Pazar, Mayıs 20, 2018

Aslı Aydıntaşbaş Negasyonu: Siyasal İslam


Kendisi şöyle yazmış:
“Siyasal İslam inişte: Adalet ve Kalkınma Partisi’ni 2002 yılında iktidara getiren ‘siyasal İslam’ akımı, artık zirve noktasını geride bıraktı ve inişte. 10-15 yıl önce, Mısır, Türkiye ve Irak gibi birçok ülkede toplumlar, ‘kurucu parti’ ya da ‘kurucu ideolojiye’ tepki olarak siyasal İslam’a dönmüştü. Ancak İslamiyet dozu yüksek otoriterlik kimseyi açmadı. Toplumlar artık ‘iyi yönetim’, ‘değişim’ ve az da olsa özgürlük istiyor. Türkiye’de iktidar partisi, bunu sağlayabildiği ölçüde kalır, sağlayamazsa, er ya da geç kendi alternatifini üretir.”
Tümüyle geçersiz bir saptama.
Dünya’da siyasal İslam, eski SSCB’ye karşı Taliban devreye sokulduğunda, neo-liberalizmin az öncesinde, Soğuk Savaş’ın son momentinde devreye sokuldu. Kesinlikle bir ABD ve yarım AB projesiydi.
Türkiye’de siyasal İslam ise, 1960’larda DP’nin devamı olarak ortaya çıkan AP’nin ve Demirel’in duble antitezi olarak, Erbakan ve Özal ile devreye sokuldu.
Not: Bu türden 4. Dünya için 1. Dünya’sal alternatif adam yedeklemesi, sonunda Erdoğan’ın hem Erbakan’ı harcaması, hem de Batı’yı harcamaya kalkması olarak tezahür etti. Yani, bombaya çift ateşleme düzeneği kurarsan, biri diğerini bozabilir, Demirel-Özal çatışmalarında olduğu gibi.
AKP’nin bitmesinin nedeni ise, siyasal veya başka bir neden değil, paranın bitmesi. AKP 16 yıl boyunca, 20 milyonu açıktan besledi. 4 milyon Suriyeli’yi de. 2018 ramazan çadırlarında ve duran konut inşaatlarında gördüğümüz üzere, artık değirmenin suyu kurudu. Kur artışları da o yüzden.
“İslamiyet dozu yüksek otoriterlik kimseyi açmadı.”
Bu da, kesinkes geçersiz bir saptama. Sorun, Erdoğan’ın yüksek otoriterliği değil, herkesi harcaması. Emekli ettiklerinin bile canını yaktı. Bu durumda, herkes ondan korkar ve kaçar oldu.
Tek adamlık, diktatörlük, yüksek dozlu otorite, ‘ben, yalnız ben’ siyasetçiliği, birbirinden başka şeyler. Erdoğan’ı bitiren, ‘ben, yalnız ben’ durumu. Yoksa bu halklar, bu sıralar eşek yüküyle sopayı hak ediyorlar ve onu da alacaklar er veya geç.
Laiklik üzerinden, CHP / kurucu parti geyikleri de en başından beri, çok komik. Bu (Murat Belge dahil) liberal geçinenlerin TC tarihini çarpıtma eğilimleri zavallıca. TC’nin derdi batılılaşmayı zorbalıkla dayatması değil, TC’nin savını kabul eden ve onun tarafını tutan ilk %o 1’in niteliksizliğiydi. Cumhuriyet, (yazar veya mühendis farketmez) yeterli nicelikte ve nitelikte kalifiye elit yetiştiremedi yani.
Bunun açılımı: Bu ülkeye çayından mandalinasına kadar herşey sıfırdan getirildi ama 1930’larda, onra akış durdu. Bu ülkede Türkçe dili yoktan var edildi ama 1980’lerden sonra o da durdu. Yani, Batı niteliğini arttırmayı sürdürürken, TC elitleri üretimi sürdüremedi.
Böylelikle de, taşra İstanbul’u tayra, kasaba, köy yaptı. İstanbullular onları kentli kılamadılar. Aynı taşralılar, Almanyı’yı Türkleştirdiler, Almanlar onları almanlaştıramadılar, bu açıdan kabahat yalnızca bizimkilerde değil, tüm Batılılar’da ve Batıcılar’da.
Aydıntaşbaş’ın konumu, sömürge valisi bile değil, kaymakamı veya mal müdürü konumu. Batı’nın TC üzerindeki manevi edimlerinin hesabını tuttu yani kendisi. Batı lehine ama, Doğu lehine değil.
En başından bakarsak:
Bu İslam, yani temelde Araplar ve (laik sayılan tek örnek olarak seçilen) Türkler olarak, insan malzemesi olarak berbattı.
Bir de, Graham Fuller gibi, alan adamlarının Taliban adamlarını New York’un göbeğine getirip, onlara kendi medeniyetini teşhir etme gibi salaklıkları var. Adamlar bu sayede nereyi vurmaları gerektiğini bizzat kendi gözleriyle gördüler. Bu sömürgeci megalomanisi, en sonunda ABD’yi bitirdi zaten.
ABD’nin kapıkulları da açıkta kaldı: Dündar kaçtı, Altan’lar içeride, Çongar’ın gıkı bile çıkamıyor.
Çıkış:
Dolayısıyla, siyasal İslam, İslam’n dünyevileşmesi, İslam’ın modernleşmesi, 40 yıldır hep hep sahte-söylem olageldi. Bir tek Müslüman krala dokunulmamışken Arap Baharı, boşta kalan bir söylem zaten.
ABD için kapitalizm x reel sosyalizm vardı düşman niyetine. Sonra, ‘neo-con’sal Hristiyan x İslam yapıldı bu söylem. 2020 momentiyle, 1 milyarlık G-7’de 200 milyon göçmen ve geri kalan 6 küsur ABD / Batı düşmanı Dünya var. Tarih de çöküşte.
İşte 20 yıl için uygarlık diye alaturka kesime dayatılan yalan söylem bu idi.
Sonu da; iç savaş, yamyamlık, biten aile kurumu, vd oldu.
Aydıntaşbaş gibiler ise, hiç aymadan vırvırı sürdürecekler.
(20 Mayıs 2018)

Hiç yorum yok: