Kalkınma
planı denilen şey, ekonomide devletçilik
demektir. Bu kapitalist geçinenler, önünde sonunda dönüp dolaşıp bu
devletçiliğe geri dönerler, ABD’de bile böyle oldu.
Türkiye’de
iki kalkınma planı dönemi vardır: 1930’lar ve 1960’lar. İlki Atatürk’ün
ölümüyle, ikincisi 1980 askeri darbesiyle kesintiye uğratılmıştır.
İşte bu
kalkınma planlarının 11.’sini Erdoğan, şu sıralar TBMM’ye sunmakla meşgul.
Bir
alıntı:
“11.
Kalkınma Planı'na göre, 2023 yılında gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) 1
trilyon 80 milyar dolara, kişi başına gelirin 12 bin 484 dolara yükseltilmesi
hedefleniyor.”
Türkiye’nin
2019 nüfusu 83 milyondan çok.
“Bugün
ülkemizde … yaklaşık 4,9 milyon yabancı insan bulunmaktadır.”
Bu,
içişleri bakanı Soylu’nun Temmuz 2019 açıklaması.
Etti mi
88 milyon?
O 88, 4
yılda olacak 93 milyon.
Böl
GSYH’yı kişi başına gelire, etti mi 86,5 milyon kişi?
Nereye
gidecek 6,5 milyon kişi?
O zaman
da; kedi buradaysa, ciğer nerede; ciğer buradaysa, kedi nerede?
Bu
neo-liberalizm sayılan ekonomik ideoloji, bakkal hesabını bile bilmediği için,
ekonominin temel kurallarıyla oynanabileceğini sanıyor.
Burada
yapılan da o:
Kağıt
üzerinde oynayarak, sayılara hükmedemezsiniz.
O zaman
kalkınma planınınız, batma planı olur.
(9 Temmuz 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder