Pazartesi, Ekim 28, 2019

Sanatta Anlaşılmak x Anlaşılmamak ve Gerçekçilik


Bir alıntı:
“Sosyolog Bourdieu, "Bugün sanat dünyasına öyle bir ruh hâkim ki" diyordu, "sembolist ozanların en kötüsü bile, Zola hakkında ileri geri konuşabilir…" Anlaşılmamayı sanat ölçüsü belirlediğiniz anda, çağdaş sanatçıların en yeteneksizi bile, Orhan Kemal hakkında hiç çekinmeden ileri geri konuşabilir.”
Acaba?
Elifler ve mertekler, elmalar ve armutlar birbirine karıştırılmış gibi.
Öncelikle şunlar:
Bir:
Anlaşılmak ve gerçekçilik, eşdeğer şeyler değilidr.
O nedenle, ortalama bir okur tarafından anlaşılması zor olan, bilimkurgu romanı ‘2312’, gerçekçilik zirvesi / avangardı olabilmektedir. Şimdi ve burada. 2010-2020 için.
İki:
Anlaşılmamak ve hiçbirşey söylememek, aynı şeyler değildir.
Bugünün eserleri, anlaşılmaz değil, hiçbirşey söylemiyor, söyleyecek bir şeyi de yok; zeka, duygu, bilgi olarak.
+
"Sanat anlaşılır olmalıdır" ya da "anlaşılırsa kitsch olur."
Bunu hangi aptal ve hangi cahil söylemiş acaba?
Zola anlaşılır olma zorunluluğu için anlaşılır yazmadı ve anlaşılır oldu diye de, kitsch olmadı.
+
"Sanatta “içerik esastır diyenler" ile "biçimi önemseyenler ayrımı."
Biri diğerinden önce gelmez, bir seçimdir bu.
İkisinin praksisi de olabilir.
+
Buradan, sanatın halk içinliğine geliyoruz.
170 yıldır, angaje sanatı dışladıklarını söyleyen marksistlerin çizgisi, halka hizmet eden sanat denileni döve döve dayatmış utanmadan ve bunda beis görmemiş.
Prolet-kült ise, ne içerikçiliği, ne de halktan yanalığı becerebilmiş.
+
“Sanatın işlevi, anlaşılır olmak ya da olmamak değil, gerçekliğin dürüst bir imgesi olabilmektir.”
Öyle bir zorunluluk değil, tercih sözkonusu.
Devamında ise:
Sanatın birinci işi, doğruyu söylemektir.
Yani:
Gerçeklik ve bilgi, birbirinden farklı şeyler olabilir ve bu epistemolojinin tartışma konusudur, sanatın değil.
+
“Brecht, çağdaş romanlar hakkındaki bir yazısında edebiyat için söylüyordu bunu. "Geniş kesimlerin çıkarı" diyordu, "edebiyatta hayatın dürüst bir imgesini bulmaktır."
Doğru söyleriz, çünkü insanız. Geniş kesimlerin çıkarı için doğru söylemeyiz yani.
+
En baştaki alıhtıdaki durum ise, küstahlıktır, ezeli-ebedi ergen küstahlığı. Yalnızca sanatta değil, yaşamın her alınında vardır.
+
Çıkış ve şerh:
Zola ve Kemal, mutlak referanslar veya putlar değildir.
Her ikisinde de melodram yoğun olarak vardır ve bu, bilgiyi bozar.
(27 Ekim 2019)

Hiç yorum yok: