Cumartesi, Ağustos 17, 2019

Nice koridorlardan geçeriz barıştan uzak!: Fehim Taştekin


Taştekin-Selcen çizgisini, onaylamadan izlediğimiz hep yazageldik. Ek notumuz, onların artık tarihin gittiği yönün dışında kaldıkları yönünde: Kabaca son 6 aydır böyle diyelim. Fark giderek açılıyor. Onlar da yeni gidişattan kuşkulular ama o yeni-somut-yöne ikna olmaları, şimdiye dek izledikleri çizgiye bakılınca imkansız.
Taştekin bu kez yeni analizlerde bulunmuş.
Onu tuşa getiren nokta şu:
“Öcalan’ın mesajı Kandil’de nasıl ele alınıyor?”
Herhalde, emri başımız üstüne, öpüp de başımıza koruz, biçiminde algılanmıyor.
Taştekin, bu çatışmayı kabul edemez noktada. Bir de, Öcalan’ın tecritten kurtulmak için epeyi şey yapmışlığını da.
Gerisi bildik şeyler:
Lider-alan çatışması.
Kürtler’in aşırı bölünmüşlüğü.
Kürtler’in realiteden aşırı kopukluğu.
Global hegemonların oryantal raksları.
Sürpriz global gelişmeler.
Sonucusunu, yalnızca Taştekin değil, kimse algılayamıyor.
Arap Baharı başarısızlığa uğradığından beridir, Ortadoğu’nun global politik ağırlığı giderek azalıyor.
Bu da, ABD’nin ve AB’nin kendilerine yeni oyuncaklar ve yeni batıracak ülkeler arayışı demek. Suriye ve Irak, belki 50 yıl daha iflah olmayacak, bu kadar basit.
Hem Kuzey Suriye’deki, hem de Kuzey Irak’taki aşiretleri kimse kontrol edemiyor, onlar da zaten kendilerini kontrol edemiyor. Üstelik onlar, Kürtler’in proto-feodal kültürel aşamasından da daha geri pozisyondalar. Herhangi bir belirgin politik veya yaşamsal ilkeleri yok.
Bu durumda, kaosu kimse kontrol edemez, kaos henüz kendini de kontrol edemez, yani kaos henüz limitlerine varmadı.
Öcalan-Bayık ayrışması da bunun bir parçası yalnızca.
(17 Ağustos 2019)

Hiç yorum yok: