Çarşamba, Ekim 23, 2019

Soçi Zirvesi Ertesi


Soçi Zirvesi yapıldı. Bazı açıklamalar oldu.
Vakıa aynı, rivayet oldu.
Bizi burada en çok ve ilk ilgilendiren şey, Dünya basınının çok farklı yorumları idi.
+
İngiliz basını:
"Soçi'deki zirve, Türkiye'nin işgalinin sonunu simgeleyebiliir. Ancak, bölge ve dünya için bunun bedeli ağır olacak. Varılan mutabakat, Esad'ı güçlendirecek, Rusya'nın da küresel bir diplomatik ve askeri güç olarak, yeniden güçlenmesinin tasdiki anlamına gelecek."
Yuh.
10 maddelik açıklamada, Türkler orada kalıyorlar.
İngilizler, ner nedense, Esed yerine, Türkiye’yi yeğlemiş. En azından bu köşe yazarı.
Rusya, bu 10 maddeyle, tıpkı ABD’nin 13 maddesi gibi, Türkiye’nin ana isteklerini kabul etmiş oluyor. Sahada kazanabileceğini masada baştan verdi yani.
+
“Gazeteye göre Soçi'deki görüşmeler, Rusya'nın, Suriye'nin kuzeydoğusunda en fazla siyasi ağırlığı olan güç olarak hızla ABD'nin yerini aldığını gösteriyor.”
Yine öyle değil.
Bundan sonra Suriye’nin kuzeydoğusunda; İran, Türkiye, Suriye, Rusya, Kürtler etkin olacak, yani kakafoni olacak.
+
“İngiliz basının önde gelen gazetelerinden Guardian'daki haberde ise "Erdoğan ve Putin, Türkiye'nin Kürtlere saldırısının durmasını sağlayacak bir tampon bölge oluşturulmasında anlaştı" başlığı atıldı.”
Yine tam öyle değil.
Kürtler’in nereye gideceği, anlaşmada yok.
Tüm Dünya basınının üzerinde anlaştığı tek nokta bu zaten.
Olan Kürtler’e oldu.
+
Alman basını:
“Mutabakata göre YPG Suriye sınırındaki 30 kilometrelik bölgeden çekilecek. Türkiye ve Rusya 10 kilometre derinlikte ortak devriyeye başlayacak. Zirveyi değerlendiren Alman basınında en öne çıkan yorum Die Welt’ten geldi. Gazete mutabakatla ilgili yorumunda; Rusya’nın Türkiye'yi Beşar Esad ile doğrudan temasa yönlendirmek istediğini kaleme aldı.”
Anladığımız ilk şey, Erdoğan’ın henüz Esed ile görüşmeyeceği.
Putin, Erdoğan’ın Esed’i ham yapacağını, çünkü daha önce ham yaptığını gözönüne almıyor nedense.
+
"Hiç kuşkusuz Erdoğan ile Putin arasındaki uzlaşmanın en büyük kaybedenleri ülkenin kuzeyindeki Kürtler. Önce Türkiye'nin hücumu Amerikalılar tarafından yarı yolda bırakılan Kürt liderlerini, düşmanları Esad'dan geçen hafta silah yardımı istemek zorunda bıraktı. Şimdi de Ruslar ve Suriyeliler, geri çekilmelerini izleme yükümlülüğünü Türk düşmana taahhüt etti."
Herkesle dost olan, La Fontaine fablındaki yarasa gibi, tabuta çivilenir.
+
"CDU şefinin girişimine verilen tepkilere bakılırsa Berlin'de çok sayıda siyasetçi samimi olmayan ifadelerle destek açıklamayı yeterli görüyor ama aynı zamanda bölgede düzen ve güvenliğe katkı sağlamanın ne ölçüde karmaşık ve zor (ve nahoş) olduğunu da vurguluyorlar. Tongaya düşürülen Dışişleri Bakanı Maas bile iç politikada nispeten risksiz bir biçimde Ankara'yı kınama tutumuyla sınırlı kaldı.  Ancak şimdi sadece Savunma Bakanı değil tüm hükümetin barış birliklerinin oluşturulması ve harekete geçirilmesi için somut öneriler yapmak zorunda. Tabi eğer Kramp-Karrenbauer'in Suriye krizine kurban gitmesi Berlin'de o kadar da trajik bir gelişme olarak değerlendirilmiyorsa."
Meali.
Kıvırtmalı alman Suriye politikası, bir bakının başını yiyecek.
Adamlar, oturdukları yerde, kendilerine çelme atıyorlar.
Vurgu.
AB’nin Bosna’daki tutumunun sonucu katliam oldu. O türden hasif tutum, hemen her zaman ayın sonucu verecek, en azından bu sıralar.
+
Türkiye:
“Milli Savunma Bakanlığı (MSB), 9 Ekim'de Suriye'nin kuzeyinde ve Fırat Nehri'nin doğusunda başlatılan operasyona verilen 120 saatlik aranın ardından yaptığı açıklamada, ABD'nin "PKK/YPG'nin bölgeden çekilmesinin tamamlandığını" bildirdiğini duyurdu. Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Mevcut harekât alanımız dışında, bu aşamada yeni bir harekât icra edilmesine gerek kalmamıştır" denildi.”
Ne şiş yansın, ne kebap.
Türkiye, 10 günde yaptıklarıyla, 100 veya 500 günde neler yapabileceğini gösterdi. Büyük abiler işe müdahale etti. Ateşkes oldu. Sonra savaş durdu.
Bu arada, Türkiye’nin neden öyle yıldırım harekatı yaptığını da anlamış olduk. İşin buraya gelebileceğini baştan öngörmüşler.
+
Rusya:
“Peskov, Suriyeli Kürtler sınırdan çekilmezlerse, Suriye sınır muhafızları ve Rus askeri polisinin bölgeden ayrılması gerekeceğini, bu durumda da Suriyeli Kürtler’in Türk ordusu tarafından ezilip geçileceğini söyledi.”
Daha doğrusu, ezip geçtiğini.
+
Sonuç:
Bizce, hala çok bir şey değişmedi.
Yani, Kuzeydoğu Suriye’de ne olacağı hala belli değil.
(23 Ekim 2019)

Hiç yorum yok: