Cuma, Mayıs 04, 2018

Bosch, Bruegel, Dürer, Güzel x Çirkin Resim-Fotoğraf, 1 Mayıs, Dünya Solu, Popülizm


Bosch, Bruegel, Dürer; ayrı ayrı kişiler / tarzlar ve peşpeşe zamanlı olarak, sıradan insanları görselleştirdiklerinde, onları oldukları gibi, yani çirkin resmetmişler ve görselleştirmişler. Bruegel’in resimleri, birebir tasvir niteliği taşır, yani o insanları yolda görseniz, tanıyabilirsiniz.
Bu, 500 yıl önce böyleydi. ‘Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev’ yazıldığında veya deneme türü icat edildiğinde de böyleydi yani. Yaklaşık aynı zamanlardı.
Aradan 500 yıl geçti. Kitleseverlik, proleteryaseverlik, işçiseverlik tezahür etti. O tezahürün bir altküme tezahürü, 1 Mayıs işçilerini güzel (ve ellerini kafasından büyük)s resmetmekti.
1 Mayıs 2018 tarihli, Dünya’dan en güzel 1 Mayıs fotoğrafları konulu fotoğrafları görünce, bunlar aklıma geldi.
Oysa kitle, proleterya, işçi genelde çirkindir. Zaten insanların % 99,99’u çirkindir.
Çirkin insanları güzellermiş gibi resmetmek veya fotoğraflamak, uç sağın popülizmiyle aynıdır: Yalan söylem ve hamaset: Emeğin çirkin emekçiyi güzel kıldığı hamaseti.
Ki zaten Stalin SSCB’sinin ve Hitler Almanya’sının kendi halkları hakkındaki güya belgeselleri birbirinin tıpatıp aynıdır. Hatta bir SSCB’li yönetmenin, TC’nin 10. yılı nedeniyle (1933’te) yaptığı belgesel de öyledir ve diğerlerinin tıpatıp aynıdır.
1945’ten beridir Bilgi Çağı’nda yaşadığımızı herkes kabul ediyor ama doğru bilgi vermeye kimse yanaşmıyor, çünkü düşünmeye kimse yanaşmıyor. Güzel, duygunun işidir; doğru-gerçek-bilgi, düşüncenin işidir.
Bu epistemofobi, post-modern sanatın takıntısıydı. Orhan Pamuk, bir zamanlar romanın dilegetireceği kesin doğru olmadığını, olsa da romanın işlevinin bu değil, eğlendirmek olduğunu söylemişti. Sonra da kalkıp, doğru diye Ermeni katliamından dem vurup, Nobel edebiyat ödülünü almıştı.
Tezlerin ve antitezlerin birbirinin yerine geçmesi veya ayırtsızlaşıp aynı işleri yapması ilk kez olmuyor. Bugünün sosyal demokrat geçinenleri de, karşıt olduklarını önesürdükleri uç sağın söylemlerini kullanıp, güzel yalanlar söylemeyi sürdürüyorlar, üstüne üstlük bunu savunup, bize sanat diye yutturmaya kalkıyorlar.
Bu Dünya’da da böyle, Türkiye’de böyle…
Sanatçılar doğrudan ve çirkinden öcüden korkan çocuklar gibi korkuyorlar: Doğru ortaya konulunca, hayalet görmüş veya ‘böö’denmiş gibi davranıyorlar.
Bu da onları, Fassbinder anlamında sentimental faşist ve yalancı kılıyor.
Bruegel de on binde bir azınlıktı, bunları söylerken biz de öyleyiz. 500 küsur yıldır minval aynı yani.
(1 Mayıs 2018)

Hiç yorum yok: