Bir:
“Amerikan
yayın kuruluşu Bloomberg'e konuşan iki Türk yetkili, Suriye'nin kuzeyi için ABD
ile yapılan güvenli bölge anlaşmasının ayrıntılarını anlattı. Buna göre,
Türkiye'nin bölgeye ÖSO birlikleri ile istediği kadar asker gönderme talepleri
ABD tarafından kabul görmedi. İsim vermeden konuşan yetkililer, güvenli bölgede
her bir Amerikan askerine karşılık bir Türk askeri konuşlandırılacağını
söyledi.”
https://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2019/08/25/guvenli-bolgenin-bilinmeyen-ayrintilari-sizdirildi/
İki:
“Türkiye’nin
kontrol altına aldığı “temiz hat”ta üslenme bölgeleri oluşturup, PKK’nın
Türkiye’ye geçişleri sona erdirmesinin de önü açılmış olacak.
Hakurk-Haftanin-Sinat
hattındaki Pençe harekâtının bir başka yansıması ise, KCK’ya karşı Diyarbakır
merkezli yürütülen operasyonlar olacak.
Diyarbakır-Kandil-Avrupa
hattı PKK için “olmazsa olmaz” bir durum. Kandil askeri gücü, Avrupa mali ve
finans gücünü temsil ederken Diyarbakır ise KCK üzerinden PKK’nın siyasi
yapılanmasının merkezi konumunda. Güvenlik güçleri bu hatta odaklanmış
durumda...”
Üç:
“İdlib'den
sorumlu tümenin komutan ve komutan yardımcısının da aralarında bulunduğu 5
general TSK'dan istifa etti.”
+
Birinci
alıntıdaki bilgiler yeni değil ama yeniymiş gibi piyasaya sürüldü. Bu bir
manipülasyon eğilimi ama neyin peşindei olunduğu henüz belli değil.
6
madde var ama asıl bilgiler yok.
İkinci
alıntıda, Irak cephesi konu ediliyor. Bilgiler anlamlı: PKK-YPG birleşimi
engelleniyor.
Şerh:
Bu,
2013’te yapılsaydı, şu an herşey çok farklı olurdu.
Üçüncü
alıntı, orduda değişimler başladığı anlamına geliyor. İç siyaset açısından
anlamlı olan ilk şey bu.
AKP,
bir biçimde kendi generallerini tasfiye etti ama onlar alanda başarılı idiler.
Görüldüğü
gibi, çok fazla sayıda taş yerinden oynadı. Bunların devinimlerinin ne kadarı
anlamlı, henüz o kesin ve belli değil.
Bunlara
bir de Davutoğlu’nun açıklamaları eklendi. Birileri, savaşa gidişin Temmuz
2015’te değil, 2014 içinde başladığını önesürdü. Oysa 2014 Erdoğan’ın zafer
yılıydı, oysa savaş, yenilmenin ardından geldi / getirildi.
Ağustos
2014’te, Temmuz 2015 belli değildi. Demirtaş, Erdoğan’ı ayakta alkışlamıştı.
Tabii ki İmralı ve Kandil, ayrı ayrı yollardan bu durumu dinamitledi. Ancak,
Temmuz 2015’teki 2-3 haftalık süreçteki hızlı gelişen olaylar, hala abartılı
duruyor.
Bizce
savaş kaçınılmazdı, çünkü Erdoğan daha 2002’de bile hem milliyetçi, hem
Müslüman idi. Politik geçmişi belli çünkü. Yalnızca, kendi planlarını
uygulayabilmeyi bekledi. O palanlar tutmadı, o da yarı konu.
Özetle:
Türkiye’de
10 odak var, 10’u da belirsiz. Yurtdışında daha çok odak var, hemen hepsi
belirsiz.
Oyun
kuramı açısından:
Hiç
kimse, kalabalık oyundaki rakiplerinin bir sonraki adımını göremiyor.
Moment
bu.
Belirsizlik.
(26 Ağustos 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder