Bir
alıntı:
“ “Bugün
ülkemizde 3,6 milyonu geçici koruma kapsamında Suriyeli olmak üzere yaklaşık
4,9 milyon yabancı insan bulunmaktadır. İstanbul'daki kayıtlı Suriyeli sayısı
546 bin 296'dır.”
…
Bakan
Soylu, 2013-2018 arasında yıllık yakalanan düzensiz göçmen sayısının yüzde 572
oranında arttığını, 2018 sonunda 268 bin olduğunu belirterek, özellikle bölgede
terör örgütü PKK ve DEAŞ'ın bu insan ticaretine aracılık etmesi, rant elde
etmelerinin, kaçak göçmen sayısındaki artışı tetiklediğini belirtti.
“Kamu
düzeninin ortadan kaldıran, huzursuzluk getiren hiçbir anlayışa, haksızlığa,
bir dükkanı 20 kişiye 12 saat, diğer 20 kişiye 12 saat yatırmak için kiralayan
ve bundan para elde eden, gayriinsani bir şekilde kiralayanların vicdanlarının
sorgulanmaya açılmasını istiyorum.” ”
Öncelikle:
1,3
milyon Pakistanlı, Bangladeşli, Afganistanlı, Türki Cumhuriyetler’li varmış.
Sıradan insanlar, bunları da Suriyeli / Arap sanıyorlar.
Bunların
özelliği, ekonomik göçmen olmaları, yani buraya savaştan kaçmak için değil,
para kazanıp biriktirmek için gelmeleri. O nedenle de, kendi içlerinde daha
disiplinliler. Lokantalar Türki Cumhuriyetler’den genç erkek, hane halkları da
temizlikçi olarak Türki Cumhuriyetler’den genç kadın kullanıyorlar.
Suriyeliler
ise, en pis işleri yapıyorlar. Belli kenar mahallelerde hurdacılık onların
tekeline geçti. Suriyeliler aynı zamanda çeteleştiler de.
Sorun,
tüm bunların son 5-6 yılda AKP-Erdoğan döneminde yaşanmış olması. Yani,
içişleri bakanının bu duruma söyleyecek tek bir sözü yok. Onun bulunduğu
kabinenin bakanları, asgari ücretten aşağısına çalışan Suriyeliler olmasa, Türs
sanayisinin çökeceğini açıkça belirttiler.
Sonrasında:
Bundan 10 yıl önce, yıllık transit göçmen 250 bin idi, 500 bin olmuşa benzer.
Bu,
büyük bir pazar. Yine bakanın söylediği gibi, bu işten kar edenler, yalnızca
terör örgütleri değil, sivil Türkler de.
Tuhaf
olan şey, bu sınırların kevgire dönmesi
olayının Türkiye’de neo-liberalizm ile başlamış olması. Çünkü Türkiye, 1980’den
beridir, Batı tarafından yanıp yıkılan
ülkelerden Batı’ya kaçan halkların yolu üzerinde kalıyor.
Bunun
bir çözümü var mı, olabilir mi?
Bizce
yok.
Kayıtdışı
milyarlarca dolar kazançtan söz ediliyor bu konuda.
Çıkış:
Tuhaf
olan şey şu:
Kimi
göçmenler, kişi başına on bin dolara kadar kaçma parası veriyorlar. Oysa bu
parayla, başlarını derde sokmadan, tenha bir yerlerde para kazanıyor
olabilirler, en azından bir bölümü.
Bu da yıkımın kendi öz-devimselleri olduğunu
bize açımlıyor.
(8 Temmuz 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder