Pazartesi, Ağustos 26, 2019

Suriye’de Anlamlı mı, Anlamsız mı Olduğu Belli olmayan Gelişmeler


Bir:
“Amerikan yayın kuruluşu Bloomberg'e konuşan iki Türk yetkili, Suriye'nin kuzeyi için ABD ile yapılan güvenli bölge anlaşmasının ayrıntılarını anlattı. Buna göre, Türkiye'nin bölgeye ÖSO birlikleri ile istediği kadar asker gönderme talepleri ABD tarafından kabul görmedi. İsim vermeden konuşan yetkililer, güvenli bölgede her bir Amerikan askerine karşılık bir Türk askeri konuşlandırılacağını söyledi.”
İki:
“Türkiye’nin kontrol altına aldığı “temiz hat”ta üslenme bölgeleri oluşturup, PKK’nın Türkiye’ye geçişleri sona erdirmesinin de önü açılmış olacak. 
Hakurk-Haftanin-Sinat hattındaki Pençe harekâtının bir başka yansıması ise, KCK’ya karşı Diyarbakır merkezli yürütülen operasyonlar olacak.
Diyarbakır-Kandil-Avrupa hattı PKK için “olmazsa olmaz” bir durum. Kandil askeri gücü, Avrupa mali ve finans gücünü temsil ederken Diyarbakır ise KCK üzerinden PKK’nın siyasi yapılanmasının merkezi konumunda. Güvenlik güçleri bu hatta odaklanmış durumda...”
Üç:
“İdlib'den sorumlu tümenin komutan ve komutan yardımcısının da aralarında bulunduğu 5 general TSK'dan istifa etti.”
+
Birinci alıntıdaki bilgiler yeni değil ama yeniymiş gibi piyasaya sürüldü. Bu bir manipülasyon eğilimi ama neyin peşindei olunduğu henüz belli değil.
6 madde var ama asıl bilgiler yok.
İkinci alıntıda, Irak cephesi konu ediliyor. Bilgiler anlamlı: PKK-YPG birleşimi engelleniyor.
Şerh:
Bu, 2013’te yapılsaydı, şu an herşey çok farklı olurdu.
Üçüncü alıntı, orduda değişimler başladığı anlamına geliyor. İç siyaset açısından anlamlı olan ilk şey bu.
AKP, bir biçimde kendi generallerini tasfiye etti ama onlar alanda başarılı idiler.
Görüldüğü gibi, çok fazla sayıda taş yerinden oynadı. Bunların devinimlerinin ne kadarı anlamlı, henüz o kesin ve belli değil.
Bunlara bir de Davutoğlu’nun açıklamaları eklendi. Birileri, savaşa gidişin Temmuz 2015’te değil, 2014 içinde başladığını önesürdü. Oysa 2014 Erdoğan’ın zafer yılıydı, oysa savaş, yenilmenin ardından geldi / getirildi.
Ağustos 2014’te, Temmuz 2015 belli değildi. Demirtaş, Erdoğan’ı ayakta alkışlamıştı. Tabii ki İmralı ve Kandil, ayrı ayrı yollardan bu durumu dinamitledi. Ancak, Temmuz 2015’teki 2-3 haftalık süreçteki hızlı gelişen olaylar, hala abartılı duruyor.
Bizce savaş kaçınılmazdı, çünkü Erdoğan daha 2002’de bile hem milliyetçi, hem Müslüman idi. Politik geçmişi belli çünkü. Yalnızca, kendi planlarını uygulayabilmeyi bekledi. O palanlar tutmadı, o da yarı konu.
Özetle:
Türkiye’de 10 odak var, 10’u da belirsiz. Yurtdışında daha çok odak var, hemen hepsi belirsiz.
Oyun kuramı açısından:
Hiç kimse, kalabalık oyundaki rakiplerinin bir sonraki adımını göremiyor.
Moment bu.
Belirsizlik.
(26 Ağustos 2019)

Hiç yorum yok: