Çarşamba, Ağustos 07, 2019

Küresel ekonomide kara bulutlar


Yaman Altınörs’ün yazısı:
“Dünya ticareti gerilerken, ihracata dayalı sanayileşmiş bütün ülkelerin, tabii bu arada Türkiye’nin de etkileneceği, yeni bir küresel daralmanın işaretleri birikiyor.”
Öncelikle bir saptama:
Kapitalizmin gerektiği kadar büyümemeyi de, gerileme saydığını belirtmek gerekli.
“Öncelikle, ekonomik büyüme, ikinci çeyrekte, % 2,1’e gerilemiş durumda ─ yılın bu dönemi için 2016’dan bu yana en düşük büyüme oranı. 2018’in son çeyreğindeki % 1,1 büyüme ile birlikte ele alındığında, ABD ekonomisinin, Trump’ın beklediği yükselişi sergilemediği, halen 2009’dan bu yana içinde olduğu inişli-çıkışlı durgunluk sarmalında bulunduğu görülüyor. (ABD’de son 10 yılda, yıllık büyüme ortalaması % 1,5’tur.)”
+
İkinci saptama:
Ekonomik küçülme 2009’da başlamışsa da, o krizin miladı 2007’dir. Yani ekonomiler, belli değişimlere 6-24 ay gecikmeli olarak tepki veriyor.
“Britanyalı Marksist iktisatçı Michael Roberts’ın da vurguladığı gibi, Trump’ın şirketlere getirdiği vergi indirimlerinin ve muafiyetlerinin, bir dönem için yarattığı geçici canlanmanın sınırına gelinmiş görünüyor. Sabit sermaye yatırımlarının da son çeyrekte % 0,6 oranında küçülmüş olması bu tespiti destekliyor.”
+
Üçüncü saptama:
Her ekonomik etken, belli bir sınıra kadar etkilidir ve/ya kullanılabilirdir. Vergi indiriminin de, ekonomiye belli bir katkısı olabilir, o da olup bitmiştir.
“Gerçek kârlardaki bu düşmenin, yatırımlarda durgunluğa ve giderek gerilemeye yol açması, kaçınılmazdır. Zira kapitalizm, kâr için üretimdir. Kapitalizmde, yatırımların motor gücü üretimden gelmesi beklenen kârdır.”
İşte burada, son kapitalist momentin eksik yorumu konuya giriyor. Şu anda, reel ve tüzel ekonomik kişilikler, 1-2 yıllık gelirlerini borçlanmış durumdalar. Bu durumda, bedavaya mal gelse bile, kimse alamaz. Diğer bir deyişle: Tüketim piyasası, doyma noktasını 5 yıl gibi bir eksi değer ile geçmiş durumda. Ya da: İnsanlar hiçbirşey tüketmeseler bile, ancak 5 yıl sonra bir şeyler alabilecek duruma gelebilecekler. Bu da, kapitalizmin kendini tüketmişliği demek. O nedenle asıl büyük kriz henüz gelmedi ve aklı başındaki herkes de onu bekleyip, ondan korkuyor.
+
“Keza, ABD mal ve hizmet ihracatında da son çeyrekte %5,2 oranında bir küçülme görüyoruz, ki bu, Trump’ın Çin’e yönelik ticaret savaşının bir etkisidir. Tarife savaşlarının ABD-Çin ticaretini tümüyle kapsaması halinde, 2021 yılında dünya ekonomisinin 600 milyar dolar küçüleceği tahmin edilmektedir.”
İşte burada bambaşka ve karmaşık bir durum var:
Artık ekonomilerde neden-sonuç, gereksinim, temel oyun kuralları bozumu veya yerine getirimi konusu keşmekeşe döndü ve birbirine girdi / sokuldu.
Bir: Trump’ın yaptığı, global rekabet gücünü yitirmiş ABD’li bazı oligarkların talebini yerine getirmek. Yani, globalizmden yerelliğe geri dönüş sözkonusu ve bu, tarihte ilk kez olmuyor.
İki: Trump’ın yaptığı, ABD’ye yarayacakken, ABD’ye zarar verdi, çünkü Çin küçülürse, ABD de küçülür ki küçülüyor da. Tabii küçülen ÇÜŞ’ler global şirketler, ABD-içi ülkesel şirketler değil.
Üç: Çin, kazara çökerse, bildiğimiz ve beklediğimiz 2029 Krizi gerçekleşir.
Dört: G-20’nin G-7’siz bölümü, bu durumlardan en çok etkilenecek ülkeler, Türkiye dahil.
Beş: Yani, buradaki bir etki, çok geniş bir neden-sonuç ağından dönüp dolaşıp geri gelerek, nedeni tersine çeviriyor ki buda ABD’nin ekonomik küçülmesi demek.
+
Asıl kur savaşları konusu var ve çok geniş bir konu. Ticaret savaşları, aslında artık kur savaşları aşamasında. Çin, kur savaşlarında çok avantajlı, çünkü bu işi 1994’ten beridir yönetiyor.
Dipnot: Rickaard’ın ‘Kur Savaşları’ kitabı, konunun ABD yönünü çok açıkseçik olarak anlatıyor.
(7 Ağustos 2019)

Hiç yorum yok: