Bir kez
daha geçmişbilim-gelecekbilim praksisini ve tarihi yaşarken yazmayı
deneyeceğiz.
Trump üzerinden ABD’nin gidişatını genelde herkes kavramaya
başladı.
Ancak, Çin’in bu yıl son 20 yılın en küçük büyümesini gerçekleştirmesi gerçeğini henüz
kimse kavrayamadı. Daha önce bunun (kaçınılmazca) olacağını yazanlar oldu ama o
tümdenvarımsaldı, bu durum ise tümdengelimsel.
Keza,
Çin’in emperyalizmi hiç kıvıramamasını
da kavrayabilen yok henüz. Oysa, en az 2-3
yıl geçti uygulamalar başlayalı. Not: 1999’de Türkiye’ye yönelik komşuluk
kuramı çıkışının bugünkü durumla ilintisi için, Çin’den içeriden (doğrudan
partiden) bilgi gerekli.
Rusya-Putin’in Suriye’deki kazanmışlığını
kavradılar ama orası için belirgin bir uluslararası planlarının olmamasını hala
hiç kimse anlayamadı. Yani Putin, yalnızca Suriye’de ABD’den daha uzun işedi ve
bu da 5 yıl ve çok ölüye / daha çok göçmene mal oldu.
AB’nin çözüldüğüne aydılar hiç olmazsa.
Şimdi bu
makro 4’ü, 2020-2024-2028 için,
bariz bir çözülme vektörü demek. En
hızlı çözülen ABD, en yavaş çözülen ise Çin. Bu da, ortada kalan AB-Rusya
işbirliği ve aradan paçayı sıyırma eğilimi demek olacak: İşte bu, gelecekbilimsel ve tümevarımsal bir çıkarsama.
Bu
durumda, geri kalan Dünya’yı 3’e ayıralım:
Bir şey
değişebilecek olanlar: Brezilya, Hindistan.
Belki
bir şey değişebilecek olanlar: G-20’nin G-7 ve yukarıdaki 2 dışındaki öğeleri.
Hiçbirşey
değişmeyecek olanlar: En az 150 ülke ve en az 4 milyar nüfus. Değil 2028’de, en
makro krizli 2029 olasılığında bile, aşağı yukarı aynı kalacaklar.
Şerh:
2020-2028 arası için üst iki dilim, alt dilimi (ya da hiç olmazsa üçte birini)
asimile etmeye kalkacak.
Bunun,
1970 momentinde 1980 momentinin görünüp görümemesinden, hem tümevarımla, hem
tümdengelimle çıkarsıyoruz.
Eğer alt
dilimi için manivelaya çok bastırırlarsa, arada Çin devrilir.
Yıkım
senaryosunun tam olabilmesi için, Çin’in devrilmesi gerekli. Çin ayakta kaldığı
sürece, devlet kapitalizmini sürdürecek, çünkü nüfusunun % 97’si liberalizmi
benimsemiş (anketler öyle diyormuş). Çin devrilmediği sürece de, 1980-2020’nin
devamı olan 2020-2060 projesi, dingildek de olsa, aksak da olsa yürütülür.
Burada
tuhaf olan şey şu:
Türkiye,
1960’ta da GNP (gross national
product) açısından Dünya ortalamasında idi. 1980’de de. 2000’de de. 2020’de de.
Ve bunun için; 3 darbe, 3 liberalizm, 700 bin işkence görmüş, 5 bin birinci
terör dönemi ve 100 bin ikinci terör dönemi ölüsü yaşadı ve yarattı. Tanzimat (asıl kültürel globalizasyon) konusunu
ise, 180 yıl aradan sonra, kapattı: Bunun yeniden açılması en az 30 yıl alır.
Yani Türkiye, ancak bir kontrol parametresi ve turnusol kağıdı olarak tarihsel işlev taşır.
En son
Çin, batılılaşmayı en pahalı ödeyen ülke idi. Şu sıralar bayrağı Vietnam
devraldı. Bayrağı gönüllü devralacak ve liberalizm mezbahasına koşa koşa
girecek en az 50 ülke aday adayı daha var sırada.
Çıkış:
Biz,
hala 2020-2060 arasıki bilmem kaçıncı neo-liberal dalganın başarılı
olamayacağını, yıkımı ivmelendireceğini savunuyoruz. Ancak, bunu için 2020
momentinde elimizde henüz veri yok. Durum belirsiz
yani.
(25 Temmuz 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder