Perşembe, Ekim 31, 2019

Murat Belge: Bağdadi Konusu


Belge, bu kez konunun herşeyi yazıldıktan, konu kapandıktan ve ondan sonra 3-5 konu daha gündeme girdikten sonra, konuyu yazmayı yeğlemiş.
+
En önemli saptama:
“Usame’lerin, Bağdadi’lerin verdiği talimatı ifa etmeye hazır ve ifa edilişini seyretmekten zevk alan binlerce ve binlerce taraftar vardı; bunlar bugün de oradalar.”
Gramsci’den bu yana tartışılan konu:
Kitle iktidar seçkinleriyle bu kadar sembiyöz-işbirliği yaşamasaydı, bu kadar sömürü olmazdı.
Daha geniş biçimiyle:
De Labotie’nin ‘Gönüllü Kullu Üzerine Söylev’i 500 küsur yıllık.
Spinoza ‘insan düşünür’ demiş. Bunu bazı düşünürler, ‘insan olsa olsa MS 1000’den sonra düşünüyor kabul edilebilir’ biçiminde’ de yorumlamışlar.
Sorun, düşünmenin ve hakların sorumlulukları olmasında.
Dini veya milliyeti için ölmeye ve öldürmeye hazır (hegemon veya sömürülen) milyarlar var ortada. Bir de, bundan kaçan global % 5’lik 175 milyon kişi var.
Taliban’dan IŞİD’e 40 yıllık bir çizgi var. Bu cihad-şeriat çizgisi. Bir atesit olarak vurguyla yazıyoruz, gerçek din, tüm tektanrılı dinler, din için ölmek ve öldürmek üzere tasarlandı. Dolayısıyla bu kitle, hakiki din çizgisinde.
Belge’nin kastettiği bu muymuş, ona bir bakalım:
+
““Kötümser” olmak değil, “gerçekçi” olmanın gereği olarak, bu görüşü paylaşıyorum. Şu adlarını saydığım adamlar, birtakım özel becerilere sahip kişiler olabilir (becerileri “şer” üretmekte parlak olsa da). Ama onların adları ve kişilikleriyle büyük ölçüde özdeşleşen İslamcı radikalizmi onlar yaratmadılar. Tersine, çok daha derinden işleyen bu radikalizm dalgasının üstüne oturarak, marifetlerini yerine getirdiler. Usame’lerin, Bağdadi’lerin verdiği talimatı ifa etmeye hazır ve ifa edilişini seyretmekten zevk alan binlerce ve binlerce taraftar vardı. Bunlar bugün de oradalar.”
Pek değilmiş.
İslam’ın tanım gereği radikal olduğunu yazmamış veya yazamamış Belge.
Artı, ne Bin Ladin, ne de Bağdadi, Hasan Sabbah değildi. Çünkü Sabbah, 200 küsur yıl süren bir devlet kurabildi. Bunlar 20 yıl dayanamadılar.
Artı, Sabbah veya Bağdadi gibiler, tarihin fay hattı çatlaması dönemlerinde ortaya çıkarlar. Sabbah ile birlikte Hayyam, Nizam-ül-Mülk, Alparslan, Türkler vardı tarihte.
Belge, sosyalist solda olduğunu hala yazar ama bugüne kadar Dünya Sistemi’nin adını ağzına almadı bildiğimiz kadarıyla.
+
“El Kaide imzasıyla yapılan her şeyi Usame oturup planlamıyordu. Aynı şekilde IŞİD’in bütün eylemleri de Bağdadi’nin zihninden çıkmış değildi. Bunlar büyük ölçüde “desantralize” örgütlerdir. Bu hem korunma stratejisi açısından, hem de daha yoğun bir saldırı gücü elde bulundurmak için gerekli ve yararlıdır. Yani Ebubekir el-Bağdadi’nin altında çalışan bir yığın küçük el-Bağdadi var. İçlerinden birisi belirli koşullar içinde “büyük” olduğu için öbürlerine “küçük” diyorum. Onlar da kendilerini gösterme fırsatı buldukça “büyüyecek”lerdir. Usame, Usame oluncaya kadar, bir Usame olabileceğini aklımıza getirmemiştik.”
Sürecin mekanizması için bir model önesürmüş. Burada kitle devredışı, ara değerler devrede.
40 yıllık İslami cihad çizgisine; desantralizeden çok, önüne gelenin beylik ilan ettiği bir yapı demek daha uygun bizce. Bu, proto-fedola / kabile yapısının bir parçası.
Ancak, organizasyon anlamında, Bağdadi’nin altında bağımsız çalışan Bağdadi’cikler olduğunu tasarlamak çok iddialı. Yoksa, havaya uçan Pakustan’daki değil, New York’taki tren olurdu.
En geçersiz sav-önerme şu:
“Usame, Usame oluncaya kadar, bir Usame olabileceğini aklımıza getirmemiştik.”
Tam tersine; gelecekbilimciler, felaket yöneticileri, stratejistler yalnızca bu iş için kafa yoruyorlar. Usame’nin parası, eğitimi ve alan deneyimi (Afganistan) vardı, tabii ki o Usame olacaktı.
+
Belge’nin Belge’ce duygusal tepkisi:
““Köpek gibi öldü” demek gerekiyor mu? Ağlayarak ve bağırarak öldüğünü söylemek onun bir “korkak” olduğunu, ölmekten korktuğunu ilan etmek anlamına geliyor. Adam kendi bombasını patlatarak çocuklarıyla birlikte öldüğüne göre, bu ne kadar inandırıcı ve Donald Trump olayı seyrettiği yerde bu ayrıntıları ne kadar isabetle seyretmiş olabilir? Neyse, verdiği “bilgi”nin ne kadar doğru olduğunu tartışacak değilim; bilgiden çok aktarma tarzı ters geldi bana: O zafer havası örneğin. “Bu dünya büyük bir kötülükten kurtuldu” diyebiliyor olmanın sevincinden çok “Ben onu öldürttüm! Bunu ben başardım! Ben adamı fena ederim!” böbürlenmesi vardı genel edasında. Bağdadi’ye yas tutacak halim yok ama Trump’ın narsisistik gururundan da hazzetmedim.”
Öncelikle, bizim tepkimiz şuydu.
Trump onu naklen seyretmedi, uyduruyor. Sonradan, askerler de aynı şeyi söyledi. Trump kafasından geçeni gördü.
Belge gibilerin en büyük hatası şu:
Mazlumların tarafını tutacağız derken, tarafsız olmanın ve yazmanın ucunu kaçırıyorlar.
Tabii ki Bağdadi gibileri ABD ve Trump gibileri üretiyor, sonra da zamanı gelince yok ediyorlar. Bakınız ‘Yanan Ada / Quaeimada’.
Bu, komplo teorisi değil, hegemonların bu işi kıvıramaması.
(31 Ekim 2019)

Hiç yorum yok: