Hüzünlü.
Oblivion.
Ukrayna
1920 br mucize idi ve Malatesta onu beğenmiyordu.
Mektupların
ana çizgisi bu.
+
Malatesta
Makhno’ya 1927, herşey olup bitmiş yani:
“Çatışma
uzlaşma sınırlarını aştığı zaman ise, bunu devrim ya da gericilik takip ediyor.”
Lenin
yapınca iyi, Troçk yapınca iyi, Stalin yapınca iyi, Makhno yapınca kötü.
Üstelik,
Kronstadt 1921 olmuş.
Bunu bir
anarşist, bir anarşiste söylüyor.
Devrim
yapmamış biri, devrim yapmış birine söylüyor.
+
“Her
şeyden önce, tüm anarşistlerin tek bir ‘Genel Birlik’, yani, Proje'nin kendi
ifadesiyle, bir tek aktif devrimci organ içinde bir araya toplanabileceklerine
inanmak, bana yanlış geliyor -zaten bunu gerçekleştirmek olanaksız.”
Mmkün
olmayabilir ama denenebilir.
Kaldı ki
tüm anarşistler, hiçbir projede tam kadro biraraya gelmezler, çünkü birileri
birilerini zaten dışlar, dışlamış da.
+
“Örneğin,
bir anarşist, içinde faaliyet yürüttüğü ülkenin siyasal koşulları tarafından
kısıtlanmış olanaklar içinde ajitasyon ve propaganda faaliyeti yürütmek için
kamusal ve gizli bir dernek kurarken, kendi planlarını, yöntemlerini ve
üyelerini düşmanlarından saklamak için, nasıl olur da o dernekteki grupla aynı
yoldan örgütlenebilir?”
Bu,
önemli bir soru.
Tarih
içinde önemli sorunlar yaratmış bir açmaz.
Gerillanın
ve kontr-gerillanın ayın yodan örgütlenmesi pekala işleyebilir. İşlemeyebilir de
ama o ayrı konu.
Burada
önemli olan ‘kamusal ve gizli’. Bu mümkün mü?
Mümkün olmadığı
için, hücre tipi örgütlenme icat edilmiş.
Bir de,
Ira tipi örgütlerin alan ve parti-meclis örgütleri ayrı olagelmiş. Bu da bir
çözüm.
Yani,
soru güzel ama yanıt yok.
+
Makhno
Malatesta’ya 1928:
“Anarşist
devrimcinin bireysel sorumluluğunu sen de kabul ediyorsun, sevgili Malatesta.
Dahası, bir militan olarak bütün yaşamın boyunca bu fikre destek verdin. En
azından benim senin yazdıklarından çıkardığım şey bu. Fakat, sorun bir bütün
olarak, anarşist hareketin eğilim ve eylemlerine gelince, kolektif sorumluluğun
gereğini ve yararlılığını yadsıyorsun. Kolektif sorumluluk, tehlikenin
varlığına işaret ettiği için, seni korkutuyor ve sen bu yüzden onu reddetmeyi
seçiyorsun.”
Makhno
anarko-komünist.
Malatesta,
Stirner tipi bir bireyci değil ama anarko-sendikalizme de karşı. Sendikanın
reformist olduğunu, devrimci olmadığını savunmuş.
+
Mektuplaşmalarda,
her 2 taraf da yolun sonunda.
Bu
koşullarda insanların düşünceleri sünebilir.
+
Son mektup
1019’e sarkmış, Stalin’in yıkım yıllarının başlangıcına.
“Hareketimiz
içinde “Platform” adıyla anılan yurt dışındaki bir grup Rus anarşisti
tarafından yayınlanmış olan ve anarşistlerin Genel Birliğinin örgütlenmesine
yönelik öneriler içeren Projeye ilişkin eleştirilerimle ilgili olarak bana bir
yıldan daha uzun bir zaman önce göndermiş olduğum mektubu nihayet okuma firsatı
buldum.
…
Biz,
hükümetin (her türden hükümetin) kötü olduğuna, özgürlük olmadan gerçek
özgürlüğe, dayanışmaya ve adalate ulaşılamayacağına inandığımız için
anarşistiz. Bu yüzden, bir hükümet özlemi içinde olamayız ve diğerlerini
(sınıfları, partileri ya da bireyleri) iktidarı ele geçirip hükümet haline
gelmekten alıkoymak için mümkün olan her şeyi yapmalıyız.”
Yıl
2020, problematik hala aynı.
Hükümet,
otonom kabine, halk meclisi.
Anarşistler
hepsine mi karşı?
Komüsitlikten
demokratik sosyalizme geçenler gibi, ne yazık ki demokratik anarşizme geçen hiç
kimse veya grup olmamış.
Keşke
olsaymış. 100 küsur yıl sonra, 0’dan başlamak zorunda kalmazdık.
Savımız
şu.
Anarşistler
Avrupa Birliği Parlamentosu’na girmeli…
Girebilecekleri
tek meclis de o zaten.
+
Sözü
geçen birlik, sosyalistlerin ve Fransa’nın baskısıyla Şikago’ya göçmüş, yani
başarılı olamamış.
ABD’de
baskıcı bulunmuş.
Soru
kipi: Toplumsalcılık, birey üzerinde daima baskıcı baskıcı mıdır?
Anarşistlerde
bile öyle midir?
Asıl önemlisi,
2 lider, anarşist bile olsalar, aralarında daima uzun işeme yarışmasına mı
girerler?
+
Ukrayna
vakası, İtalya veya İspanya vakalarından daha çok olarak, anarşizm tarihine
damga vurdu.
Anarşistlerin
kesin devlet kurdukları tek vaka bu.
Devlet
olmasın, ülke olsun.
Troçki,
onu kanla dağıtana kadar işlemiş de.
Anarko-komünist
olmasak da, bunu takdir etmeyi zorunluluk sayarız.
Stirner,
tek kitap yazdı, kabul; Makhno tek devlet yarattı, ona da kabul.
En
önemlisi:
Devlet analizlerinin istatistik
içermemesi durumu,
devleti var da yok gibi bir hayal gibi tanımlamayı getiriyor.
1840-2020:
Anarşistler
olarak, artık tarihten öğrenmişliğimizin zamanı.
Dünya
Sistemi’nin ve gelecekbilimi sentezlemenin zamanı.
Epsilon
/ bireysel teşebbüsler zamanı.
(24 Ekim 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder