Kısa
vade ile Haziran 2022’deki muhtemel sonraki genel seçimi kastettik.
Aslında Kasım
2019’da olacak genel seçim, Haziran 2018’e alındı. Bu da, hem her ne olacaksa
onu erkene alma, hem de şu an oldukça muğlak olan genel (iktidasi, askeri,
siyasi) durumun kesinleşmesi demek olacak.
AKP’nin
ve Erdoğan’ın bu seçimleri, şu ya da bu yoldan kazanmak için herşeyi yapmış
olduğuna şimdiden emin olabiliriz. Yani, Erdoğan başkanlık hayalini yarım
porsiyon olsa da, yaşamış olacak.
Bu 4
yılda, suikast veya erken ölüm sözkonusu olabilir mi?
Gerekmez
bizce. Ekonomik kriz daha kolay ve etkili bir yöntem. Ne kadar etkili ve
becerikli olup olmadıklarını hep birlikte göreceğiz. Not: IMF şıkkından başka
şık gerekli bizce.
İstifa
olabilir mi?
Gerekse
de, olmaz bizce.
Yıldırım
kalır mı?
Kalmaz
bizce. Daha da pasif biri getirilir.
İşin
siyasi yanı kolay Erdoğan için ama iktisadi ve askeri yönü epeyi zor.
180
derece ters dönüp, yeniden çözüm sürecinden dem bile vurabilir, Batı’dan para
alabilmek için.
Suriye’deki
ve Irak’taki Türk askeri varlığı ise, 4 yıl daha sürdürülebilir sürdürülmesine
de (ki zaten 4 yıldır oradalar), astarı yüzünden pahalıya gelebilir. Orada
olduğumuz için bize kızmayan ülke yok çünkü. Bu kadar açmaz da TC’nin boyunu
aşar bizce.
İç
siyasi baskı, sonsuza limitlenecek gibi. En önemli gerçek bu. AKP ve Erdoğan
artık korkmayı bile geçti, o kadar çaresizler. Bu erken seçimler, onları ipe
bile götürebilirdi çünkü.
Dünya’da
şeriatımsı mahalle baskısının en
yeni ve en farklı olguları yaratılacak bizce. Olmadık yerlere cami yapımı
sürer. Tekel bayilerinin eksilmesi sürer. Ancak bunlar eski çizgi zaten. Yeni
çizgiler epeyi absürd-korkunç olarak
eklenecek bizce ve şimdiden tahminde bulunamıyoruz.
Kılıçdaroğlu’nun
veya o zamanki CHP başkanının tutuklanıp içeri alınması mümkün.
HDP’nin
savaş alanına dönmesi fazlasıyla mümkün. Ki bu da yeni bir parti demek.
MHP de,
İyi Parti de eriyip gidecek, kaybolacaklar yani. Ki zaten Bahçeli’nin yaşam
miyadı da dolmak üzere.
Yani,
siyaseten görünen fiilen 2 partili durum: CHP ve AKP. 2002’de şikeyle yaratılan
durum yani.
Bu 4
yılda erken genel seçim beklenmiyor. Yerel seçimlerin sonucu değiştirmesi
beklenmiyor. Olmadı Erdoğan, illerin hepsine kayyım atar.
Dönüp
dolaşıp sorunsal; iç terörde kaç canını gideceğine, dış savaşlarda kaç şehit
verileceğine, AKP tırpanının kaç kişinin yaşamını sıfırlayacağına (işten
atılma, içeri atılma, vd) geliyor.
4 yıl
için yanıtımız sırasıyla; 1-2 bin, 3-4 bin, 50-100 bin.
En
başından beridir, ibreti alem için zekat
keçisi katliamı dediğimiz de bu: Masum ve herhangi 100 bin kişi.
Gerisi
için hiçbirşey değişmeyecek. Kitle hep aynı yaşayacak.
Hele
hele kara-kara, beyaz-kara, beyaz-beyaz para akışı sağlanırsa, AKP’nin ikinci
balayısı bile başlayabilir.
Halk
isyanı mı?
Beklemiyoruz.
Darbe
mi?
Beklemiyoruz.
Dış
müdahale mi?
Bekliyoruz.
Ancak yetersiz olabileceği kanısı da taşıyoruz. Çünkü son 3 yılda; NATO, ABD ve
AB, Erdoğan’a karşı hiçbirşey yapamadı.
Yabancılaşmanın
sözünün bile edilemeyeceği bir yabancılaşma derecesine geldiğimiz için,
müstakbel durumları anlatacak yeni diller veya dil altalanları gerekli.
Biz yasımızı ve ağıdımızı bu dil üzerinden ırlayacağız.
4 yıl
daha gitti.
1975 ve
öncesi için yaşam bitti.
1985 ve
sonrası için yaşam sürecek.
Ara
kuşaklar için durum dingildek.
Sanat,
en önemli teselli olmayı sürdürecek.
Sonuç:
TC
cephesinde pek yeni bir şey yok yani.
(22 Nisan 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder