Perşembe, Ekim 17, 2019

İlhan Uzgel operasyonu değerlendirdi: Siyasette aynı aracı sürekli kullanamazsınız


Konuyu siyaset, iktisat, askeriye olarak üçleyelim ve geniş-açı’layalım.
Siyasette sağ-sol 100 küsur yıldır kullanılıyor. Birden çok kez iflas etti ama hala kullanılıyor.
İktisatta altın çok bin yıl kullanıldı, vazgeçildi, yeniden ona geri dönülüyor.
Askeriye içinse, hem kalaşnikofun, hem de modifiye tatar yayının aynı derecede etkin olduğu, bir post-silahsız-savaş dönemindeyiz.
Yani olay, biraz daha geniş açılı.
Uzgel ise, apaçık biçimde Taştekin’den ve Selcen’den geniş açılı.
+
“Amerika ile Rusya, Suriye konusunda anlaştı. Yani Amerika, iddia edilenin aksine Türkiye ile değil, Rusya ile anlaşarak çekildi. Amerika ile Rusya arasında temaslar hep sürüyordu. Şunu söylemek gerekir ki Amerika Suriye’yi Rusya’ya bıraktı, karşılığında alacağı şeyler var kuşkusuz ama onların şu anda ne olduğunu bilmiyoruz. Şu anki gidişin böyle olduğunu düşünüyorum ama sahadaki dengeler her an değişiyor. Demek ki daha yukarıda başka bir hesap var, (ABD) Suriye’deki alanı, dolayısıyla PYD’yi de ve Suriye’yi de, Rusya’ya havale etti.”
Trielloda ve/ya polielloda ikili veya çoklu taraflı anlaşmalar ve çatışmalar olabilir, hatta kimi neyin ne olduğu belli olmayabilir. Uzgel, ileriki satırlarında sözü buraya getiriyor zaten.
Yani, ABD-Rusya anlaşması olayı çok kesin değil. Rusya’nın ABD boşluğunu doldurması olayı daha kesin.
Rahmetli dışişleri bakanımız Çağlayangil’in dediğince:
Ortadoğu’da davetli listesinde değilseniz, menüdesinizdir.
Türkiye’nin menüde olduğu kesin de, haşlama mı, tuzlama mı, kızartma mı, o belli değil henüz.
+
“Normalde Suriye’nin doğusu Amerika’nın tek stratejik kazanımıydı. Ve yine normalde bir emperyalist güç, kendisini o bölgeden çıkaran olmazsa çıkmaz. Amerika’yı oradan çıkarabilecek hiçbir güç de yoktu, gitti yerleşti ve hiç kimse dokunamıyordu, bir kere denedi Suriye Ordusu hemen cevabını verdi. Bir daha da deneme olmadı, anayasa süreci gerçekleşmeden bir çekilme beklemiyordum doğrusu, bunun bir mantığı yoktu, o zaman bu kadar yatırım niye yaptı?”
Şöyle bir tarihsel örnek:
Vietnam, ABDyi kovmak için 3 milyon ölü verdi. Aradan 40 yıl geçti, yendiği ABD’ye ekonomik yenik olarak kapılarını açtı. Dünya’nın en düşük asgari ücreti orada şu an.
Yani ABD, askeri olarak oradan çıkar ama iktisadi olarak geri döner Suriye’ye.
+
“Türkiye’nin en başından kalıcı olma niyeti vardı, işte ne kadar girebilirse, kuzey hattını baştan sona kontrol etmek istiyordu. "Burası PYD’nin kontrolünde olacağına benim kontrolümde olsun" diyordu Türkiye. Mültecileri de buraya yerleştirme planı yapıyordu. Suriye Kürtleri ile Türkiye Kürtleri arasına da bir Arap tampon bölgesi kuracaktı, hesabı buydu. Böylelikle kendi Kürtler’ini kontrol altına alıp, 50 sene kendini garantileyecekti. Hani, bunun AKP’yi aşan boyutunun da olduğunu düşünüyorum, bu devletin fikriydi bence AKP ile ortak yürütülüyordu. Bir koalisyon var ya, onun planı ve uygulamasıydı diye düşünüyorum. Fakat bu da revize edilmek zorunda şimdi...”
Zurnanın zırt dediği yer burası.
Türkiye Suriye ile savaşmaya cesaret edemez, deniyor. Suriye, Hatay’ı 80 yıl kendi haritasında gösterme cesaretini gösterdi ama. Sonunda ne oldu peki? Artık, bir ülke değil.
Unutmamak gerek:
Türkiye; Kuzey Kıbrıs’ta 45, Kuzey Irak’ta 35 yıldır var.
+
“Sınırı Suriye Ordusu kontrol edecekse, bu hikaye biter. Bu sefer Türkiye Suriye ile, dolayısıyla Türkiye, Suriye-İran-Rusya üçlüsü ile karşı karşıya gelecek, NATO da NATO değil ama NATO üyeleri de, Türkiye’nin arkasında değil, Çin, Rusya, Avrupa Birliği de... Yani dünyanın önde gelen tüm güç merkezleri, Türkiye’nin Suriye’deki varlığına karşı çıktı. Ben naçizane daha önce yazdığım bir yazıda "Amerika ile Rusya anlaşır, Türkiye açıkta kalabilir" demiştim, öyle oldu galiba, Türkiye biraz açıkta kaldı sanırım.”
Keşke öyle olsa.
Açıkta bir Türkiye (NATO’suz, AB’siz ve Varşova Paktı’sız, diyelim zamanın Yugoslavya’sı ve/ya 77’ler Hindistan’ı gibi), epeyi başa bela olur.
Olansa şu:
Merkel arkadan dolanıp puan aldı çoktan. Selcen metninde o alıntı var. Ayrıca, ambargoyu kesen de Merkel.
O nedenle, bu boş hamle oldu bu kezliğine…
+
Suriye ordusu ile TSK sahada karşı karşıya gelir mi, daha açık ifadeyle çatışır mı?
Karşı karşıya gelir ama çatışmaz, yani Rusya izin vermez, araya girer.”
Bundan emin değiliz. Bu çatışma, gecikmiş bir hesaplaşma olarak, her daim gündemde kalcak.
+
“Birincisi, genelde siyasette aynı aracı sürekli kullanamıyorsunuz. Bu, bir tür kanıksama yaratıyor; ikincisi, bu iş bir fiyasko ile de sonuçlanabilir. Türkiye erken çekilmeye zorlanabilir ki biz bunu 2008 Şubat operasyonunda gördük. Yani Amerika’dan gelen baskılar, Rusya’dan gelen baskılar, hava sahası kapatılırsa falan... Bu iki şeye neden olur: Hem ekonomik yükü arttırır, hem hızlı çekileme gizlenemez bir hal alır ve bu da geri tepebilir. Çok büyük risk aldı Erdoğan... Uluslarası baskı sonucu bir geri çekilme olursa, bu Erdoğan’ı içeride zayıflatır. Zaten açıklandığı gibi operasyonun 480 kilometrelik bir hatta uzanması zora girdi şu anda. Yani operasyonun içteki etkisi uzun sürmeyebilir. Bazı sorunlar şu an hallolmuş gibi görünse de, ekonomik kriz ve işsizlik ile hareketteki çözülme gibi kalıcı ve derin sorunlar ortada duruyor.”
Bu savaş, iç siyaset içindi, bu kesin.
Bu savaş kazanılabilirdi ama düşük olasılıklıydı. Bu şıkkıyla değil, asıl alan durumu nedeniyle. Bunu da, Erdoğan bir biçimde biliyordu. Ya herro, ya merro, oldu.
Bu savaşı kitle-sivil kesimi anlamadı bile değil, algılamadı. Yani, kellerinin giyotinin bıçağının altında olduğunu kavrayamıyorlar. Dolayısıyla iç siyaset konusu, biraz muallak.
+
“Ortadoğu’nun en önemli problemi bu zaten: Kendi sorununa içeriden çözüm üretemiyor olması. Entellektüel bir çözüm de üretilemiyor, stratejik bir çözüm de üretilemiyor. Hatta, bu son 10 yıl Ortadoğu’yu bu konuda daha da geriletti. Dolayısıyla, halkların işi ele almasının imkanları çok daraldı. Bölge, maalesef önümüzdeki dönem de çok yukarıdan, küresel güçlerin jeopolitik çekişmesinin alanı olacak. Arap Baharı bir imkandı bu kaybedildi, İslamcılar bunu yediler. Tek umut yeni bir genç kuşak geliyor, daha seküler, dünyayı daha yakından takip eden ne olup bittiğini bilen... Belki önümüzdeki 10 yılda bunlar, geleceğe yönelik talepleriyle daha iyi kurabilirler...”
O da, Irak’taki sosyal moloz genç kuşak isyanı olmakta. Çalışmadan harcamak isteyen kuşak.
Bu da, global sorun.
4. Dünya’nın sorunu, 1. Dünya’nın 4 katı çocuk yapması, yani fare gibi üremesi. O 4 çocuğunu 1’ini göçmen-işçi olarak 1. Dünya’ya yolladılar çoktan, geriye elde kaldı 3 çocuk. Kavonuz dışarıdan yalayan, muhteris ve kifayetsiz 3 çocuk. Baştan kriminal veya terörist 3 çocuk. Bakınız, Türkiye’deki 2 milyon Suriyeli çocuk.
Yani:
‘Rebel’ değil, ‘riot’…
İsyan değil, kaza kaldırma…
Yani.
Benim oğlum bina okur, döner döner gene okur.
(17 Ekim 2019)

Hiç yorum yok: