İkisi de
aşık geleneğinin kendi halince birer temsilcisi ama benim gönlüm Ertaş’tan
yana.
Neden
mi?
Veysel’i
devlet destekledi ama Ertaş’ı babası bile desteklemedi, tersine farklı çaldığı
için kovdu.
Ertaş’a
özel sektör bile bakmadı. Ona bakmak 1980 gibi gittiği Almanya’ya düştü.
Resmi
söylem üzerinden Veysel hiç unutturulmadı ama Ertaş’ı epeyi uzun süre
unuttular. (Ben öldü sanıyordum açıkçası.)
Veysel
sazını Fikret Kızılok’a bıraktı. Ertaş sanırım kimseye bırakmadı.
En
sonuncusu ve en önemlisi:
Ertaş,
aşık geleneğinin bir başınalık ve yoldalık yolunu hep izledi.
Bu da
bir karşılaştır-karşıtlaştır işte, hem de 18 yıl gecikmeyle yazılmış bir metin
(Ertaş’ı 2000’de canlı olarak izledikten sonra yazdığım metnin yanısıra, bu
metin de yazılmış olmalıydı.)
(10 Mayıs 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder