Pazartesi, Temmuz 08, 2019

SETA Raporu ve Alaturka Medya Panoraması 2019: İster Gül, İster Ağla


Bir alıntı:
“SETA, tepki çeken raporun ‘muhalif gazetecilere odaklanan bir çalışma olmadığı’nı ileri sürdü.”
Bir deli kuyuya taş atmış, 40 akıllı çıkaramamış.
Ne yani, biz şunları yazdık ve yayınladık, bunlar fişleme mi şimdi?
4 dış politika kadın köşe yazarı listesi: Ceyda Karan, Ayşe Karaabat, Yasemin Çongar, Duygu Loloğlu.
4 Kürtperver kadın köşe yazarı: Aslı Erdoğan, Perihan Mağden, Ece Temelkuran, Amberin Zaman.
Adamlar, kendileri ‘liberal demokrat köşe yazarı’ diye twitter grubu kurmuşlar çoktan.
Kendilerini fişlemiş falan mı olmuşlar?
Onlar yapınca, enformasyon da; başkası yapınca, dezenformasyon falan mı?
Bizce rapor eksik.
Çünkü:
Bunun Zaman listesi var, bunun taa Radikal – Yeni Yüzyıl (ilk zamanı) listesi var. At itinin it izine karıştığı, solla sağ liberalizmin aynı şey saydırıldığı, eski TKP’lilerin Fethullah’ın kucağına gittiği dönemler var (Abant Toplantıları).
Sorun şurada:
T24, Artı Gerçek, Gazete Duvar (Taraf’ı, vd’yi de katabiliriz) olarak listelenen, muhalif duruşun, AKP iktidarının varoluşunu güçlendiren tutumlar ve davranışlar içinde olduğu bir gerçek: Sinir bozucu bir gerçek hem de.
HDP’perverlik veya İmamoğlu’perverlik, onları dezenformasyon yapmaya sıkıştırdı çoktan.
Bunu, SETA da yapınca, neden tu kaka oluyor ki?
Tencere dibin kara, seninki benden kara, oluyor yalnızca…
Bu arada SETA’nın geçmişini fazla insan izlememiş. Özetleyelim:
‘Muhafazakar Dergi’ başlığıyla, başlangıçta akademik gidişattaydılar.
Bu çizgi, en çok şu anki ‘Doğu Batı’ yayın grubu nezdinde somutlandı:
Belli bir harici maddi kaynakla, belli bir çizgide yayın yapma.
Liberal sağ, sağlamcıdır, birden çok ata oynar, oynadı da: SETA dikiş tuturamayan, ‘Doğu Batı’ dikiş tutturan çizgide kaldı yalnızca.
Biz şuna karşıyız:
Hem Abant Toplantıları düzenle, hem Mete Tunçay’a Zaman’da yazdır.
Hem Akif Beki’yi Radikal’in başına sardır, olmadı Karar’a aldır.
Hem şu, hem bu: Bu kadar çok ata oynarsan, gürültüden ne dediğin anlaşılmaz. İnanılırlığın kalmaz. Muhatapların zaten eksi bilgili ve esi zekalı. Bu kadar çok şeyi dinleyince, hiçbir onların beyninde kalmaz.
Bizce, SETA raporu da öyle olacak. 3 günde unutulacak. Şu an içinse, yaz sıcağında millete gündem ve reyting gerek. Herkes, mal bulmuş Mağrıbi gibi konuya daldı.
Bu kadar patırtı bu yüzden.
Biz, gazetecilerin satılık olmasına bile karşı değiliz: Kimi cinsel organını satar, kimi düşünmeme organını: Alan razı, satan razı, kime ne?
Biz, Türk’ü bilmem ne yap ama bilmem ne deme, melokomikliğine karşıyız.
Bugün ilk 300 köşe yazarını ele alalım, kendi hesabımıza kirli olmayan 1 ad sayamayız. Baba Altan ve Arcayürek vardı, az kirliydiler, 70 yıl köşe yazısı yazdıktan sonra onlar da mezara gittiler. Oğul Altan’lar ise, melokomikliğin şahikasında seyrediyorlar.
O nedenle:
SETA’ya ister gül, ister ağla…
Sokak diliyle:
İşler ayna, çal çal oyna…
(Yani, 83 milyonluk Türkiye’de 2 milyon günlük gazete satışı var yalnızca, onun da çoğu kurumsal…)
(8 Temmuz 2019)

Hiç yorum yok: