Salı, Mayıs 01, 2018

Murat Belge, Tarihten Güncelliğe, Güncellikten Tarihe, Negasyon, Vd


Belge, ‘Birikim’in ilk dönemindeki yazılarından başlayarak, Türk solunda; popüler kültür ürünlerinin kültürolojisi ve estetiko-politiği, deneme, eleştiri alanlarında en dişe dokunur yazar oldu. Ancak, 1990 sonrasında lime lime dağılıp gitti.
Bizce özel yaşamının bileşimi, yani menopozlu kadınlara kentiçi rehberliği, gurmelik, bir artizle evlilik gibi, tam da marksist deyimle, burjuva dekadantı bir yaşam formu nedeniyle böyle olup gitti bu. Çünkü çıkış noktası, bunlarla hiç ilintisi olmayan biçimde, DP bakanı bir babadan gelme oğulluk idi. Epeyi muhafazakar bir kökenden, cebine ve uçkuruna söz geçiremeyenliğe uzanan yolu, AKP’liler de onun gibi geçtiler zaten.
Olsun, ‘Tarihten Güncelliğe’ eseri her daim baki kalacak. Tıpkı, Ertuğrul Özkök’ün yeniden bastırtmadığı ‘Sanat, İletişim ve İktidar’ ve sonraki tuhaf gazeteci çizgisi gibi.
Belge, Türk Solu’nun denemeyi küçümsediği ve dışladığı kanısında, 1980 gibi. Ancak, dayanak olarak verdiği kavgasız tartışma değil ana nirengi noktası. Deneme, ‘bana göre böyledir’ deme bireyliği demektir. Türk Solu ise, tam Zamyatin’vari bir ‘Biz’ anlayışı ile birinci tekil kişi kipinde konuşur. O nedenle de, herkes lider olmak ister ve sürü hep bölünür.
Özkök, kafasına nereden estiyse, Avrupa’nın bireyi geç keşfettiği kanısında. İyi de denemenin mucidi Montaigne, bir bireycilik akımıyla gelmedi ki yazın tarihine. Baktı tarih kubura gidiyor, görevlerinden istifa etti, emekli oldu, cukkayı sağlamladı, şatosuna yerleşti ve yazdı. Kendi kendini birey kıldı yani. ABD’vari bir bireycilik genelliği, olsa olsa internet cemaati oluyor. AB işi olsa da, öyle olur.
Dolayısıyla Belge, kendi adına söz edemeden, genel deneme savlarında kalmış. Oldukça klişe, basmakalıp, genelgeçer savlar kullanmış. Bilimkurgu ile ilintili olanı ise evlere şenlik:
“Blimkurgu, bu bilinçaltı titreşimlere verilmiş bir cevap. Daha doğrusu, bir sözde-cevap. Cevap kılığına girmiş spekülatif bir gıdıklama. Yapısını belirleyen de bu: Bilinmeyenin dehşetini, bilinenin rahatlığıyla dengelemek.”
(Tarihten Güncelliğe, sayfa: 146.)
Bunu yazdığında yıl 1982. Asimov, Vakıf ve Robot dizilerinin epeyi kitabını yazmış ama 12 cildi henüz tamamlamamış. Mülksüzler yazılmış. Neuromancer yazılmış. Fassbinder bile internet konulu film yapmış. Bunların hepsi bilimkurguyla doğrudan ilintili sanat eserleri ve Belge bunlar yokmuş gibi yazmış.
Bilimkurgu, 1990’lardan sonra yerini kaptırdığı gelecekbilime karşı, belki 150 yıl boyunca bilimden daha bilimsel olan sanat dalı biçiminde davrandı. Saygı kazandı. İlk atom denizaltısının adı ve ilk ABD uzay üssünün yeri Verne’den alıntı.
Yani, daha önce de yazdığımız gibi, ayırsamadığımız biçimde daha en baştan nesnellikten ve geçerlilikten uzakmış. Kitabının adı da, ‘Güncellikten Tarihe’ olmalıymış zaten.
Dönüp dolaşıp kafama takılıp duran soru ise şu:
En akıllısı Deli Bekir, onu da köstekle yatır durumu, Türk deneme yazarlarının makus talihi olmaktan ne zaman çıkacak?
Daha da önemlisi, solcu ve/ya insan olmanın birinci koşulunun kendine karşı dürüstlük olduğunu ne zaman anlayacak bu adamlar?
90 yıl bitti, 1. Cumhuriyet gömüldü üstelik.
Çıkış:
Belge’nin Türk Edebiyatı ile ilgili 2018 kitabı elimize henüz ulaşmadı. Onu da ayrıca yazacağız.
(27 Nisan 2018)



Hiç yorum yok: