Çarşamba, Ekim 23, 2019

Barış Pınarı Harekâtı - Sınırdaki Suriyeli göçmenler 'güvenli bölgeye' yerleşmeye nasıl bakıyor?


Evrensel’deki röportajdakilerden farklı düşüncelere sahip göçmenler de varmış.
+
“Sınır kenti Kilis, Türkiye'de Suriyeli göçmen nüfusunun en yoğun olduğu şehir.
Azez'in komşusu bu kentteki kayıtlı Suriyeli sayısı 116 bin 638. Kilis'teki Suriyeliler dışındaki nüfus ise 142 bin 541.
Yani Suriyeliler bugün, toplam kent nüfusunun yaklaşık yüzde 45'ini oluşturuyor.
Kilis'te, Suriyeliler’in yoğun olarak yaşadığı, eski sanayi olarak bilinen mahallede, Suriyeliler’le konuşuyoruz.
Mahalle pazarının esnafının da, müşterilerin de önemli bir bölümü Suriyeli.
Konuştuklarımızın hepsi, Halepli olduklarını söylüyor.
İsim ve görüntü vermeyenler de dahil olmak üzere, konuştuğumuz herkes, Barış Pınarı Harekâtı'nı desteklediğini belirtiyor.
"Güvenli bölge kurulursa, oradaki alanlara gider misiniz?" sorusuna ise, farklı cevaplar geliyor.”
İş kurup, para kazanıp, vatandaşlık bekleyenler var.
Orada malı mülkü olup, geri dönmek isteyenler var.
Kimse vatan millet Sakarya peşinde değil yani.
Ekmek parası, pasta parası peşinde.
Burada önemli olan kunu, vatanları için ölenler varken, vatanları için ölmeyenlerin de var olması.
Türkiye için de şu anda, Suriye’de ölenler var, bedelli sırası bekleyenler var.
Bu, karşılaştır-karşıtlaştır olarak üzerinde çalışılması gereken, alan örneği hazır nadir bulunacak bir konu.
Not: Halep’in Kobane’den daha can güvenlikli olduğu beklentisi ise, geçersiz olabilir. Suriye’de hiçbir nokta güvencede sayılamaz, savaş her yere uğradı çünkü.
+
“Akçakale'de son olarak, içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Osmanlı padişahlarından 2. Abdülhamid'in resimlerinin yanyana asılı olduğu bir dükkânda esnafla sohbet ediyoruz.
İsimlerini vermek istemeyen Suriyeliler, bölgenin kurulması durumunda dönme yanlısı.
Sonradan içeri giren, düğün şarkıcısı olduğunu belirten ve bize kendi isteğiyle bir şarkı söyleyen Mahmud El Ahmed ise, Rakka'dan olduğunu, kendisinin Rakka dışındaki bir bölgeye değil, Rakka'ya dönmek istediğini söylüyor:
"En önemlisi adalet. Suriye halkı yerine geri dönsün, vatanımız yeniden bizim olsun. Benim kendi memleketim de (Rakka) temizlenirse, oraya dönerim."”
İşte çelişkiler yumağı bu.
Ülke yok, şehir var.
Çıkar hesabı var, şehir hesabıyla başabaş olarak.
Tüm kültürlerin dekadant-ozmosisi var.
Not: Dekadant-ozmosis: Kültürel öğelerin bütün olarak değil, parçalanarak, 2 kültüre nüfuz etmesi. Almanya’da et döneri değil, tavuk döneri olması gibi. Kimyonunun yerini, başka baharatların (köri?) alması gibi.
+
Çıkış:
Evrensel’i ve BBC’yi tebrik ediyoruz. Alandan habercilik bu. Savaş muhabirliği bu (Coşkun Aral’ınki değil yani). Savaşta askerden çok sivil var ve kültürü askerler değil, siviller yapar çünkü.
Tarihi iktidar seçkinleri kadar, edilgin katılımla da olsa, siviller / kitle de yapar çünkü.
Tarihin dinamiklerini böyle öğreniyoruz çünkü.
(22 Ekim 2019)

Hiç yorum yok: