Salı, Mayıs 01, 2018

TC İçin Kısa Vadeli Gelecekbilim


Kısa vade ile Haziran 2022’deki muhtemel sonraki genel seçimi kastettik.
Aslında Kasım 2019’da olacak genel seçim, Haziran 2018’e alındı. Bu da, hem her ne olacaksa onu erkene alma, hem de şu an oldukça muğlak olan genel (iktidasi, askeri, siyasi) durumun kesinleşmesi demek olacak.
AKP’nin ve Erdoğan’ın bu seçimleri, şu ya da bu yoldan kazanmak için herşeyi yapmış olduğuna şimdiden emin olabiliriz. Yani, Erdoğan başkanlık hayalini yarım porsiyon olsa da, yaşamış olacak.
Bu 4 yılda, suikast veya erken ölüm sözkonusu olabilir mi?
Gerekmez bizce. Ekonomik kriz daha kolay ve etkili bir yöntem. Ne kadar etkili ve becerikli olup olmadıklarını hep birlikte göreceğiz. Not: IMF şıkkından başka şık gerekli bizce.
İstifa olabilir mi?
Gerekse de, olmaz bizce.
Yıldırım kalır mı?
Kalmaz bizce. Daha da pasif biri getirilir.
İşin siyasi yanı kolay Erdoğan için ama iktisadi ve askeri yönü epeyi zor.
180 derece ters dönüp, yeniden çözüm sürecinden dem bile vurabilir, Batı’dan para alabilmek için.
Suriye’deki ve Irak’taki Türk askeri varlığı ise, 4 yıl daha sürdürülebilir sürdürülmesine de (ki zaten 4 yıldır oradalar), astarı yüzünden pahalıya gelebilir. Orada olduğumuz için bize kızmayan ülke yok çünkü. Bu kadar açmaz da TC’nin boyunu aşar bizce.
İç siyasi baskı, sonsuza limitlenecek gibi. En önemli gerçek bu. AKP ve Erdoğan artık korkmayı bile geçti, o kadar çaresizler. Bu erken seçimler, onları ipe bile götürebilirdi çünkü.
Dünya’da şeriatımsı mahalle baskısının en yeni ve en farklı olguları yaratılacak bizce. Olmadık yerlere cami yapımı sürer. Tekel bayilerinin eksilmesi sürer. Ancak bunlar eski çizgi zaten. Yeni çizgiler epeyi absürd-korkunç olarak eklenecek bizce ve şimdiden tahminde bulunamıyoruz.
Kılıçdaroğlu’nun veya o zamanki CHP başkanının tutuklanıp içeri alınması mümkün.
HDP’nin savaş alanına dönmesi fazlasıyla mümkün. Ki bu da yeni bir parti demek.
MHP de, İyi Parti de eriyip gidecek, kaybolacaklar yani. Ki zaten Bahçeli’nin yaşam miyadı da dolmak üzere.
Yani, siyaseten görünen fiilen 2 partili durum: CHP ve AKP. 2002’de şikeyle yaratılan durum yani.
Bu 4 yılda erken genel seçim beklenmiyor. Yerel seçimlerin sonucu değiştirmesi beklenmiyor. Olmadı Erdoğan, illerin hepsine kayyım atar.
Dönüp dolaşıp sorunsal; iç terörde kaç canını gideceğine, dış savaşlarda kaç şehit verileceğine, AKP tırpanının kaç kişinin yaşamını sıfırlayacağına (işten atılma, içeri atılma, vd) geliyor.
4 yıl için yanıtımız sırasıyla; 1-2 bin, 3-4 bin, 50-100 bin.
En başından beridir, ibreti alem için zekat keçisi katliamı dediğimiz de bu: Masum ve herhangi 100 bin kişi.
Gerisi için hiçbirşey değişmeyecek. Kitle hep aynı yaşayacak.
Hele hele kara-kara, beyaz-kara, beyaz-beyaz para akışı sağlanırsa, AKP’nin ikinci balayısı bile başlayabilir.
Halk isyanı mı?
Beklemiyoruz.
Darbe mi?
Beklemiyoruz.
Dış müdahale mi?
Bekliyoruz. Ancak yetersiz olabileceği kanısı da taşıyoruz. Çünkü son 3 yılda; NATO, ABD ve AB, Erdoğan’a karşı hiçbirşey yapamadı.
Yabancılaşmanın sözünün bile edilemeyeceği bir yabancılaşma derecesine geldiğimiz için, müstakbel durumları anlatacak yeni diller veya dil altalanları gerekli.
Biz yasımızı ve ağıdımızı bu dil üzerinden ırlayacağız.
4 yıl daha gitti.
1975 ve öncesi için yaşam bitti.
1985 ve sonrası için yaşam sürecek.
Ara kuşaklar için durum dingildek.
Sanat, en önemli teselli olmayı sürdürecek.
Sonuç:
TC cephesinde pek yeni bir şey yok yani.
(22 Nisan 2018)

Hiç yorum yok: