma noktası burası.
İpek
Yolu döneminde de, koloniyalizm döneminde de, zengin ailelerin çocukları, iflas
etme riski çok yüksekken, çok yüksek kazançlı uluslararası ticarete özendirilirlermiş.
Bu,
libidonal bir şey değil. Güç için güç, iktidar
için iktidar, durumu. Bu, bildiğimiz politikacı
psikopatisi ve sosyopatisi.
+
Çıkış:
O
nedenle biz sık sık, Deleuze ve Guattari gibilerin, aslında kapitalizme tapındıkları ve onun kavramlarını yücelttikleri kanısına
varıyoruz.
Çok
süslü laflar etmeleri, bu durumu maskeliyor yalnızca.
(22-23 Ağustos
2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder