Ekim
2019 itibarıyla olay, ne Suriye’nin, ne de Türkiye’nin bekası sorunu değildir.
Bu da,
tarafgir bir stratejist demek.
Yine de
önemli. Ne düşündüklerini bilmek gerekli çünkü.
+
“Trump’ın
yaklaşımıyla Pentagon’un yaklaşımı arasında farklılıklar var. Onlar daha çok
kamusal düşünüyorlar ama Sayın Başkan, onun öncelikleri daha farklı. Onun
kafası başka türlü çalışıyor. Ticaretten geldiği için ticari eğilimlerine göre
devlet yönetimini uygulamaya dair birtakım prensipler geliştirmiş.”
Türkçe
berbat ama içerik nitelikli.
Kissinger
ve Mc Namara çizgisi; ABD bakış açısıyla, askeri, siyasi, iktisadi üçlemede
hepsini iktisadi kefeye koyuyor. Ancak, CEO iktisadi çizgisine, iş yapmayan, iş
yaptıran çizgiye. Ki bu ölmeyen ama ölmeyi emreden general çizgisi de demek
aynı zamanda.
Devamı
da eksik:
Trump,
kendini hala ‘Apprentice’ şov programında sanıyor. Oyunun kendisinin
yönettiğini sanıyor ama yönetiliyor aslında.
Bir de
en önemli gerçek:
Mc
Namara’nın ‘Savaşın Sisi’ belgeselinde açıkça ifade ettiği üzere, bir CEO bir
general değildir ve savaştan anlamaz. Mc Namara da, Vietkong’luların son erine kadar ölümüne savaşmasını
anlaymamıştı.
+
“ABD,
Türkiye'nin üniter yapısını toprak bütünlüğünü, egemenliğini, güvenliğini ve
geleceğini gözardı ederek, bu gözardıyla beraber gelişen Türkiye'nin aleyhine
bir tehdidi görmeyerek bir dizayna girişti.”
Açıkçası,
bundan emin değiliz. Eğer ABD, TC’yi haritadan silmek isteseydi, çoktan
silmişti çünkü. Vazgeçilmez müttefik teraneleri boş, çünkü Pakistan 1980-2000
arasında Türkiye’den daha çok vazgeçilmez bir müttefikti ama parçalandı
paraçalanacak, hem de ABD tarafından.
Biz,
ABD’nin ne halt yediğini bilmediği kanısındayız. Örneğin Obama, Arap Baharı’nın
buralara geleceğini göremedi, görseydi yapmazdı zaten.
+
“Rusya
ve İran'ın tutumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şimdi bu
noktada şunu söylediler, ben de bu konuya yaklaşırken iki eksenden yaklaşıyorum,
yani birisi Suriye'nin üniter yapısının devamlılığı üzerinden kurulan teorik
yaklaşım, bir diğer tarafı da Suriye'nin parçalanmış olması ile ilgili pratik
yaklaşım.”
Bütünlük
ve parçalanma, hem pratik, hem de teorik sorun.
Anımsayalım:
Suriye
10 parçaya bölündü ama şu an yalnızca 2 parçalı. Kürtler, o parçayı 1 yapmak
istemiyorlar.
Böyle
bakınca olay, Kürtler problematiği oluyor ama ne Rusya, ne de İran, onları
varsayıyor. Türkiye’den daha çok yoksayıyor üstelik.
+
“Suriye'deki
ekseninde Türkiye – ABD ilişkisi nasıl şekillenecek?
Abdullah
Ağar: Şimdi bu noktada ABD’nin ortaya koyacağı vizyon bence son derece önemli.
Bu vizyonun bir misyon olarak şekillenmesi, etkiye dönüşmesi, coğrafyanın
istikrarı ve kazanımları adına ABD’nin kazanımları da başka olmak üzere
sonuçlar üretecek.”
Daha
geniş bakalım.
ABD,
Dünya’daki tüm müttefiklerini harcadı.
Sözüne
kesinlikle güvenilmez ülke oldu.
TC-ABD’den
önce, ABD-AB çıkar çatışması var.
Yani:
TC-ABD
gidişatını, TC-AB gidişatı belirleyecek. Daha önceki ABD sorunlarında, Almanya
AB adına Türkiye’ye yakınlaşarak değişik durumlar yaratmıştı örneğin.
+
Tüm sağ
stratejist geçinenler gibi, bu yazar da, Dünya’dan habersiz.
(10 Ekim 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder