Emre
Kongar şöyle demiş:
"Gücünü
yitirmekte olan Erdoğan/AKP iktidarı, Meclis’teki çoğunluğunu korumak için, bu
seçimde, akla, mantığa ve Anayasa’ya aykırı olarak ‘partilerarası ittifak’
kavramını ve bu ittifakın seçim barajını aşmasıyla ilgili garip bir kuralı
devreye soktu: İttifak eden partilerin toplam oyu % 10 barajını geçtiği
takdirde, o ittifakın içindeki bütün partiler, barajı aşmış sayılacak ve
milletvekili seçimlerinde, aldığı oy kadar milletvekili çıkarabilecek.”
İyi de
bu durum, AKP’nin aleyhine de işleyebilir.
Bir: HDP
herhangi bir partiyle, hatta Hüda-Par ile işbirliği yaparsa, barajı geçer.
İki: İyi
Parti zaten 2 partiyi desteklediğini açıkladı.
Üç:
Geriye kaldı Saadet Partisi. Onun barajı geçmesi için, % 5-7’lik bir ortak
bulabilmesi gerekir ki bu zor.
Tüm
durumlarda bağımsız adayların durumu ayrı kalıyor. Kamer Genç gibileri, her
devirde, hatta Danışma Meclisi’nde bile kendilerine yer açabildi. Anadolu’daki
adaylık, büyükkentlerdeki gibi değil, ailelerin veya tek kişilerin tekelinde.
Bu
durumda toplamda diyelim 3 ayrı grup, fazladan milletvekili çıkaracak. Bu vekillerin
tümünün CHP’den eksileceğini ummak safdilliktir.
Artı, şu
var:
Tıpkı
AKP ve Erdoğan’ın oylarının ayrı olması gibi, İyi Parti’nin ve Akşener’in
oyları da ayrı.
Not. Ki
bu durum, çokpartili tarihimizde yeni
bir eğilim olarak kayda geçti.
Son
olarak da:
3 ayrı
grup % 10 desen, CHP de % 25 desen, AKP-MHP % 50 etmiyor, sandalye olarak yani.
Ve en
son olarak da:
Bildiğimiz
Bahçeli, koltuklarını kaptıktan sonra, Erdoğan’ı yarı yolda bırakacaktır ki
tersi de geçerli.
Yani:
2019
seçimlerinden 2-3 yıl sonra, yani 2021-2022’de gerçekleşecek herşey, AKP’nin
kendi adımıyla, 2019 sonuna alındı.
Bu savaş
ve bu kriz seçimi kazanmış olsa da, şimdiki koşullarla Erdoğan’ı 5 yıl
taşıyamaz.
Atilla’nın
mahkumiyeti artık idam ipi oldu.
(1 Mayıs 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder