Belge,
bu kez konunun herşeyi yazıldıktan, konu kapandıktan ve ondan sonra 3-5 konu
daha gündeme girdikten sonra, konuyu yazmayı yeğlemiş.
+
En
önemli saptama:
“Usame’lerin,
Bağdadi’lerin verdiği talimatı ifa etmeye hazır ve ifa edilişini seyretmekten
zevk alan binlerce ve binlerce taraftar vardı; bunlar bugün de oradalar.”
Gramsci’den
bu yana tartışılan konu:
Kitle
iktidar seçkinleriyle bu kadar sembiyöz-işbirliği yaşamasaydı, bu kadar sömürü
olmazdı.
Daha
geniş biçimiyle:
De
Labotie’nin ‘Gönüllü Kullu Üzerine Söylev’i 500 küsur yıllık.
Spinoza
‘insan düşünür’ demiş. Bunu bazı düşünürler, ‘insan olsa olsa MS 1000’den sonra
düşünüyor kabul edilebilir’ biçiminde’ de yorumlamışlar.
Sorun,
düşünmenin ve hakların sorumlulukları olmasında.
Dini
veya milliyeti için ölmeye ve öldürmeye hazır (hegemon veya sömürülen)
milyarlar var ortada. Bir de, bundan kaçan global % 5’lik 175 milyon kişi var.
Taliban’dan
IŞİD’e 40 yıllık bir çizgi var. Bu cihad-şeriat çizgisi. Bir atesit olarak
vurguyla yazıyoruz, gerçek din, tüm tektanrılı dinler, din için ölmek ve
öldürmek üzere tasarlandı. Dolayısıyla bu kitle, hakiki din çizgisinde.
Belge’nin
kastettiği bu muymuş, ona bir bakalım:
+
““Kötümser”
olmak değil, “gerçekçi” olmanın gereği olarak, bu görüşü paylaşıyorum. Şu
adlarını saydığım adamlar, birtakım özel becerilere sahip kişiler olabilir
(becerileri “şer” üretmekte parlak olsa da). Ama onların adları ve
kişilikleriyle büyük ölçüde özdeşleşen İslamcı radikalizmi onlar yaratmadılar.
Tersine, çok daha derinden işleyen bu radikalizm dalgasının üstüne oturarak,
marifetlerini yerine getirdiler. Usame’lerin, Bağdadi’lerin verdiği talimatı
ifa etmeye hazır ve ifa edilişini seyretmekten zevk alan binlerce ve binlerce
taraftar vardı. Bunlar bugün de oradalar.”
Pek
değilmiş.
İslam’ın
tanım gereği radikal olduğunu yazmamış veya yazamamış Belge.
Artı, ne
Bin Ladin, ne de Bağdadi, Hasan Sabbah değildi. Çünkü Sabbah, 200 küsur yıl
süren bir devlet kurabildi. Bunlar 20 yıl dayanamadılar.
Artı,
Sabbah veya Bağdadi gibiler, tarihin fay hattı çatlaması dönemlerinde ortaya
çıkarlar. Sabbah ile birlikte Hayyam, Nizam-ül-Mülk, Alparslan, Türkler vardı
tarihte.
Belge,
sosyalist solda olduğunu hala yazar ama bugüne kadar Dünya Sistemi’nin adını
ağzına almadı bildiğimiz kadarıyla.
+
“El
Kaide imzasıyla yapılan her şeyi Usame oturup planlamıyordu. Aynı şekilde
IŞİD’in bütün eylemleri de Bağdadi’nin zihninden çıkmış değildi. Bunlar büyük
ölçüde “desantralize” örgütlerdir. Bu hem korunma stratejisi açısından, hem de
daha yoğun bir saldırı gücü elde bulundurmak için gerekli ve yararlıdır. Yani
Ebubekir el-Bağdadi’nin altında çalışan bir yığın küçük el-Bağdadi var.
İçlerinden birisi belirli koşullar içinde “büyük” olduğu için öbürlerine
“küçük” diyorum. Onlar da kendilerini gösterme fırsatı buldukça
“büyüyecek”lerdir. Usame, Usame oluncaya kadar, bir Usame olabileceğini
aklımıza getirmemiştik.”
Sürecin
mekanizması için bir model önesürmüş. Burada kitle devredışı, ara değerler
devrede.
40
yıllık İslami cihad çizgisine; desantralizeden çok, önüne gelenin beylik ilan
ettiği bir yapı demek daha uygun bizce. Bu, proto-fedola / kabile yapısının bir
parçası.
Ancak,
organizasyon anlamında, Bağdadi’nin altında bağımsız çalışan Bağdadi’cikler
olduğunu tasarlamak çok iddialı. Yoksa, havaya uçan Pakustan’daki değil, New
York’taki tren olurdu.
En geçersiz
sav-önerme şu:
“Usame,
Usame oluncaya kadar, bir Usame olabileceğini aklımıza getirmemiştik.”
Tam
tersine; gelecekbilimciler, felaket yöneticileri, stratejistler yalnızca bu iş
için kafa yoruyorlar. Usame’nin parası, eğitimi ve alan deneyimi (Afganistan)
vardı, tabii ki o Usame olacaktı.
+
Belge’nin
Belge’ce duygusal tepkisi:
““Köpek
gibi öldü” demek gerekiyor mu? Ağlayarak ve bağırarak öldüğünü söylemek onun
bir “korkak” olduğunu, ölmekten korktuğunu ilan etmek anlamına geliyor. Adam
kendi bombasını patlatarak çocuklarıyla birlikte öldüğüne göre, bu ne kadar
inandırıcı ve Donald Trump olayı seyrettiği yerde bu ayrıntıları ne kadar
isabetle seyretmiş olabilir? Neyse, verdiği “bilgi”nin ne kadar doğru olduğunu
tartışacak değilim; bilgiden çok aktarma tarzı ters geldi bana: O zafer havası
örneğin. “Bu dünya büyük bir kötülükten kurtuldu” diyebiliyor olmanın
sevincinden çok “Ben onu öldürttüm! Bunu ben başardım! Ben adamı fena ederim!”
böbürlenmesi vardı genel edasında. Bağdadi’ye yas tutacak halim yok ama
Trump’ın narsisistik gururundan da hazzetmedim.”
Öncelikle,
bizim tepkimiz şuydu.
Trump
onu naklen seyretmedi, uyduruyor. Sonradan, askerler de aynı şeyi söyledi.
Trump kafasından geçeni gördü.
Belge
gibilerin en büyük hatası şu:
Mazlumların
tarafını tutacağız derken, tarafsız olmanın ve yazmanın ucunu kaçırıyorlar.
Tabii ki
Bağdadi gibileri ABD ve Trump gibileri üretiyor, sonra da zamanı gelince yok
ediyorlar. Bakınız ‘Yanan Ada / Quaeimada’.
Bu,
komplo teorisi değil, hegemonların bu işi kıvıramaması.
(31 Ekim 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder