Reel
sayılarda x ve y birbiriyle karşılıklı bağımsız tanımlıdır.
Oysa
kompleks sayılarda reel ve imajiner bölümler arasında, y’nin / i’nin 4. üssü
eşittir x gibi bir iç-ilinti vardır.
Bu
iç-ilinti statiktir. Yani bir kereliğine ve sabit tanımlıdır.
Reel
Dünya’daki / Evren’deki boyut / parametre / apsis-ordinat sistemlerindeki x, y,
z ve t’ler birbiriyle keotik-dinamik ilintilerle tanımlı olabilir.
Epeyi
fizikçi, 20. Yüzyıl’ın başından beridir, zaman ve mekan boyutları arasında
iç-ilinti öngörüyor. Kaluza’nın 1 boyutun 3 veya 3 küsur boyut olabilmesi tezi,
sabit bir iç-ilinti varsaymıyor ama değişken olarak da tanım yok, yani tanım
belirsiz.
Biz
epeyi zamandır, zamanın ve mekanın, artı maddenin ve enerjinin, 10 üzeri eksi
18 saniyeden kısa sürelerde, birbirlerine ve başka şeyler dönüşüp geri döndüğü
kanısındayız. Bir tür titreşim / salınım sözkonusu yani.
İşte
bunun iç denklemleri, bu kompleks sayılar tanımlamasıyla başlayıp en karışık
denklemlere uzanabilir.
Matematik
felsefesi açısından bu, tanımların mutlak değil, koyutsal-değişken olduğu, yani
matematiğin de bir dil olarak epeyi sınırının bulunduğu yönünde bir anlam
taşıyor.
(30 Nisan 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder