Belge,
‘Birikim’in ilk dönemindeki yazılarından başlayarak, Türk solunda; popüler
kültür ürünlerinin kültürolojisi ve estetiko-politiği, deneme, eleştiri
alanlarında en dişe dokunur yazar oldu. Ancak, 1990 sonrasında lime lime
dağılıp gitti.
Bizce
özel yaşamının bileşimi, yani menopozlu kadınlara kentiçi rehberliği, gurmelik,
bir artizle evlilik gibi, tam da marksist deyimle, burjuva dekadantı bir yaşam formu nedeniyle böyle olup gitti bu.
Çünkü çıkış noktası, bunlarla hiç ilintisi olmayan biçimde, DP bakanı bir
babadan gelme oğulluk idi. Epeyi muhafazakar bir kökenden, cebine ve uçkuruna
söz geçiremeyenliğe uzanan yolu, AKP’liler de onun gibi geçtiler zaten.
Olsun,
‘Tarihten Güncelliğe’ eseri her daim baki kalacak. Tıpkı, Ertuğrul Özkök’ün
yeniden bastırtmadığı ‘Sanat, İletişim ve İktidar’ ve sonraki tuhaf gazeteci
çizgisi gibi.
Belge,
Türk Solu’nun denemeyi küçümsediği ve dışladığı kanısında, 1980 gibi. Ancak,
dayanak olarak verdiği kavgasız tartışma
değil ana nirengi noktası. Deneme, ‘bana göre böyledir’ deme bireyliği
demektir. Türk Solu ise, tam Zamyatin’vari bir ‘Biz’ anlayışı ile birinci tekil
kişi kipinde konuşur. O nedenle de, herkes lider olmak ister ve sürü hep
bölünür.
Özkök,
kafasına nereden estiyse, Avrupa’nın bireyi geç keşfettiği kanısında. İyi de
denemenin mucidi Montaigne, bir bireycilik akımıyla gelmedi ki yazın tarihine.
Baktı tarih kubura gidiyor, görevlerinden istifa etti, emekli oldu, cukkayı
sağlamladı, şatosuna yerleşti ve yazdı. Kendi kendini birey kıldı yani.
ABD’vari bir bireycilik genelliği, olsa olsa internet cemaati oluyor. AB işi
olsa da, öyle olur.
Dolayısıyla
Belge, kendi adına söz edemeden, genel deneme savlarında kalmış. Oldukça klişe,
basmakalıp, genelgeçer savlar kullanmış. Bilimkurgu ile ilintili olanı ise evlere
şenlik:
“Blimkurgu,
bu bilinçaltı titreşimlere verilmiş bir cevap. Daha doğrusu, bir sözde-cevap.
Cevap kılığına girmiş spekülatif bir gıdıklama. Yapısını belirleyen de bu:
Bilinmeyenin dehşetini, bilinenin rahatlığıyla dengelemek.”
(Tarihten
Güncelliğe, sayfa: 146.)
Bunu
yazdığında yıl 1982. Asimov, Vakıf ve Robot dizilerinin epeyi kitabını yazmış
ama 12 cildi henüz tamamlamamış. Mülksüzler yazılmış. Neuromancer yazılmış.
Fassbinder bile internet konulu film yapmış. Bunların hepsi bilimkurguyla
doğrudan ilintili sanat eserleri ve Belge bunlar yokmuş gibi yazmış.
Bilimkurgu,
1990’lardan sonra yerini kaptırdığı gelecekbilime karşı, belki 150 yıl boyunca bilimden daha bilimsel olan sanat dalı
biçiminde davrandı. Saygı kazandı. İlk atom denizaltısının adı ve ilk ABD uzay
üssünün yeri Verne’den alıntı.
Yani,
daha önce de yazdığımız gibi, ayırsamadığımız biçimde daha en baştan
nesnellikten ve geçerlilikten uzakmış. Kitabının adı da, ‘Güncellikten Tarihe’
olmalıymış zaten.
Dönüp
dolaşıp kafama takılıp duran soru ise şu:
En
akıllısı Deli Bekir, onu da köstekle yatır durumu, Türk deneme yazarlarının makus talihi olmaktan ne zaman çıkacak?
Daha da
önemlisi, solcu ve/ya insan olmanın birinci koşulunun kendine karşı dürüstlük olduğunu ne zaman anlayacak bu adamlar?
90 yıl
bitti, 1. Cumhuriyet gömüldü üstelik.
Çıkış:
Belge’nin
Türk Edebiyatı ile ilgili 2018 kitabı elimize henüz ulaşmadı. Onu da ayrıca
yazacağız.
(27 Nisan 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder