Perşembe, Ekim 24, 2019

Errico Malatesta ile Nestor Makhno arasında Mektuplaşmalar


Hüzünlü.
Oblivion.
Ukrayna 1920 br mucize idi ve Malatesta onu beğenmiyordu.
Mektupların ana çizgisi bu.
+
Malatesta Makhno’ya 1927, herşey olup bitmiş yani:
“Çatışma uzlaşma sınırlarını aştığı zaman ise, bunu devrim ya da gericilik takip ediyor.”
Lenin yapınca iyi, Troçk yapınca iyi, Stalin yapınca iyi, Makhno yapınca kötü.
Üstelik, Kronstadt 1921 olmuş.
Bunu bir anarşist, bir anarşiste söylüyor.
Devrim yapmamış biri, devrim yapmış birine söylüyor.
+
“Her şeyden önce, tüm anarşistlerin tek bir ‘Genel Birlik’, yani, Proje'nin kendi ifadesiyle, bir tek aktif devrimci organ içinde bir araya toplanabileceklerine inanmak, bana yanlış geliyor -zaten bunu gerçekleştirmek olanaksız.”
Mmkün olmayabilir ama denenebilir.
Kaldı ki tüm anarşistler, hiçbir projede tam kadro biraraya gelmezler, çünkü birileri birilerini zaten dışlar, dışlamış da.
+
“Örneğin, bir anarşist, içinde faaliyet yürüttüğü ülkenin siyasal koşulları tarafından kısıtlanmış olanaklar içinde ajitasyon ve propaganda faaliyeti yürütmek için kamusal ve gizli bir dernek kurarken, kendi planlarını, yöntemlerini ve üyelerini düşmanlarından saklamak için, nasıl olur da o dernekteki grupla aynı yoldan örgütlenebilir?”
Bu, önemli bir soru.
Tarih içinde önemli sorunlar yaratmış bir açmaz.
Gerillanın ve kontr-gerillanın ayın yodan örgütlenmesi pekala işleyebilir. İşlemeyebilir de ama o ayrı konu.
Burada önemli olan ‘kamusal ve gizli’. Bu mümkün mü?
Mümkün olmadığı için, hücre tipi örgütlenme icat edilmiş.
Bir de, Ira tipi örgütlerin alan ve parti-meclis örgütleri ayrı olagelmiş. Bu da bir çözüm.
Yani, soru güzel ama yanıt yok.
+
Makhno Malatesta’ya 1928:
“Anarşist devrimcinin bireysel sorumluluğunu sen de kabul ediyorsun, sevgili Malatesta. Dahası, bir militan olarak bütün yaşamın boyunca bu fikre destek verdin. En azından benim senin yazdıklarından çıkardığım şey bu. Fakat, sorun bir bütün olarak, anarşist hareketin eğilim ve eylemlerine gelince, kolektif sorumluluğun gereğini ve yararlılığını yadsıyorsun. Kolektif sorumluluk, tehlikenin varlığına işaret ettiği için, seni korkutuyor ve sen bu yüzden onu reddetmeyi seçiyorsun.”
Makhno anarko-komünist.
Malatesta, Stirner tipi bir bireyci değil ama anarko-sendikalizme de karşı. Sendikanın reformist olduğunu, devrimci olmadığını savunmuş.
+
Mektuplaşmalarda, her 2 taraf da yolun sonunda.
Bu koşullarda insanların düşünceleri sünebilir.
+
Son mektup 1019’e sarkmış, Stalin’in yıkım yıllarının başlangıcına.
“Hareketimiz içinde “Platform” adıyla anılan yurt dışındaki bir grup Rus anarşisti tarafından yayınlanmış olan ve anarşistlerin Genel Birliğinin örgütlenmesine yönelik öneriler içeren Projeye ilişkin eleştirilerimle ilgili olarak bana bir yıldan daha uzun bir zaman önce göndermiş olduğum mektubu nihayet okuma firsatı buldum.
Biz, hükümetin (her türden hükümetin) kötü olduğuna, özgürlük olmadan gerçek özgürlüğe, dayanışmaya ve adalate ulaşılamayacağına inandığımız için anarşistiz. Bu yüzden, bir hükümet özlemi içinde olamayız ve diğerlerini (sınıfları, partileri ya da bireyleri) iktidarı ele geçirip hükümet haline gelmekten alıkoymak için mümkün olan her şeyi yapmalıyız.”
Yıl 2020, problematik hala aynı.
Hükümet, otonom kabine, halk meclisi.
Anarşistler hepsine mi karşı?
Komüsitlikten demokratik sosyalizme geçenler gibi, ne yazık ki demokratik anarşizme geçen hiç kimse veya grup olmamış.
Keşke olsaymış. 100 küsur yıl sonra, 0’dan başlamak zorunda kalmazdık.
Savımız şu.
Anarşistler Avrupa Birliği Parlamentosu’na girmeli…
Girebilecekleri tek meclis de o zaten.
+
Sözü geçen birlik, sosyalistlerin ve Fransa’nın baskısıyla Şikago’ya göçmüş, yani başarılı olamamış.
ABD’de baskıcı bulunmuş.
Soru kipi: Toplumsalcılık, birey üzerinde daima baskıcı baskıcı mıdır?
Anarşistlerde bile öyle midir?
Asıl önemlisi, 2 lider, anarşist bile olsalar, aralarında daima uzun işeme yarışmasına mı girerler?
+
Ukrayna vakası, İtalya veya İspanya vakalarından daha çok olarak, anarşizm tarihine damga vurdu.
Anarşistlerin kesin devlet kurdukları tek vaka bu.
Devlet olmasın, ülke olsun.
Troçki, onu kanla dağıtana kadar işlemiş de.
Anarko-komünist olmasak da, bunu takdir etmeyi zorunluluk sayarız.
Stirner, tek kitap yazdı, kabul; Makhno tek devlet yarattı, ona da kabul.
En önemlisi:
Devlet analizlerinin istatistik içermemesi durumu, devleti var da yok gibi bir hayal gibi tanımlamayı getiriyor.
1840-2020:
Anarşistler olarak, artık tarihten öğrenmişliğimizin zamanı.
Dünya Sistemi’nin ve gelecekbilimi sentezlemenin zamanı.
Epsilon / bireysel teşebbüsler zamanı.
(24 Ekim 2019)

Hiç yorum yok: