Cumartesi, Mayıs 26, 2018

Barrett Parmağını Başaşağı Çevirdiyse Ne Olacak?


Barrett bir entelejensiya. Bir ABD stratejisti. Neo-globalist kuşakların n. adımından. RAND ve CIA türü bir stratejist. En iyi sömürülen, ölü sömürülendir tarzında düşünür ve bunu savunur.
2 kitap boyunca, tezlerini sunar:
Oradaki anasav şudur:
Tüketici durumuna dönüştürülemeyecek ülkelerin / toplumların imhası gerekir.
Arap Baharı’nda yapılan tam da bu oldu. Bu, BOP’a / GOP’a bağlı idi ve onlarla tam koşutluk içermiyordu.
Dünya Sistemi’ciler de, neo-globalist neo-liberaller de, tarihi askeri / iktisadi / siyasi üçleme bütünlüğü olarak ele alırlar.
Bu dizinin askeri ayağı, 1980 tarihli Askeri Strateji 2000-ABD idi. İleri teknolojiyle ve limit sıfır alanda asker gücüyle savaşmak anlamını taşıdı. Bunda, Vietnam’daki ABD kayıplarının payı tama yakındı.
1980 ertesiki Afganistan-Taliban çizgisi ile bu, savlananın tersine, düşük teknoloji, yüksek insan gücü çizgisinde yürüdü / yürütüldü. Taliban, eski ABD dostluğunu yeni ABD düşmanlığına dönüştürmüşse de, hala aynı askeri çizgide. Kazanmadıysa da, kaybetmedi de, 39 yıldır.
1991 1. Irak Savaşı’ndan beridir ABD, bu teknolojiyle hiçbir kalıcı askeri / savaşsal kazanç sağlayamadı. Üstelik, kullandığı teknoloji ne olursa olsun, 1950 Kore’den beridir hiçbir savaşı tam / gerçekten kazanamadı.
Bu dizinin iktisadi ayağı neo-liberal ekonomi. Ancak, altın-dolar eşlenikliğinin ayrılması (yani reel ekonomiden sanal-finansal ekonomiye kayış), bu çizginin anasavı ve o da 1973 tarihli.
2007 Krizi’nden beridir, bu çizgi de istop etmiş durumda.
Siyasi ayak ise, ironik olarak, hem ABD tipi sağ-sağ, hem alaturka 4 sağ-sağ, hem de AB tipi sol-sağ ayırtsızlığı veya sağın yapacağını solun yapması ve solun yapacağını sağın yapması durumu ile, toptan bir tasfiye sözkonusu. AB ve ABD’de seçime katılım oranları uzun süredir % 50’nin altında. Bunun sonuçlarını orta vadede hep birlikte göreceğiz.
Birinci Dünya başarısız, bunu saptadık, tamam.
Ama tüketici olarak 2.-4. Dünya da başarısız. 2007-2010 momentinde bir yerlerde (yani neo-liberalizm istop ederken), en yüksek oran olarak global % 50 nüfusu etkilemiş idi ama kendi ülkelerinde bile % 50’yi tam yakalayamamışlardı, çünkü AB’deki göçmenler açlık / asgari ücret sınırın altında yaşıyorlar.
Yani zorba-hegemonlar güç ile % 25 başarı sağlayabildiler ve bu durumdan dolayı çok öfkeliler.
Irak, Libya ve Suriye bitirildi ama krallıklar / emirlikler ellenmedi bile.
AB ile ABD’nin yoları ayrıldı ama onlar birbirini ısırmaz, it iti ısırmaz hesabı.
Kalıyor TC gibi, 2,5.-4,5. Dünya ülkeleri: Asansör takımlar yani. G-20’nin çürük elmaları, kırılgan ekonomiler yani.
Bu G-20 hempaları en az harcanabilir. Sonra daha harcanabilir Latin Amerika ülkeleri var. En son da, en çok harcanabilir durumdaki Afrika ülkeleri kalıyor geriye. Asya’ya ABD’nin hükmü geçmez, geçemez, geçemedi, geçemeyecek.
İlk 3 şıktakiler, 1’er milyardan 3 milyar ediyor. Topu birden harcanabilir. Dünya’nın yarısı yani. Boyun eğmeyi beceremeyenler ile boyun eğmeyenler yani.
Son 2 haftadaki dolar seyrine bakınca, Barrett gibilerin, yani yeni teorik / pratik neo-şahinlerin (neo-con’lar değil, bunlar daha şahinler), arenadaki gladyatörlere yapıldığı gibi, parmaklarını başaşağı çevirdiğini düşünmeye zorluyor bizi.
Eğer öyle olursa, Türk Baharı-Kışı gelir. Bu Fetret ise, rahat rahat 2033’e dek sürer.
(23 Mayıs 2018)

Hiç yorum yok: