Önaçıklama:
Bu türden kişi irdelemeleri, birkaç kitaptır süren bir proje. Kitapta ele
alınan portrelemelerin öneleri, metnin yazıldığı tarihte, ister medya
etkisiyle, ister kendi etkisiyle, kamuoyunda konusunda bilinir olan ilk 50-100
kişiden biri olmaları nedeniyle seçildi. Burada Livaneli, 1980 öncesinde sol,
1980 sonrasında liberal olan biri: 2020’de tüm bunlardan sonra, sosyalizm sözcüğünü
ağzına alabiliyor hala.
Metne
geçelim:
“Özgürlük,
eşitlik, emek, kadın hakları, çocuk hakları, serbest zaman hakkı, seyahat
hakkı, anadilinde konuşma hakkı, bunlar gibi birçoklarının özgür olmasını,
serbest olmasını isterim.” cümlesiyle ideolojik tavrınızı belirtiyorsunuz.
Yukarıda bahsi geçen mefhumların bir kısmını liberaller de savunuyor. Livaneli,
geçmişte olduğu gibi bugün de sosyalizme inanıyor mu?
Elbette.
Sözünü ettiğiniz haklar, liberallerin keşfi değil ne de olsa… Aslında bu haklar
sosyalizme ayrılmaz biçimde bağlıdır ya da öyle olmalıdır. Belki de en doğru
cevap şu: Livaneli sosyalizme inanıyor hâlâ ama böyle bir sosyalizme.”
Şıracının
şahidi, bozacı. Kavramsal kargaşada boğulmak yeni dönemlerin ilkesi. Her ikisi
de öyle olmuş.
İnsan
haklarını savunmak, sağın veya solun tekelinde değildir. Neyin insan hakları
olup olmadığını tartıyabilirler. Bir de, dediğiyle yaptığının bir olması
gerekir.
Yani
demek istediğimiz, 1980-2020 arasında, ne liberalizm, ne de reel sosyalizm, sözü
geçen kavramları fiilen / kendi eylemleriyle savunuyor falan değildi. Bu bir.
Livaneli,
yaptığı işi niteliksiz yapan biri, burada sözkonusu olan müzik. Müzik konusunda
dezenformasyon yapmışlığı da, şarkılarını sonradan değiştirmişliği de var.
Doğru söylemekse, sosyalizmden de, liberalizmden de önce gelen bir şey.
Yani
Livaneli, ne 1979’da, ne de 2019’da sosyalist veya sosyalime inanan biri falan
değildi. Ki zaten, sosyalim inanılacak bir şey değildir, 1990 yenilgisi,
sosyalizmi inanca değil, asıl reel duruma taşıdı.
+
“Kitapta
çok tartıştığım, yokluğundan şikâyet ettiğim bir şey galiba: Düşünmek. Bir
entelektüeli, sanatçıyı, yazarı ayakta tutan, her zaman yenileyen şeydir
düşünmek. Kelimenin gerçek anlamıyla düşünüyorsa kişi, kendini, toplumu,
dünyayı sürekli eleştirecek ve bu da onu yaratıcılığın en büyük düşmanı
konformizmin kucağına düşmekten kurtaracaktır.”
Livaneli,
ortalama zekadan çok yakınmıştır ama kendi ekası ve bilgisi ortalama bile
değildir. Ortalama bir insan bile düşünüyor olabilir ama Livaneli değil. O,
işinin imajında, vitrininde, satışında. Nitelikli müzik yapmmaya değil, müzik
satmaya olan kaniliği, 1980 öncesinde de vardı. Ortalamadan yakınıp, ortalama
tüketiciye mal satan biri kendisi.
+
“Laiklik,
aynı zamanda sınıfsal bir meseledir. Bazı liberallerin ve İslamcıların iddia
ettiği gibi sahildeki CHP’lilerin sorunu değildir. Laiklik, kadınların
güçlenmesidir. Laiklik, siyasetin birey merkezli şekillenmesidir. Laiklik,
yoksul sınıflara da dünyayı anlamalarına yarayacak araçları sağlar. Kentli,
hakları için mücadeleye hazır insanlar topluluğu oluşturur. Laiklik, en çok
Bodrum sahillerinin değil, Sultanbeyli’nin sorunlarını çözer.”
Al bir safsatalar zinciri daha. Çetin Altan
da, Güneydoğu sorununun, imamlar piyano çaldığında çözüleceğini savunurdu. Bu
da o hesap.
Laiklik
şu anda bunlar değil, laiklik kamusal alanın Dünya-din ayrılığına yeniden kavuşturulmasıdır. Laiklik
zaten vardı yani ve Livaneli ve onun gibiler, onu yok edenlerin safında yer
aldılar.
+
“… 12
Eylül faşist darbesi öncesinde varoşlar…2
12 Eylül
1980 öncesinde, varoş değil, gecekondu vardı. Bu da, iki cahil biraraya gelince
durumu.
+
“Hikâyeci
bir müzik dili rap. Bu da varoşun kendini anlatma, dile getirme ihtiyacıyla
örtüşüyor. Kafa tutan, ben buradayım diyen bireylerin hikâyeleri. Arabeskin
ezik öznesi yerine, günümüzün iletişim biçimlerinin de etkisiyle oluşan
özgüvenli bir özne gelmiş.”
Ha ha
ha.
Tam
tersi oysa.
Özgüven
ayrı, küstahlık ayrı. Arabeskçiler efendi insanlardı. Repçiler yırtık, yelloz,
saldırgan insanlar. Bu, ‘ben varım’ demek değil, Livaneli gibi, (kültür de
olabilen) kamu malına el koymanın bahanesini aramak.
+
Çıkış:
Bu adam,
50 yıldır böyle. Ancak, artık reytingi sıfıra gidiyor. O da parayla kendini
böyle basına taşıyor işte.
(15 Ağustos 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder