Pazar, Mayıs 13, 2018

Toplumsal Yarar-Karar Matematiği


Gökte birlikte uçup geri konan yerleşik yaşamlı kuş sürülerini izlediğimizde, sürülüğün / toplumsallığın belli matematiksel kuralları yerine getirdiğini görürüz:
Bireyler uçma hacmini korurlar. Bu hem diğerlerine yeterince uzaklık, hem de yeterince yakınlık demektir. Yani o mesafe, belli bir tanım aralığında değişebilme hakkına sahiptir.
Bireyler, yakınındakilerin / çevresindekilerin uçma yönünü görüp, ona uyup, uçarlar. Uçma yönünün ve sürü toplu biçiminin olması bu yüzdendir.
İnsanda sürü psikolojisi biraz daha farklı izler:
Diyelim bin bireyli bir sürünün, kuş sürüleri gibi, diğerlerinin kararına; hem yeterince yakın (birlikte hareket edebilmek için), hem de yeterince uzak (bireyler farklılıklarını korumak için) olamaz. 5 bin yıllık ortak kararlı eylemlerde (halk isyanlarında) bile bu uygulanamamıştır.
Buradan, insan sürüsü davranışlarının matematiğinin limitlere varmadığı, Brown hareketleri limiti açısından bakınca da, aşağı yukarı belli bir tanım aralığında salındığı görülür.
Buradan oldukça ilginç ve acaip bir sonuç çıkar:
İnsanlar 1 milyon yıllık tarihöncesi ve tarih dönemlerinde, yeterince toplumsallaşamamıştır / sürüleşememiştir.
Yanısıra, yine ilginç ve acaip bir çıkarsama daha var:
Bireylerin toplumdan / kümeden varyans davranışları, onların tek başlarına oldukları gibiki değildir. 7 kişiden büyük gruplarda insanların IQ’sunun düşmesi, bu anlama gelir. Ancak IQ, düşse de, sürü olacak denli yeterince düşmez / düşemez gibi görünüyor. Demek ki sürü psikolojisi sırasında bile, içgüdüyü / sürülüğü bozan bir az miktarda bireysel bilinç sözkonusu.
O zaman bu durumda 2 çözüm yolu var:
Bir: Yeterince bilinçli bireylerin, kendi ve toplum yararına sürüden uzak durması.
İki: Az veya çok bilinçli bireyler, sürüye katılınca, onların da tümüyle sürüleşmesi.
Bu sekmenin nedeni şu görünüyor:
Bin kişilik bir toplulukta, her zaman 1-2 zihni bağımsız birey her zaman bulunur. Onlar ana eğilimlerden uzak davranınca, yakın çevrisindeki az veya hiç bilinçli bireyler onları bilinçsizce taklit eder ve bu da toplumsal davranış türbülansı / yalpası yaratır.
Bu durum; asal-yalnız bir birey ve oto-anarşist olmam olarak; devletsizliğin insanlara yanlış işler yaptırttığı gözleminden sonra, ikinci anti-anarşist saptama.
Ancak geçerli-gerçek de bu: Epistemik yalan söylemem, söyleyemem, söylemek istemem. Bilgi Çağı çocuğuyum. Eğilimim ve seçimim bu yönde.
Geçerli-gerçek olanı yazarım ve geri kalanı pas geçerim. İnsanı aptallıktan ve cahillikten kurtarmak, benim bakış açımdan toplumun kendi işi.
Homo Posterus olarak da, hem Sapiens’i kendi haline bırakmak (bireyler ve kümeler ölürse ölsün veya tür yok olursa olsun anlamında), hem de bireylerin kendi adına, için düşünmesi ilkesine uyarım.
Sonuçta toplumun yararı, toplumun kendi kararını kendi vermesidir. En azından 5 bin yıllık tarih deneyiminden sonra.
(12 Mayıs 2018)

Hiç yorum yok: