Koyut 1:
Bugüne kadar yaşamış 100 milyar kişi için, ortak minimum hiçbir yönetim ilkesi
yoktur: Aslına bakılırsa, insan doğası veya ortak minimum hiçbir insani ilke yoktur.
Koyut 2:
Hiçbir çocuk veya torun kuşağı, ebeveynlerinin veya büyükebeveynlerinin yönetim
biçimlerini benimsemek zorunda değildir.
Koyut 3:
Herhangi bir anarşizm, sözü edilen 100 milyar kişiden pek pek 100 bin kişisi
için tam uygulanabilir bir kuramdır.
Bu
gerçek-koyutlar da, anarşizmi baştan açmazda bırakıyor.
Devamında
da, uygulanabilir olmayan ütopyaların
uygulanmasının, onları distopya kılması gerçeği geliyor karşımıza.
Tersine
bakılınca:
Gerilla
grubu, kampüs, kütüphane, ansiklopedi grubu, komün türü yarı kapalı ve mikro-mikro kültürel çevreler, hala
işlevsel: İronik olarak, anarşizmin karşıtı ideolojiler için de öyle.
Bu,
insanların 7 (bizce aslında 5) kişiden büyük grupların kendi zekalarının
altında davranmaya başlaması özelliğiyle koşut bir durum.
Ancak
aynı zamanda, insanların 1, 2, 10 kişi ve toplum-içi tutum ve davranışlarının
birbirinden farklı olması gerçeği de var: Yani bir insan, babayken ilericiyken,
politikacıyken gerici olabiliyor.
Sonuçta,
başka bir yol daha kalıyor:
Avangard
/ deneysel sinemanın olağan sinemada eser miktarlarda kullanılıp, yeni
alaşımlar icadının, masif avangardlıktan daha işlevsel olabilmesi gibi;
anarşizm de, toplum için, eser miktarlarda kullanılıp, yeni kültürel alaşımlar
yaratılabilir bir ideoloji sayılabilir belki.
(Şerh:
Bu tez, anarşizmin yalnızca bir yaşama pratiği sayılmasıyla ilintili değildir.
İdeolojilik tezlerin kuramlarıyla uygulamalarının ayrımları üzerinden işleyen
bir fay hattıdır.)
Bunu
anarşizme ihanet sayacak çok anarşist tanıdım.
Çünkü
onlar, ütopyayı distopya kılabilen insanlar idiler.
(8 Temmuz 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder